Ortadoğu'da bir psikolojik savaş aracı
Ortadoğu’nun sonu gelmeyen çatışmaları, halkların üzerine gölge gibi çöken güvenlik tehditleri ve karşılıklı psikolojik operasyonlarla bir kez daha gündemde.
İsrail’in Lübnan’ın doğusundaki Bekaa bölgesine havadan broşürler atarak sivillere mesaj göndermesi. Sadece kâğıda yazılı tehditler değil, daha da ileri giderek, karekod teknolojisi ile yeni bir güvenlik riski oluşturuyor.
Hizbullah'ın basınla ilişkiler dairesi tarafından yapılan açıklamalar oldukça dikkat çekici.
İsrail’in broşürlere eklediği karekodların, kişisel verileri çalmayı hedeflediği ve sivillerin güvenliğini tehlikeye attığı yönünde ciddi uyarılar var.
Peki, bu olay sadece basit bir bilgi paylaşımı mı, yoksa arka planda daha derin bir psikolojik savaş mı yatıyor?
İsrail’in broşürleri atma amacıyla başlayalım.
Broşürlerde yer alan mesaj oldukça net: “Hizbullah’a ait silahların bulunduğu bir binadaysanız, iki saat içinde köyden çıkıp 1000 metre uzaklaşın ya da size en yakın merkezi okula gidin ve yeni bir mesaj alana kadar geri dönmeyin.” Bu ifadelerin doğrudan bir tehdit olduğu aşikâr.
Amaç belli: Hizbullah’a bağlı unsurları hedef almak ve bu unsurlara yakın sivil halkı da tehdit ederek bir anlamda korkutmak. İsrail, uzun yıllardır Hizbullah’ı askerî bir tehdit olarak görüyor ve Lübnan’daki varlığına yönelik operasyonlarını sürdürüyor.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir detay var: Broşürlere eklenen karekodlar.
Teknoloji ve Savaşın Yeni Yüzü
Karekodlar, normalde market alışverişlerinde ya da basit envanter yönetiminde kullanılan sıradan bir teknolojidir.
İsrail’in broşürlere eklediği karekodlar, çok daha karmaşık bir teknolojik operasyonun parçasıdır.
Hizbullah’ın uyarısı bu durumu açıkça gözler önüne seriyor: “Barkodu açmamanız veya paylaşmamanız, doğrudan imha etmeniz gerekiyor. Çünkü bu çok tehlikeli. Barkodlar, elinizdeki tüm bilgileri çekiyor ve güvenliğinizi tehdit ediyor.”
Bu uyarı, ilk bakışta aşırı bir tepki gibi gelebilir. Ortadoğu gibi karmaşık bir coğrafyada, her türlü teknolojinin silaha dönüştürülebileceğini unutmamak gerekiyor.
İsrail, broşürlerle sivil halk üzerinde bir nevi psikolojik savaş yürütüyor. Karekodların potansiyel tehlikesi, sadece kişisel verilerin çalınmasıyla sınırlı değil. Daha büyük bir ihtimâl bu karekodlar aracılığıyla bireylerin konumlarının izlenmesi, cep telefonlarına sızılması ve hatta potansiyel hedeflerin belirlenmesidir.
İsrail’in yıllardır siber istihbarat alanındaki yetkinlikleri biliniyor.
Filistin ve Lübnan gibi çatışma bölgelerinde, İsrail’in siber teknolojilerle ne tür veri toplama ve analiz operasyonları yürüttüğüne dair çok sayıda rapor var. Bu bağlamda, karekodların kullanılması da bir “yeni nesil savaş aracı” olarak değerlendirilebilir. Hizbullah, sivil halka yaptığı uyarıyla bu duruma dikkat çekiyor ve halkı, İsrail’in siber saldırılarına karşı bilinçli olmaya davet ediyor.
Psikolojik Savaşın Derinliği
Savaşların sadece silahlarla kazanılmadığı artık herkesin malumu.
Psikolojik savaş, modern çatışmaların belki de en kritik boyutlarından biri hâline geldi. İsrail’in broşürlerle yürüttüğü operasyon da bunun en somut örneklerinden biridir.
Sivil halk üzerinde korku ve güvensizlik yaratmak, onları Hizbullah’tan uzaklaştırmayı amaçlayan bir taktik olabilir. İsrail, broşürlerde Hizbullah’a ait silahların bulunduğu binalarda kalmanın sivil halk için tehlike oluşturduğunu belirterek, sivil halkı korkutmayı ve Hizbullah’tan koparmayı hedefliyor.
Burada bir çelişki de söz konusu. İsrail, bir yandan sivilleri koruma bahanesiyle bu tür uyarılar yaparken, diğer yandan attığı broşürlere eklediği karekodlarla sivilleri doğrudan tehlikeye atıyor.
Eğer Hizbullah’ın iddiaları doğruysa, karekodlar aracılığıyla toplanan veriler, İsrail’in sivilleri daha fazla hedef almasına yol açar. Bu durumda, İsrail’in sivil halkı koruma amacı sorgulanabilir hâle geliyor ve broşürlerin gerçek amacının ne olduğu konusunda ciddi soru işaretleri ortaya çıkıyor.
İsrail - Lübnan çatışmasında Türk Devleti kendi çıkarlarını (millî menfaat) göz önünde bulundurmalıdır. Lübnan, ermeni terör örgütü Asala’yı desteklemekle kalmamış, özelleştirme ile Türk Telekom’u alıp Türk Devletini dolandırmıştır.
İsrail, Lübnan halkını askerî ve psikolojik harp yöntemleriyle korkutup Türkiye’ye göç etmeye zorlamaktadır, Türkiye bu oyunlara gelmemelidir…