Sanal kumar tezgahları ve gariban kurbanları
Çarpıcı araştırmalarla gündeme damga vuran cevval gazeteci Murat Ağırel yeni kitabı “Kirli Çark” ile sanal bahis çetelerinin ipliğini pazara çıkarırken bunların kurbanlarının trajedilerini gözler önüne seriyor. Bu kitabında sanal bahis özelinde Türkiye'nin nasıl bir çarka düştüğünü anlatmayı hedefleyen Murat Ağırel konuyla ilgili tespitlerini şöyle aktarıyor:
“Sanal bahis ilk bakışta basit bir oyun gibi görünebilir. Bir tıkla değişen oranlar, ekranda dönen renkli simgeler...
Ancak bu cazip görünen dünyanın yüzeyini kazıdığınızda, altından organize bir suç ağı çıkar.
Aslında her bahis, kaybetme zincirinin ilk halkasını oluşturur.
Bu sistem, oyuncuları adım adım kendine bağlar. Başlangıçta yalnızca basit bir üyelik ve küçük bir yatırım gerekir.
Hatta ilk başta kazandırır gibi görünür; ancak bir süre sonra kayıplar başlar.
Her kayıp, oyuncunun kazanma arzusunu daha da körükler. Kaybettikçe daha fazla oynarsınız. Oynadıkça batarsınız. Bu tip oyunlarda kasa daima kazanır ve kayıplar yalnızca para ile sınırlı kalmaz.
Umudun en büyük tuzaklardan biri olduğunu unutmayın. Bazen gözlerinizi kapattığınızda size kazandıracağını düşündüğünüz bu umut, aslında kayıplarınızı daha da derinleştiren en büyük hırsızdır. Türkiye’deki yoksulluk artık vatandaşın ruhuna işlemiş vaziyette.
Bir de o ruhu emen yasadışı sanal bahis örgütleri gibi yapılar oldu mu garibanı koruyan kimse kalmıyor.
Ha eskiden garibanı koruyan mı vardı o da ayrı bir konu. Fakat görüyoruz ki enflasyonla birlikte son yıllarda yoksulluğun pençesine kapılmak çok daha ıstırap verici bir hal aldı.
Üstüne bir de adaletsizlik, eşitsizlik, haksızlık binince insanın haykıracak bir nefesi bile kalmıyor.
Maalesef acı sonlar tek çıkış yolu olarak görülüyor. Aileler dağılıyor, çocuklar yetim kalıyor, toplum çöküyor.”
Murat Ağırel, “Kirli Çark”ı kaleme alma amacını da şu sözlerle açıklıyor:
“İstedim ki bu kitap haykıracak bir nefesi bile kalmayanların sesi olsun. İstedim ki çarkın dişlileri arasında ezilenlerin isyanı olsun. Bu kitapla, ülkemiz insanının kültürünün nasıl yozlaştığını, toplumsal çürümüşlüğün nasıl adım adım kılcal damarlarımıza kadar işlediğini göstereceğim. Ahlakın, erdemin, doğru sözün yerini nasıl zenginleşme hırsı, birbirinin üzerine basarak yükselme duygusunun aldığını anlatacağım. Takım arkadaşlarının bile emeğini çalan hırsızları göstereceğim.”
Kırmızı Kedi Yayınevi
Tel:(0212) 244 89 82
Çok tanıdık bir ülke
Sıra dışı kitaplara imza atan araştırmacı yazar Cazim Gürbüz son çalışması “Dinbazistan”ı okurlarıyla buluşturdu. İlk kez duyulan, “Dinbazistan” tanımı Cazim Gürbüz’ün bir buluşu/nitelemesi… Dinbazistan’ın neresi ve nasıl bir yer olduğunu Gürbüz şöyle özetliyor:
“Din uğruna ayaklanıp, din yolunda ellenenlerin yaşadığı yerdir Dinbazistan. Diniyle yüzleşmeye cesareti olmayanların yurdudur. Öteki dünya vaatleri karşılığında beynini din'e rehin bırakan insanların çoğunlukta olduğu ülkedir. Toz kondurmadığı, laf söyletmediği, sorgulamadığı, sorgulatmadığı dininin tarihini bilmeyen bir halk yaşar orada.
‘Her şeyi din’in içinde, din her şeyin içinde’ kesin kabulüyle din’in baz alındığı, cami minarelerinin din’in baz istasyonu olduğu ülkedir Dinbazistan.”
Berfin Yayınları
Tel: (0212) 513 79 00
Sanal kumar tezgahları ve gariban kurbanları
Düşmanı Çanakkale’de durduran ruhun destanı
Tarihi yanlışlara savaş açan asker
Kutsal kitaplar üzerinde arkeolojik bir kazı
Ülkesini seven yaptığı işin hakkını verendir
Dönüşen Türkiye’nin zamanda yolculuğu
Gezmek kolay, yazmak zor
Fark yaratan iş insanı olmanın canlı örneği
Yenilgiyi önleyemeyen bir askeri ortaklığın hikayesi
Devlet aklı ile korunan devlet mi? İktidar mı?









