Daha ligin başı.

Ayrılıklar başladı.

Trabzonspor yönetimi, taraftarın haklı tepkisine duyarsız kalmadı. Abdullah Avcı ile yol ayrımına gitti.

Avcı demişken hakkını verelim.

Hoca saha içi konusunda tartışılır. Amma öyle bir konu var ki, o konuda number one!

Avcı, çalışmadığı dönem, yerine çalışan hocalardan çok kazanıyor.

Mesela, Beşiktaş’tan ayrıldığında yerine gelen Sergen Yalçın.

Medyaya yansıdığı kadarı ile; Sergen hoca yıllık 9 milyon aldı. Gönderilen Avcı ise 12 milyon lira.

Benzer durum Trabzon için de geçerli.

Şimdi asıl konumuza dönelim.

Şenol Güneş; 5. kez göreve getirildi.

Güneş’in her yönünü, herkes bilir. Konuşur, kulis yapar. Fakat kimse çıkıp yazmaz.

Gelin şöyle bir göz atalım. Şenol hoca, çok pintidir. Habercim Minik Karga’mın aktardığına göre, birine çay ısmarlamışlığı bile yoktur.

Hatta bu konuda aile fertleri ile ters düşüp küslüğü çoktur.

Trabzon’un en değerli yeri olan Çömlekçi’de mülkleri vardır.

Dükkan kiracısı ile bizzat zam artışını konuştuğu ve 500 lira için pazarlık dahi yaptığı söylenir.

Olabilir mi, olur.

Bal gibi olur.

Beşiktaş’a geldi.

Tesislerin girişine bahçe yaptırdı. Domates, biber patlıcan..

Rahmetli Barış Manço’nun şarkısı gibi her türlü sebze ektirdi.

Tenis kortunu kaldırıp kümes yaptırdı. Amaç taze sebze ve yumurta..

Hoca yetinmedi. Hollanda menşeli inek getirip, süt, yoğurt yapılsın dediyse de, dönemin başkanı Fikret Orman ‘DUR’ dedi..

Ne güzel eğleniyoruz dimi.

Hocanın serüvenleri mizah kitabı olur.

Kısa bir kesit sunduk sadece.

İstanbul’da Bağdat Caddesinde oturan hoca, tesislere giderken kulüp malzemecisi Süreyya Soner’i görür. Taksiciye işaret eder.

Tesislere gelindiğinde hoca, ücretin yarısını verir. Taksici; hık, mık derken, hoca Süreyya’yı işaret eder…

İşte parasal konuda çok duygusal olan Güneş, önce Sadri Şener ile ters düştü.

Beşiktaş’ta kazandığı şampiyonluk sonrası temsilcisini Başkan Orman’a gönderdi.

“Şampiyon hocanın değeri ikiye katlanır..” diyerek iki katı olan 3 milyon Euro talep etti.

Sen misin bunu yapan. Eski medya mensubu olan menacerini Başkanın elinden zor aldılar.

Almasalar nakavt olacak.

Güneş, Beşiktaş’tan gönderildi. Taa Güney Kore’den takımlara baktı.

Dönüşler olumsuzdu.

Azerbaycan’a uzandı. Yine yok.

İran ve Yunanistan ile de temaslar kuruldu. Sonuç çıkmadı..

İçerden de ses yok.

Isısız hoca

İşsiz kaldı

Trabzon’da okey oynarken, Başkan Ertuğrul Doğan aradı.

Bunun ayrıntılarını sizlerle paylaşmıştım.

Meğer başkan aramamış, arattırılmış.

Haydi gel çık şimdi, işin içinden.

Hayrettin Hacısalihoğlu kadim dostu.

Elini kesse, Şenol Güneş akar. O derece yani.

Fatih Tekke açıklanmak üzere iken başkanın kapısını çalmış.

Divan Kurulu, kongre üyeleri üzerinden yumuşak iniş yapmış piste(!)

Güneş’in son kez görev alıp emekliye ayrılma niyetini açıklamış.

Efsane, kestane derken; Tekke out, Güneş in oluvermiş.

Gelelim duygusal konuya.

Başkan, Güneş’e parasal konuyu açmış.

Hoca bu konuda malumunuz.

‘Başkanın eli tutulmaz. Gidenin altında kalınmaz’ diye espri patlatmış.

Yıllık 56.5 milyon garanti ücret alan Avcı’nın bir tık üstüne çıkılmış.

Sen misin Başkana espri yapan.

Madem öyle gel böyle der gibi karşılık bulmuş.

Doğan, “Bize her yer Trabzon” demekle yetinmiş.

Güneş anlamamış.

İmza atarken göz ucu ile bakmış.

61 milyon yıllık garanti ücret.

Derin bir ohhhh çekip basmış imzayı.

Valla ne diyelim. Artık o meşhur söz değişti; 41 değil, 61 kez maşallah.

Allah artırsın hocam. Eksiltmesin.

Gözü olanın oynadığı iddia tutmasın!