"Paris Anlaşması''nın onaylanması konusuna nasıl bakmalıyız?" diye okurlardan sorular geliyor.
Öncelikle belirteyim ki Meclis''te onay yasasının tümü üzerinde yapılan oylamaya 353 milletvekili katıldı, tamamı kabul oyu verdi. Meclis''te ilk defa bir yasa AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Partili milletvekillerinin oybirliğiyle geçti.
Yasayla, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi''nin Aralık 2015''teki 21''inci Taraflar Konferansı''nda kabul edilen ve Türkiye adına 22 Nisan 2016''da imzalanan "Paris Anlaşması" onaylanmış oldu.
***
Adından anlaşıldığı gibi bu sözleşme, "küresel iklim değişikliği" varsayımı üzerine bina edilmiştir. Kutuplarda yazın eriyen buzullar veya denizde yüzen buz parçası üzerindeki kutup ayıları, medyada sürekli gösterilerek, bütün dünya ikna edilmiştir. Oysa iklim değişikliği konusunda sunulan veriler, tıpkı genetik sıvılarda olduğu gibi küresel şirketlerden bağımsız bir bilimsel süzgeçten geçmiş değildir.
Anlaşmayla ülkeler, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak ve 2050''ye kadar sera gazı emisyonlarını sıfırlamayı kabul etmiş oluyor. Bu da petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımını azaltarak, yenilenebilir enerjiye yönelmeyi gerektiriyor.
Türkiye de emisyon artışını 2030 itibarıyla yüzde 21 azaltma taahhüdünde bulundu.
Anlaşmada nedense nükleer enerji elde etme yöntemleriyle ilgili tek bir kelime yok. Oysa Çernobil faciasının etkileri hâlâ sürüyor. Japonya''da deprem sonrası nükleer santral sızıntısı da vahim sonuçlara yol açtı! Yine de kirlenmenin bütün suçunu fosil yakıtlara atarak, "yeni düzen"i kurmaya çalışıyorlar.
***
Meclis''te 6 Ekim 2021 günü yapılan görüşmelerde İYİ Parti adına Zeki Hakan Sıdalı, "Paris Anlaşmasına taraf olmadan küresel ekonominin bir parçası olmanın imkânsız olduğu anlaşıldı. Türkiye adına 2030 yılına yönelik iddialı bir sera gazı emisyonu azaltım hedefi ortaya konmalı." dedi.
HDP adına Oya Ersoy "Kanal İstanbul Projesi, rant projesi, su kaynaklarını gasp projesi değil mi? Anlaşma onaylanınca Kanal İstanbul Projesi''nden vazgeçtiğinizi açıklamak zorundasınız. Paris İklim Anlaşması aslında bir finans anlaşmasıdır, küresel sermaye, kendisi için yeni bir ekonomik düzene geçiş öngörüyor. Doğanın talanı devam ediyor. Bütün emisyonlardan sorumlu 86 şirket var ya işte onlar emisyon sağlayamaz hâle getirilmeli ve iklim krizinin mali yükü de bu şirketlere yüklenmeli" diye konuştu.
MHP adına Sadir Durmaz, "1988 yılındaki BM raporuna göre küresel sıcaklık artışı sanayi öncesi döneme kıyasla 1,1 santigrat derece artmıştır. Anlaşmanın temel hedefi, yüzyılın ortasına kadar küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat dereceyle sınırlı tutmaktır. Bugün, Çin yüzde 25, Amerika Birleşik Devletleri yüzde 15, Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 13, Türkiye ise binde 9 oranında dünyayı kirletmektedir. Dolayısıyla, ''Kirleten öder'' prensibi gereğince de bu kirliliği kirletenlerin gidermesini beklemek en doğal hakkımızdır." dedi.
CHP adına Ali Öztunç, "Biz Paris İklim Sözleşmesi''ni onaylayacağız ama bir yandan da betona devam, siyanürlü altın ayrıştırmaya devam, termik santrallerin çalışmasına devam. Hükûmet desin ki: "Ben kömürlü termik santralleri kapatıyorum, hele hele filtresiz çalışan kömürlü termik santralleri kapatıyorum." önerisinde bulundu.
AK Parti adına Muhammet Balta, "Paris Anlaşmasını onay konusunda zaman kaybetmedik. Bu süre içerisinde biz, Türkiye''nin taleplerinin karşılanması kaydıyla anlaşmayı kabul etmiş olduk." diye onay konusunda gecikmenin sebeplerini anlattı.
Sonra da bütün milletvekilleri, kabul oyu verdi.
***
Görüldüğü gibi bu "kerhen" onaydır ve "Büyükbaş ve küçükbaş hayvanları yok edin, yapay et kullanın" gibi yeni küresel dayatmaların ve egemenlik devrinin de dayanak noktası olacaktır.
