Bruxo Jesus'un büyük sırrı

SEDAT KAYA / Yeniçağ

"Kazananı kaybedenden ayıran düşünülemezi yapma isteğidir. Strateji bir zeka ürünüdür ama zeka gözüpeklik olmadan yeterli değildir.  Oyunda patlama yaratma cesareti olmalı, rakibinin sinirlerini bozabilmelidir.. Klasik yöntemlerle başarılı olamazsınız. Rakibiniz yapacağınız hamleleri tahmin edebilirse sonuç alamazsınız, stratejiniz işe yaramaz."
Bu sözler sanki Fenerbahçe teknik direktörü Jorge Jesus için söylenmiş.
Jesus futbolu bir satranç müsabakası gibi oynuyor.
Akıl, zeka,cesaret, strateji ve hamle.
Ayrıca soğukkanlılıkla ne zaman ne yapacağını bilme tecrübesi.
Portekiz''de boşuna "bruxo" dememişler adama.
Sihirbaz demek.
Maça öyle sihirli dokunuşlar yapıyor ki, büyülenmemek elde değil.
Öncelikle oyunu inanılmaz iyi okuyor. 
Yanlışta asla inat etmiyor.
Sahada işler iyi gitmiyorsa hemen sistem değiştiriyor.
Bir bakıyorsunuz tek santrfor, bir bakıyorsunuz çift.
Üçlü defans bir anda dörtlü savunmaya dönüyor.
Rakip daha ne olduğunu anlamadan sıra öldürücü hamlelere geliyor.
Bakın dün akşam ki Rennes maçına.
Dakika 61 ve Fenerbahçe 3-1 yenik durumda. 
Jesus bir anda dört oyuncu birden değiştirdi. 
Oyuna giren bu dört oyuncu, oyunun seyrini değiştirdi, Zajc ve Emre Mor beraberliği getiren golleri attı.
Rennes''in hocası Genesio''nun maç sonu söylediği "Maçın dönmesi Fenerbahçe''deki sistem ve oyuncu değişiklikleri yüzünden oldu" sözleri boşuna değil.
Jesus''un hamleleri Fransız''ı şaşkına çevirdi çünkü. 
Jesus şah dedi, Genesio mat.
Fransız sonunda "ben bir embesilim" demek zorunda kaldı.
Bu sihirli hamleleri geçen haftaki Başakşehir maçında da gördük.
Dakika 74''tü. Başakşehir savunması açık vermiyordu. Jesus bir anda Pedro, Rossi ve Emre Mor''u aldı.Üçü de oyuna renk kattı, Rossi galibiyeti getiren golü attı.
Bu sihirli hamlelerle ilgili geçmiş maçlardan da çok örnek verebiliriz.
Ancak onun başarısı sadece strateji ve sihirli hamleleri ile sınırlı değil.
Öncelikle bir duruşu var.
Ciddi, kararlı ve kendinden emin.
Dikkat ettiniz mi, hiç hakem hatalarıyla ilgili konuşmuyor.
Bahaneler üretmiyor.
Tribüne oynamıyor.
Popülizm yapmıyor.
Rakip kim olursa olsun küçümsemiyor, aksine çok ciddiye alıp kılcal damarlarına kadar analiz ediyor.
Kendi futbolcularının yeteneklerini, form düzeylerini ezbere biliyor.
Kimin ne zaman, nerede, ne yapacağından emin, ona göre forma veriyor.
Hata yapan futbolcusunu tarafların önüne atmıyor, aksine sahip çıkıyor.
Kaleci Altay bunun en iyi örneği.
Görevde bulunduğu dönemde 14 teknik adam değiştiren  Fenerbahçe''nin eski başkanı Aziz Yıldırım, "teknik direktörlerin hemen hemen hepsi aynı. Birbirlerinden çok farkları yok" demişti 
Sanıyorum Jorge Jesus''u unutmuştu. 
Jesus yıllar önce bir röportajında, "Takımlar sadece kazanmamalı. Aynı zamanda gösterişli ve çekici futbol oynamayı da önemsemeli. Galibiyet hiçbir zaman yetmez. Seyircilerden yüksek bir not almak, sanatsal oynamak ve galibiyeti her şeyiyle hak etmek önemlidir. Futbol bir şovdur ve şov gibi oynanmalıdır. Bütün takımlarımda başarmak istediğim şey bu."
Sanıyorum onu diğer teknik adamlardan ayıran en önemli özellik de bu.

Yazarın Diğer Yazıları