Sınırımızın biraz ilerisindeki Halep 'toplu mezar'a dönüştüğünde, bunu insanlığımıza, Türklüğümüze ve Müslümanlığımıza nasıl yedireceğiz acaba?
Halep 2012'den beri hem PKK/PYD'ye, hem IŞİD'e, hem de Şam rejimi ve destekçilerine karşı direniyor... Orantısız bir direnişti bu ama inançla dayandı Halep...
Şimdi çok daha zor durumda... Son ikmal yolları da rejim ve PKK/PYD tarafından kesildi... Halep'te hastane vuruluyor, Halep'te su vuruluyor, Halep'te insanlık vuruluyor... Yetişilmezse eğer, Suriye içindeki en yoğun Türk nüfusun yaşadığı Halep ölüyor...
Suriye'ye ulaştırılacak insani yardımlarla ilgili BM görevlisi Egeland, Halep'teki durumu 'felâket' olarak rapor ettiğinde Nisan ayıydı... Egeland durumu anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini, önümüzdeki günlerin çok önemli olduğunu söylüyordu... Rusya destekli Şam rejimi hastaneleri vurmuş, içinde Sınır Tanımayan Doktorlar'ın da bulunduğu hastanelerde 50'den fazla doktor, sağlık personeli ve çocuk ölmüştü...
'Felâket' tanımının üzerinden 3 ay geçti... Bugün Halep, boğazı daha da sıkılmış durumda... Bir şehir dünyanın gözü önünde 'toplu mezar'a dönmeye doğru gün sayıyor... Şehirde hastane hizmetleri tamamen durmuş vaziyette... Kan merkezi kalmadı... Yaralılar şehirden çıkarılamıyor... Artık, su verilemiyor... Sınırlı sayıdaki kuyular ise karışan kimyasallar tarafından bir nevi zehire döndü... Açlık, susuzluk ve hastalık Halep'i acımasızca kuşattı...
***
Halep'in bugün insanî yardım koridoruna ve kamuoyu desteğine ihtiyacı var... Üstelik fazla vakit ve dayanma gücü yok... İnsanlığımız, kanımız ve inancımız için bu çığlığı çoğaltmalı ve harekete geçirebileceğimiz her yeri ama her yeri harekete geçirmeliyiz... Halep için hassasiyet taşıyan, değil ellerini vücutlarını taşın altına koyan kahramanların şu mesajını duyalım, duyuralım, lütfen çoğaltalım:
"Halep'te su ve gıda tükendi! Artık bu sese kulak verin. Bu sesi duyurup Halep'e İNSANİ YARDIM ulaştıracak bir koridor oluşmasını sağlayamazsak, çok yakın zamanda önce çocuklar ve yaşlılar olmak üzere sivil ölümleri başlayacak!
2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı, 2012 yılında Halep'e sıçradı. Halep halkı o tarihten beri vatanlarını Esad, Rusya, İran, IŞİD ve PYD'ye karşı savunmak için kimseden bir şey beklemeden direndi. Uzun zamandır kuşatma altında olan Halep, tek ulaşım seçeneği olan Kastello yolu üzerinden Türkiye'ye açılan koridor sayesinde az da olsa yardım alabilmekteydi. 5 yıldır savaşan Halep, yakıt, gıda ve su ihtiyacını yalnızca bu yolla temin edebiliyordu. Halep'in dış dünya ile tek bağlantısı olan Kastello yolu, 8 Temmuz 2016 tarihinden itibaren PYD ve Rejim tarafından kapatılarak Halep tam kuşatma altına alındı.
200.000'i Türkmen olmak üzere 500.000 sivil insanın yaşadığı Halep'e sağır kalırsak, Rus uçaklarının bombaları altında, Rejim ve PYD kıskacında kalan şehir çok yakında bir toplu mezara dönecek. Gıda ve su stokunun 21 Temmuz 2016 tarihi itibariyle tükendiği Halep'te en geç Temmuz ayı sonunda açlıktan ölümlerin başlaması bekleniyor. Silahsız 5 yıl dayanan Halep'in susuz 5 gün dayanması imkânsız...
Halep için kamuoyundan yegane isteğimiz, yaşanan açlık tehlikesinin dünyaya duyurulması için sesimize ses vermenizdir. Şu anda yardım ulaştırma imkânı kalmadığı için aynî ve maddi yardım toplamanın bir faydası olmayacaktır.
Biliyoruz ki Türkiye, hain terör örgütü FETÖ'nün yaptığı alçakça saldırılarla hassas günler yaşıyor. Yine biliyoruz ki Kilis'e sadece 60. km uzaklıkta olan ata yadigârı Halep, Anadolu'nun doğal bir parçasıdır. Halep'te yaşayan insanlar din kardeşimiz, soydaşımız hepsinden önemlisi masum sivil insanlardır. Ve artık bu insanların sabırla ölümü beklemekten başka şansı kalmadı.
Bu çağrıyı okuyan herkesin sesimizi çoğaltmak için ulaşabildiği bütün makamlara, sesli ve görsel medya organlarına, yabancı basın-yayın organlarına, dernek, vakıf vb.. sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilerin il başkanlıklarına ve genel merkezlerine, kanaat önderlerine tekrar tekrar iletmesi ve konuyu takip etmesini istiyoruz.
Halep'i insanlığınıza emanet ediyoruz..."
