Peki vatandaşı kim dolandırdı?
Hurşit Güneş, son bir ay içinde yaşananları şöyle özetledi:
"Kendi halkına haftalarca ''ihracatçı büyüme modeline geçtik, faiz düşük kur yüksek olacak'' diyerek garip gurebanın parasını alenen silkeledikten sonra iktidar bir gece operasyonuyla işi tamamladı. Burada çok ciddi bir ahlaki sorun vardır.
Öylesine bir ahlaki sorundur ki kamu bankaları Merkez Bankasının sağladığı dolarları satarken bir kamu bankasının başındaki kişi o gece çıkıp ''vatandaş satıyor'' demiştir. Bu, alenen halka yalan söylemektir.
Bir özel bankanın başındaki kişi de ''satılan döviz 1 milyar değil, 1,75 milyar dolar'' diye tashihte bulunmuştur. Anlaşılan, CHP farkına varmadan bu banka da iktidarın eline geçmiş.
Merkez Bankası kura elbette müdahale edebilir. Ancak bu kamu bankaları aracılığıyla olmaz, kendi yapar, şeffaf olur, bilgi verir, açıklama yapar ve kurun geldiği düzeyin yanlış olduğunu ve önleneceğini açıklar, yani vatandaşını korur."
***
Sürecin nasıl yaşandığını Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati de şu şekilde itiraf etti:
"Küçük yatırımcıya yazık oluyor. 15 liradan, 16 liradan, 17 liradan dolar alanlar var. Kim bunlar? Büyük finansörler değil. Niye? Biliyor çünkü. Bütün altyapı yatırımlarını tamamlamış bir ülkede, tüm makro göstergelerin pozitif olduğu bir yerde, aklı başındaki bir finansör Türkiye''de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Her zaman olduğu gibi... Küçük yatırımcılara eziyet ettiler. Şimdi de kara kara düşünüyorlar."
Peki Hazine Bakanı bile uygulanan politikalarla küçük yatırımcının çarpıldığını kabul ediyorsa, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan''ın "Kur spekülasyonu denilen bir olayla karşı karşıya kaldık, kurun seviyesini şartlar belirler. Unutmayın atalarımızın güzel bir lafı var; Dere yatağında akar. Bay Kemal bunları bilmez. Kur spekülasyonu denilen olayı bir saatte atıverdik. Ben ekonomistim benim işim bu" sözlerinin mantığı var mı?
Diyeceksiniz ki "Son dönemde hangi icraatta mantık vardır ki iktidarın, faizlerle oynamak suretiyle başlattığı kur spekülasyonu, yine kendi kararıyla durdurulduktan sonra, sanki dış güçler veya gizli spekülatörler yapmış gibi buradan başarı hikâyesi çıkarmasının mantığı olsun?"
İtidar kendi kararlarıyla halkı "keriz silkeleme" denilen operasyona tabi tutmuştur. Tarihte böyle bir soygun, sadece ABD''deki büyük bunalım yıllarında yaşanmış, halk Federal Reserv tarafından soyulmuştur...
Hurşit Güneş, bu bahsi, "Bundan sonra vatandaş para otoritesine nasıl güvenecek?" diye bitirdikten sonra "Kur düştü, fiyatlar neden düşmüyor?" sorusuna da cevap veriyor:
"Yanıt çok basit... Dilimizde tüy bitti; ''biran önce kuru indirmezseniz maliyetlere girer'' diye. Ve girdi. Şimdi de düşmüyor. Benzin gibi düşebilecek olanları da devlet ÖTV''ye sayıyor. Yani enflasyon diş macunu gibi tüpten çıktı bir kere."
Şimdi artık, herkesin yoklukta eşitlenmesi dönemine geçilmiştir! Türkiye ABD gibi başka ülkeleri sömürmediği için dış kaynak da edinemeyecek, dolayısıyla fakirleşme süreci daha da hızlanacaktır.
***
Tam da böyle bir süreçte Gaziantep''te site yöneticisine ait iki pitbull köpeğinin basketbol sahasında, site görevlinin küçük kızına saldırması bile Erdoğan tarafından "Beyaz Türklere" mal edildi!
Bir defa, bir Cumhurbaşkanı, kendi halkını bu tür ayırımlara tabi tutmamalıdır. Fakat "Beyaz Türk" denilenlerin içinde pitbull besleyen yok gibidir. Pitbull beslemek, "kendisinde olmayan gücü, köpeğin gücüyle varmış gibi göstermeye dayalı bir psikoloji"nin yansımasıdır. Bu psikolojinin kimlerde olduğunu da herkes görüyor...