Şifreci mi? Tanırım iyi çocuktur!

Üniversite birinci basamak sınavında şifrelerin ortaya çıkarılması, sadece ÖSYM’yi değil, eski ve yeni Milli Eğitim Bakanlarını, Hükümeti ve Cumhurbaşkanını da telaşlandırdı.
Abdullah Gül, ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarından tatmin olduğunu söyledi ama öğrenciler Danıştay’a iptal davası açmaya başladı.
5 Nisan 2011 tarihli Yeniçağ’ın manşeti bu olayla ilgiliydi ve başlık “Çankaya temyiz hakimi” şeklindeydi. Alt başlıkta, “Yolsuzluk iddiaları sonrasında Kayseri’de taraf olan Gül, bu defa da ÖSYM’den yana çıkıp soruşturmanın meşruiyetini zedeledi” deniliyordu.
6 Nisan 2011 tarihli Hürriyet de aynı konuyu manşetten verdi ve “Savcılara iş kalmadı” başlığını kullandı.
Bana gelen bir mesajda da Gül’ün sözleri, Yaşar Büyükanıt’ın Şemdinli olayı sırasında suçlanan ast subay için söylediği “Tanırım iyi çocuktur” ifadesine benzetiliyordu.

***


Görülüyor ki hiçbir açıklama veya kefalet, sorulara çeşitli şifreler ile cevap vermenin mümkün olduğu gerçeğini değiştiremiyor.
Diğer taraftan bir süredir seçim güvenliği üzerinde adeta feryat eden Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, “Oy sayımında kullanılacak ABD kaynaklı yazılım, suiistimale açık. Şifre elinde olan herkes, sisteme girip istediği partinin oylarını yükseltebilir veya azaltabilir” diyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez de “Geçen yıl KPSS tartışması, bu hafta da YGS’deki iddialar ve Sayın Cumhurbaşkanı ile beraber kabine üyelerinin ’iddiaların muhataplarına sorduk, ikna olduk’ gibi sahiplenmeyle, önümüzdeki seçimlerde de hile ve hurdaya teşebbüs edenleri şimdiden sahiplenecekleri şeklinde işaret verir gibi bir haldeler” tespitinde bulunuyor..

***

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise “YGS’de şifre” iddialarıyla ilgili olarak, “Bu, bazı muhalefet partileri ve onlar adına kalem oynatan bazı yazarlar tarafından hükümete yönelik bir linç kampanyasına, operasyona dönüştürülmüştür” diye durumu toparlamaya çalışıyor..
Çelik, bazı okullarda sınava giren bütün öğrencilerin kız olması konusunda da “Kızlara pozitif ayrımcılık uygulamak adına sisteme verilen komutta önce kızları yerleştir şeklinde bir komut verilmiş. Bilgisayarlara ne deseniz onu yapar. Bilgisayarlar zannedildiği kadar akıllı falan değil. Bilgisayarlar aptaldır. Ne derseniz onu yapar. 17 okulun tamamına kız yerleştirilmiş..” diye bir açıklama getiriyor!
İyi de Hüseyin Bey, siz ÖSYM’nin avukatı mısınız? Bırakın bunları savcıya ÖSYM Başkanı söylesin. Siz niçin açılmış soruşturmayı etkilemeye çalışıyorsunuz?

***


Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, seçim güvenliği için şu önerilerde bulunuyor:
“Seçmen kütükleri yargının denetiminde yeniden tarafsız memurlara yazdırılmalı, İnternet üzerinden oy sayımı terk edilmeli, eski usule dönülmeli, parmak boyama usulü tekrar getirilmeli.”
3 Nisan’da bana Hollanda’dan mesaj gönderen İ. Pınar adlı okurum; “Hollanda’da son seçimlerde elektronik oylamadan vazgeçildi. Eski oy pusulası sistemine dönüldü” hatırlatmasında bulunmuştu. Bence de bu öneriler doğrudur. Bu kadar sahtekârlığın döndüğü bir zamanda en iyisi eski sisteme dönülmesi. Madem ki bilgisayarlar aptal; vatandaşın birbirini denetlemesini sağlayalım.
Bursa’dan makine mühendisi Esad Altay, iki ay kadar önce geçtiği mesajında “AKP hükümeti Mobese kameraları ile ülkeyi kontrol altında tutmayı gayet başarılı olarak sağlıyor. Aynı yöntemi siyasi partilerimiz, seçim sandıkları başında sayım yapılırken basit bir web camera sistemi ile uygulayabilir” demişti..
Anlaşılıyor ki vatandaş, iktidara güvenmiyor! Asıl oylama bu değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları