Rum-Yunan yeniden kaşınıyor. KKTC’nin tanınması için laftan eyleme geçmenin tam zamanıdır!
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin(GKRY) KKTC’nin tanınmasını engellemek ve federasyon hedefli müzakereleri Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlatma gayretleri sürmektedir. Faşist Eokacı Rum Lider Nikos Hristodulidis, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in taraflar arasında ortak zemin arayışlarından beklediği sonucu alamayınca bu kez Avrupa Birliği(AB) kartını ortaya koydu.
Hristodulidis AB’ye tam üye olma hedefindeki Türkiye’yi, AB zemininde sıkıştırıp aklı sıra Kıbrıs’tan ödün alma peşindedir. Kendinden önceki lider Anastasiadis de bu yolu denemiş, AB’yi Kıbrıs sorununa müdahil etmek istemiş, ancak Türk tarafının kararlı duruşu nedeniyle başarılı olamamıştı. 29 Ağustos’ta Brüksel’de gerçekleştirilen AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nda Kıbrıs meselesi de gündeme geldi. Beş yıllık bir aranın ardından toplantıya davet edilen Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs bağlamında önemli açıklamalar yaptı; Türkiye’nin Kıbrıs’ta geri adım atıp ödün vermesini isteyenlere ve federasyon hesabı yapanlara Türkiye’nin net duruşunu aktardı. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere göre, toplantıda Dışişleri Bakanı Fidan muhataplarına, KKTC makamlarının da altını çizdiği üzere, görüşmelerin “iki egemen devlet esasında” ele alınması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Fidan, BM Kıbrıs raportörünün görev süresi ve raporu konusunda Ankara’nın görüşlerini tekrarlayarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Nikos Miçotakis’in Eylül ayında gerçekleşmesi beklenen görüşmelerinin önemine vurgu yaptı. Hakan Fidan, KKTC üzerindeki ambargo ve izolasyonlar ile doğrudan uçuş konusundaki noksanlığa da işaret etti.
Bakan Fidan, toplantının ardından yaptığı açıklamada ise, "Biz, Türkiye-AB ilişkilerini canlandırmanın herkesin menfaatine olduğuna inanıyoruz. Ancak, Kıbrıs sorunuyla Türkiye-AB ilişkileri arasında bir bağ kurulmasının sağlıklı bir yöntem olmadığını ve herhangi bir sonuç vermeyeceğini vurguladık." ifadelerini kullandı.
Bu arada toplantıya katılan GKRY Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, “Kıbrıs sorunu ile AB-Türkiye ilişkilerindeki ilerleme birbirinden ayrılamaz” ifadelerini kullanarak uzlaşmaz tutumunu tekrarladı. Kombos AB Dışişleri Bakanları gayri resmî toplantısı çerçevesinde Fidan’la yaptığı görüşme konusunda da açıklamalarda bulundu. Kombos “birkaç dakikalık bir sohbet gerçekleştiğini ve bu tarz görüşmelerde özlü konulara ne kadar girilebiliyorsa, o kadar bu konulara girdiklerini” söyledi. Kombos, AB tarafından Avrupa-Türk meselelerinin çerçevesinin ne olduğunun teyit edildiğini ve bunun Kıbrıs sorunuyla doğrudan bağlantılı olduğunu savundu.
Geçtiğimiz hafta Kıbrıs ve Türkiye gündemine oturan diğer bir konu ise, Rum-Yunan ikilisi tarafından desteklenen ve Kıbrıs gerçeklerini gizleyerek çarpıtan, 1974’te Kıbrıs’a barış getiren Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin adada işgalci olduğunu ortaya koyan ‘Famagusta’ adlı çirkef dizinin Netflix dijital yayın platformunda yayınlanacağının açıklanması oldu. ‘Famagusta’ dizisinin yayıncısı Mega TV ve yönetmeni Andreas Georgio, dizinin 20 Eylül'de Netflix'te yayınlanacağını açıklaması sonrasında Türkiye ve KKTC’den, “ada gerçeklerinin ve tarihin çarpıtıldığı” gerekçesiyle, dijital platformu protesto eden açıklamalar çığ gibi büyüdü. Ne var ki açıklamalarla yetinilmemeli gerekli karşı adımlar hemen atılmalıdır.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de 16 oteli bulunan ve Türkiye pazarından milyonlarca dolar para kazanan Alman turizm şirketi TUİ’nin, KKTC ekonomisini yıkma hedefindeki Rum Yönetimi ile iş birliği çerçevesinde, ‘Kuzey Kıbrıs işgal altında - Türkiye Kıbrıs’ta işgalci’ suçlamasına sessiz kalan Anavatan Türkiye’nin, Netflix platformunda yayınlanması planlanan ve ada gerçeklerini çarpıtan, kahraman ordumuzu karalayan ‘Famagusta’ dizisi için yapacakları vardır! Hamas lideri Haniye’nin hunharca katledilmesi sonrasında Haniye ile ilgili taziye mesajlarını engelleyen sosyal medya platformu İnstagram’ın yayınlarını yasaklayan Türkiye, Netflix için de aynı yaptırımı devreye koymalıdır. Netflix’in, Türkiye ve KKTC’deki yayınları kapatılmalı, ‘Famagusta’ dizisinin tüm dünyada yayınının engellenmesi için kampanya başlatılmalıdır. Halkımız ise aboneliklerini iptal etmelidir. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıllarda Pedofiliyi özendiren 'Minnoşlar (Cuties)' filmi RTÜK'ün talebi doğrultusunda ve abonelik iptalleri nedeniyle yayından kaldırılmıştı. Netflix’in 85 milyonluk Türkiye pazarını gözden çıkartması söz konusu değildir ve dizinin yayınlanması da böylelikle engellenebilecektir. Netflix’te yayınlanması planlanan ‘Famagusta’ dizisi için Rum tarafına verilecek en iyi diğer bir cevap, Türk Vakıf malı Maraş’ın tamamını hemen yerleşime açmaktır. Dahası, Rum-Yunan tahrikleri karşısında, KKTC’nin tanınması için laftan eyleme geçmenin de tam zamanı olduğuna inanmaktayım.