Organize bir ihanet çetesi ile karşı karşıyayız!
Dağlıca baskınının, Türkiye’yi Irak’a çekme ve TSK’yı tuzağa düşürme operasyonu olduğu değerlendirmesini o zaman yapmış idik. Aylar sonra baskın niteliğinde yapılan operasyonda ise Amerikalılar yine aynı tuzağı çalıştırmak istedi. Irak’ın kuzeyindeki üslerden hareket eden Türk birlikleri, PKK’nın kaçış yolunu kesecekti. Ancak Irak’taki Amerikalı komutanlar, peşmergeleri ve yerli halkı Türk tanklarının karşısına çıkardı. Böylece PKK militanlarının halk arasına karışarak kaçmasını sağladılar. Genelkurmay, herhalde Türk birliklerine peşmergeye ve yerli halka ateş açılmaması için emir verdi ki bu çok doğru bir karardır.
Zaten Amerikalıların asıl istediği buydu; Türk askeri, sivil halka ve peşmergeye ateş açsın, haklı iken haksız duruma düşsün ve Türkiye içinde planlanan yaygara ile birlikte Amerikan müdahalesi talep edilsin!
Operasyon başlar başlamaz, DTP’nin halkı kışkırtmaya çalışmasını da hatırlayalım. Olaylar hâlâ devam ediyor!
Operasyonun kısa süreli plânlanmasının sebebi, bu tezgahın görülmesi idi!
Eğer TSK başarısız olsaydı, Türkiye genelinde şimdi cılız seslerle başlatılan “siyasi çözüm” yaygarası öyle kuvvetli olacaktı ki ister istemez herkes bu kampanyadan etkilenecekti.
***
Siyasi çözüm kampanyasının cılız kaldığını kavrayan ABD, bu defa çuvalcı generallerini ve Milli Savunma Bakanı’nı konuşturarak, PKK ile masaya oturulmasını istedi.
Her ne kadar Beyaz Saray sözcüsü, “Biz terörle masaya oturmayız, Türkiye’den de bunu istemeyiz” açıklaması yapmış olsa da siyasi çözüm isteyen Milli Savunma Bakanı CIA’nın eski başkanı Robert Gates’dir. Yani, ABD’nin stratejik hedeflerini tespit eden adamlardan biri!
İşte bu sebeple, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün, terör örgütünün de talebi olan “eyalet” ve “federasyon” un tartışılmasını istemesi, böyle büyük bir plânın içinde özel bir anlam taşıyor! Artık televizyon programlarının çoğunda bu fikir sinsice seslendirilmeye çalışılıyor. Çünkü ABD düğmeye basmıştır.
Bu da gösteriyor ki Türkiye medyasında artık doğrudan Amerikan stratejilerine hizmet edilmektedir!
Bu faaliyetlerin tamamı, istisnasız, savaş suçudur!
***
Diğer taraftan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Talabani’nin buraya çağrılması, gelişi, Amerika’nın etkisi altındaki kuruluşların burada birden bire siyasi çözüm etrafında bir faaliyete yönelmiş olması. ABD’de anayasa ile ilgili yapılan çalışmalar, askeri harekatın bitişinin Zebari tarafından ilan edilmiş olması, bütün bunlar bizim burada zannettiğimizin ötesinde. Türkiye’de ‘vay, bizi başkaları mı yönetiyor, böyle mi söylemek istiyorsun’ diye alınganlık gösteren çevrelerin gözden kaçırmaması gereken bir senaryonun yürütülmekte olduğunu gösteriyor. Ben, bu senaryoya şaşırmıyorum. Beni rahatsız eden bu tablo karşısında Türkiye’nin milli sorumlulukları, duyarlılıkları gözetecek bir karşı plânının olmayışıdır. ‘Onlarla tam işbirliği içindeler’ ithamını yapmak için gerekli veriye sahip değilim. Ama en azından bunu şaşkınlıkla izlediklerini, bunun bir parçası haline dönüşmekte olduklarını görüyorum. Türkiye rotasını, doğrultusunu kaybetmiş bir manzara içinde, birileri tarafından yönlendiriliyor” diyor ki bizim yıllardan beri anlattığımız da budur!
Şimdi, milli direnç gösteren aydınların 5 Kasım kararları çerçevesinde niçin susturulmak istendiği, türban tartışmasının niçin böyle bir zamanda çıkarıldığı ve bir cemaatin derin devlet haline getirilmek istenmesinin sebebi daha iyi anlaşılıyor! Organize bir ihanet çetesiyle karşı karşıyayız!