PKK militanları AKP’ye yakışır!

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bize göre Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda BDP-HDP oylarını almak projesi olan “Çözüm Süreci Çerçeve Yasa Tasarısı” hakkında bilgi verirken “Tasarıda, örgüt mensuplarının silahlarını bırakması hususu dikkate alınarak eve, siyasete dönüşler, sosyal yaşama katılım, uyum, rehabilitasyon süreci kapsamında atılması gereken adımlara vurgu yapılmıştır” dedi ve yetkinin hükümete verilmekte olduğunu söyledi

***

Hemen herkes Habur rezaletini hatırlar. BDP’li Hatip Dicle, 19 Ekim 2009’da Habur’dan giriş yapan ve büyük törenlerle karşılanan 34 PKK’lının geri dönüş sürecinin önemli ayrıntılarını, yargılandığı davanın duruşmasında açıklamıştı.
Dicle, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’ün 15 Ekim 2009’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştüğünü söylemiş ve bu görüşmede Bakan Atalay’ın “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldikleri gibi geçecekler” dediğini açıklamıştı.
Habur’dan giren PKK’lıların sorgulanması ve hakim önüne çıkarılması sırasında yaşananlar, Dicle’nin sözlerinin doğru olduğunu gösteriyordu.
PKK’lılar nasıl sorgulanmıştı, 22 Ekim 2009 tarihli yazımızdan hatırlatalım:
“Varılan uzlaşma gereği, sanıklar pişman olmadıklarını belirttikleri, ‘Sayın Öcalan emretti, geldik’ dedikleri halde, hakim, savcılarla görüşerek, ‘Bu ifadeleri mahkeme huzurunda tekrarlarlarsa, tutuklamak zorunda kalırım. Hakim huzurunda böyle söylememeleri gerekir’ uyarısında bulunmuş, avukatları da ‘Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üslûplara dikkat edilsin. Kimse zor durumda bırakılmasın. Biz de sürece katkı sağlamak istiyoruz’ diye yönlendirerek karardan önce ihsası reyde bulunmuştur. Sanıklar buna rağmen, ‘Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim’dedi. Tartışma sonucunda ‘Sayın Öcalan’ ifadesi tutanağa geçirilmedi!
Yani fotoğraf kitaba uymadığı halde, ite kaka uyduruldu!
Milliyet’ten Namık Durukan’ın naklettiği bu yargılama, Türkiye’nin değil hukuk, kanun devleti bile olmadığını gösteriyor.
‘Milli Birlik Projesi’ diyerek halkı uyutanlar, Güneydoğu’yu kendi elleriyle Türkiye’den koparıyor!
Milli Güvenlik Kurulu hâlâ terörle mücadelede kararlılıktan söz ediyor!
Teröristin kahramanlaştırıldığı yerde terörle mücadeleden bahsetmek, Türk Milleti’ni hafife almaktır.”

***

Peki şimdi farklı mı olacak? O zaman “ayarlanmış hakimler ve savcılar” üzerinden hareket ediyorlardı. Şimdi AKP hükümeti, devletin bütün kurumlarına, yaşlanmış ve artık dağda bir işe yaramayan ama ideolojik yönden iyi yetişmiş PKK militanlarının Güneydoğı’da halk arasında serbest çalışması, siyasi partilere girebilmesi ve siyaset yapması için emir verebilecek. Beşir Atalay, “Burada yetki, dikkat edilirse tamamen Bakanlar Kurulu’na aittir. Bakanlar Kurulu karar alacak, bütün devlet kurumlarına görevlerini bildirecektir. Hedefimiz şudur; örgüt mensuplarının silahlarını bırakması, devletin de bu insanların evlerine normal hayata, siyasete dönmeleri için kendilerine düşen çalışmaları yapmasıdır” diyor!
Peki dikkat edelim... Bu insanlar, evlerine, normal hayata ve siyasete dönecekler öyle mi? Dağa çıkmadan önce siyaset mi yapıyorlardı ki siyasete dönecekler?
Beşir Atalay, bu konuyu “yeniden siyasete dönmek” olarak birkaç defa daha ifade etmişti.

***

Anlaşılan o ki PKK, “yeni terörist bulma bürosu” gibi faaliyet gösteren BDP’nin piknik düzenleyip ikna ederek dağa çıkardığı gençlerin birkaç tanesini Tayyip Erdoğan’a seçim hediyesi olarak serbest bırakacak ama 3 bin gençle kendi yapılanmasını gençleştirmiş olacak. Yaşlı PKK’lılar ise hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadan, kendi partileri olan HDP içinde siyaset yapmaya başlayacak.
Aslında AKP’ye yakışırlar!

Yazarın Diğer Yazıları