Seçim sonuçlarına itiraz eden bir Başsavcı yardımcısı! (04 Mart 2008)
Ermeni yalanları, Türkiye’yi yıllardanberi uluslararası ilişkilerde meşgul etmektedir. Bazen, ABD Kongresi’ndeki Ermeni tasarısının gündemden düşürülmesi için Türkiye’den siyasi tavizler bile istenmektedir. Mesele, büyük ölçüde ABD ve Fransa’daki Ermeni diasporasından kaynaklansa da asıl olan Ermenistan devletini Türkiye aleyhine büyütmektir! Dolayısıyla Ermenistan’ın iç politikası Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Buna karşılık Türk kamuoyu, Ermenistan hakkında, hatta Ermenistan’ın başta Karabağ olmak üzere Azerbaycan topraklarını işgali, Hocalı katliamı ve bir milyon Türk’ün topraklarını terk etmek zorunda kalması gibi konularda dahi yeterince bilgilendirilmediği gibi, tam tersine Türkiye’nin Ermenistan’a uyguladığı bazı sınırlamaların kaldırılması için Türkiye basınında yayınlar yapılmaktadır.
Ermenistan’a giden tek tük gazeteciler varsa da bunların rolü Ermenistan projelerine hizmetten öteye bir anlam taşımamaktadır. Üniversitelerde yakın zamana kadar Ermenice öğretmek akıl edilememiştir. Sadece askeri okullarda birkaç kişiye Ermenice öğretilmiştir.
* * *
Buna karşılık, bazı düşünce kuruluşları, Ermenistan’da olup bitenleri gazetecilerden daha iyi takip etmekte ve buna bağlı analizler yapmaktadır. Türksam Başkanı Sinan Ogan’ın 19 Şubat 2008 tarihinde Ermenistan’da yapılan devlet başkanlığı seçimleri sonrasında muhalefetin başlattığı mitinglerin 1 Mart gecesi fiili eylemlere dönmeye başlamasıyla ilgili değerlendirmesi gibi..
Ogan, 8 kişinin ölümü ve Erivan’da 20 günlük olağanüstü hal ilan edilmesi ile devam eden olayları “Turuncu Devrim resmen başladı” diye yorumluyor.
Nitekim, muhalefetin adayı Petrosyan, ABD ve AB’ye çağrıda bulunarak Batıdan seçimlerin yeniden yapılmasına destek olmalarını istedi. Petrosyan çağrısında, “Batının demokratik düşünce ile çürümüş kriminal rejim arasında tercih yapması gerektiğini” bildirdi.
* * *
Ogan, Petrosyan’ın ABD tarafından desteklendiğini belirtikten sonra “ABD’nin bölgedeki en büyük büyükelçiliğini Erivan’da inşa ettirdiğini de göz önüne alırsak (neredeyse bir mahalle büyüklüğünde) Ermenistan’ı kolay kolay Moskova’ya bırakma niyetinde olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak Rusya da Ermenistan’ı kaptırmak niyetinde değildir. Şubat başlarında Başbakan Viktor Zubkov’un Erivan ziyaretiyle aslında Başbakan Sarkisyan’a destek verdiği kolaylıkla anlaşılmaktaydı. Ermenistan seçimleri aslında küresel bir üstü kapalı güç mücadelesine de dönüşmektedir” diye durumun fotoğrafını çekiyor.
Ogan, “Türkiye’nin Ermenistan seçimleri ile ilgili tutumu pek anlaşılamamıştır. Daha Ermenistan Devlet Seçim Komisyonu’nun resmen Sarkisyan’ın kazandığına dair resmi açıklama yapmadan dünyada neredeyse ilkler arasında yer alarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Sarkisyan’ı tebrik etmiştir. Diğer yandan bir Turuncu Devrim ile Petrosyan iktidara geldiğinde ise barış çok yakın olacaktır. Ancak bu defa da Kafkasya’da Gürcistan ile başlayan ve gerçekleşmesi halinde Ermenistan ile devam edecek olan turuncu devrimler silsilesinin bölgede ’kötü bir alışkanlık’ haline gelecektir” diyor.
* * *
Ogan, yeni bir bilgi de veriyor:
“Ermenistan Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Gacik Cangiryan, Petrosyan’ın mitingine katılarak seçimleri aslında Petrosyan’ın kazandığını açıkladı ve hemen ertesinde de görevinden alındı. Daha önce de Savunma Bakan Yardımcıları Petrosyan’a destek verdiklerini açıklamıştı.. Ayrıca parlamentoda bazı milletvekillerinin de Petrosyan’ın tarafına geçtikleri bildiriliyor.”
Burada bir hatırlatma yapmak lazım ki, Türkiye’deki seçim sonuçlarının bilgisayar oyunları ile değiştirildiği iddiaları ayyuka çıkmıştır ve muhalefet partilerinin “yeni bir seçim olursa aynı sonucu alamayız” korkusuyla bu iddiaların üzerinde durmadığı söylenmektedir.