Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF

Hüseyin Macit YUSUF

Makarios’tan tarihî ifşaat: Yunanistan askerî rejimi Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca ihlal etti, diktatörlüğünü Kıbrıs’a genişletti

Yunan Cuntası’nın 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak, Enosis hedefine ulaşmak üzere gerçekleştirdiği darbenin ertesinde, adadan kaçarak canını kurtaran eli kanlı katil Makarios’un 19 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmasından önemli bir bölümü, Rum-Yunan ikilisinin yalan propagandalarına karşı ve Anavatan Türkiye’yi işgalcilikle suçlayanların kulaklarına küpe olması ümidiyle Mutlu Barış Harekâtı’nın 50. yıldönümünü büyük bir onurla kutlamaya sayılı günler kala paylaşıyorum…

Katil Makarios 19 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’ndeki “Geçen Pazartesi sabahı Kıbrıs’ta olanlar gerçek bir trajedidir. Yunanistan’ın askerî rejimi Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca ihlal etti” diyerek başladığı konuşmasını “Yunan cuntası Kıbrıs Helenizm’inin demokratik haklarına, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğine zerre saygı göstermeden, diktatörlüğünü Kıbrıs’a genişletti” diye sürdürerek Yunan cuntasının ipliğini pazara çıkarmıştı. Makarios, BM Güvenlik Konseyi’nde şu gerçekleri anlatıyordu, “Birleşmiş Milletler Kıbrıs’ta Barış Gücü bulunduruyor. Bu askerî darbe şartları altında rolünün (BM Barış Gücü) etkin olması mümkün değildir. Güvenlik Konseyi Yunan askerî rejimini Millî Muhafız Ordusu’nda görev yapan subaylarını (adadan) çekmeye ve Kıbrıs’taki istilaya son vermeye çağırmalıdır.”

Makarios, garantör ülkeler Türkiye ve Birleşik Krallık’a Yunan Cuntası’nın kanlı darbesine karşı, yıkılan düzenin yeniden tesis edilmesi için müdahale etme çağrısı yaptığı tarihî konuşmasında şu önemli saptamaları yapmıştı: “Kurban sayısının çok olduğundan, maddi zararın büyük olduğundan korkuyorum. Ancak şu anda ana gayemiz trajedinin son bulmasıdır. Londra’ya ulaştığımda Yunan cuntası temsilcisinin Birleşmiş Milletler'deki konuşmasının içeriğini öğrendim. Dünya kamuoyunu kandırmaya çalışma yöntemleri beni şaşkına çevirdi. Yunan cuntası utanmadan, silahlı saldırıya karışmadığını ve son günlerde cereyan edenlerin Kıbrıslı Rumların iç meselesi olduğunu iddia ederek durumu basitleştirmeye çalışıyor. Yunan askerî rejiminin, Kıbrıslı Rumların iç meselesi addedilsin diye darbenin bu şekilde yapılmadığı iddiasını kabul edecek insan olduğuna inanmıyorum. Bu bir dıştan istila, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğinin kaba ihlalidir.”

Makarios, BM Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin başkanı olarak kabul edildiği Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında, 'ittifak antlaşmaları uyarınca Kıbrıs’ta konuşlanmış 950 subay ve erden oluşan Yunan kontenjanının Kıbrıs’a bu saldırıda hâkim rol oynadığı' ifadesine özellikle vurgu yaptı. Makarios havaalanının, başkentin dışından Yunan birliği mensupları tarafından ele geçirildiğini ve darbeden sonra Yunan rejiminin Kıbrıs’taki ajanlarının tanınmış bir silahlı adam olan Nikos Sampson’u cumhurbaşkanı atadıklarını, Sampson’un da tanınmış, terör örgütü EOKA-B destekçilerini bakan atadığını belirtmişti.

Makarios konuşmasında 'Kıbrıs’ta, iç mesele olarak düşünülebilecek hiçbir ayaklanma olmadı. Bu, Cumhuriyetin bağımsızlık ve egemenliğini ihlal eden bir istilaydı. İstila, Yunan subaylar Kıbrıs’ta olduğu müddetçe devam edecek. Anayasal normalliğe geri dönülmez ve demokratik özgürlükler yeniden ihdas edilmezse bu darbenin sonucu Kıbrıs için katalizör olacak' diye uyarıda bulunarak, Güvenlik Konseyi üyelerinden “Atina darbesiyle yaratılan bu gayridoğal durumun sonlandırılması için ellerinden geleni yapmalarını” istemiş, “Kıbrıs’taki anayasal düzenin ve Kıbrıs halkının demokratik haklarının gecikmeksizin yeniden ihdas edilmesi için elindeki bütün yöntem ve imkânları kullanmaları” çağrısı yapmıştı.

Katil Makarios konuşmasında ayrıca şunları vurgulamıştı: “Kıbrıs’taki olaylar Kıbrıslı Rumların iç meselesi değildir. Kıbrıslı Türkler de etkileniyor. Yunan cuntasının darbesi istiladır ve bunun olumsuz etkilerini Kıbrıs halkı, Helenler ve Türkler yaşıyor. Birleşmiş Milletler Kıbrıs’ta Barış Gücü bulunduruyor. Bu askerî darbe şartları altında rolünün (BM Barış Gücü) etkin olması mümkün değildir. Güvenlik Konseyi Yunan askerî rejimini Milli Muhafız Ordusu’nda görev yapan subaylarını (adadan) çekmeye ve Kıbrıs’taki istilaya son vermeye çağırmalıdır.”

Yazarın Diğer Yazıları