Ortalama zekâ seviyesine göre bir yazı!
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Montrö gibi, Lozan gibi anlaşmalarda çıkma gibi bir şeyin mevzubahis olmayacağını çok çarpıcı bir şekilde söyledim" diyor ama aradan kaç gün geçtikten sonra… Oysa daha konuşmasını yaptığı anda tepkiler başlamıştı.
Şentop, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını savunurken Cumhurbaşkanının, bir anlaşmadan, onaylandıktan sonra vazgeçebileceğini söylemiş, bunun üzerine gazeteci Muharrem Sarıkaya, "Bir cumhurbaşkanı 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim, Montrö'yü tanımıyorum, feshettim' diyebilir mi" diye sormuştu.
Şentop, "Yapabilir. Mümkün-muhtemel arasında fark var. Yeterli miktar yoğurt bulursanız, Marmara Denizi'ni de karıştırırsanız ayran yapmak mümkündür" cevabını vermişti.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop konu yeteri kadar tartışıldıktan sonra "Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. Sözlerim çarpıtılıyor, bu bir fikir haysiyetsizliğidir." dedi.
Şentop "O konuşmada da böyle bir şey yoktur, uluslararası anlaşmalarla ilgili hukuki boyutu anlatmam söz konusudur. Siyasetçi olarak ortalama zekâ seviyesini hesap ederek konuşuyoruz. Bunun altında olan varsa yapabileceğim bir şey yok." diye ekledi...
***
Oysa kimse kimsenin ifadesini çarpıtmış değil. Madem muhalifler çarpıttı, AKP'ye tam destek veren medyada günlerdir neden "Montrö dayatması" diye manşetler atılıyor? Bunlara karşı neden iktidardan kimse en küçük bir açıklama yapmıyor?
Veya konu daha önce Tayyip Erdoğan Montrö'yü de Lozan'ı tartışmaya açtığında yine iktidarı savunan gazeteciler Montrö'yü savunanları "Montrö lobisi" diye suçlamamış mıydı? Lozan aleyhinde de hâlâ yorumlar yapmıyorlar mı?
Ortalama zekâ seviyesine hitap ettiğini bunun altında olanlara söyleyecek bir şeyinin olmadığını söyleyen Mustafa Şentop, bu şekilde tartışmayı kapatmaya çalışıyor.
Hadi iktidara muhalif olanlar geri zekâlıdır; Şentop'un sözlerinden sonra Montrö aleyhinde yaygara yapan iktidar destekçileri de geri zekâlı mıdır?
Bu durumda iktidar yanlısı, muhalif veya bunun dışında sadece gazetecilik yapanlar dahil Montrö konusunda yorum yapan bütün gazeteciler geri zekâlı oluyor! Çünkü Mustafa Şentop'un son sözlerine göre istisnasız hepsi ortalama zekâ seviyesinin altında olduğu için konuyu yanlış anladı?
Soruyu soran Muharrem Sarıkaya dahil! Muharrem Sarıkaya, "Ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çekildim derse veya Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmesi'ni feshettim derse veya Montrö'yü tanımıyorum derse..." diye sorunca Mustafa Şentop, "Yapabilir. Bunu sadece bizim Cumhurbaşkanımız değil, Almanya da yapabilir Amerika da yapabilir." demişti ama Marmara Denizi'nin de ayran haline getirilmesinin mümkün olduğunu da bu ifadeye eklediği için buradan savunma yapıyor. Yani "mümkün ama ihtimal dahilinde değil" demek istediğini söylüyor.
Tamam öyle olsun!
***
Şentop, Cumhurbaşkanı'nın bir uluslararası anlaşmadan çekilmesinin mümkün olduğunu söylüyordu değil mi?
Bunu da 2018 yılında yayınlanan 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üçüncü maddesine dayandırıyor.
Bu maddede "Milletlerarası andlaşmaların onaylanması, bunların feshini ihbar etmemek suretiyle yürürlük süresini uzatma, Türkiye Cumhuriyetini bağlayan bir milletlerarası andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe konulması için gerekli bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmaların uygulama alanının değiştiğini tespit etme, bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, Cumhurbaşkanı kararı ile olur." deniliyor.
Oysa Türk hukuk sisteminde milletlerarası andlaşmaların onaylanması veya bunların feshi, kanunla olur. Yani Meclis kararıyla… Dolayısıyla bu kararname Anayasa'ya aykırıdır.
Cumhurbaşkanı da olsa kimse kararname çıkararak veya karar vererek, kanunun kendisine vermediği yetkiyi kullanamaz.
Bunu da ortalama zekâ seviyesinde olan herkesin anlaması beklenir.