Onlar Türk değil ki birleştirsinler!
Amerikan ve İngiliz basını, son saldırılarla Türkiye'nin ne kadar bölündüğünü ölçme ve duyurma merkezleri gibi çalışıyor. New York Times gazetesinin Tim Arango imzalı manşetinde, "Kederde ve zaferde, Türkler hâlâ bölünmüş" başlığı kullanıldı ve Prof. Aziz Sancar'a Nobel Ödülü verilmesinin bile Türkleri bir araya getirmeye yetmediği vurgulandı.
Haberde, "Analistler, böylesi bir trajedi karşısında dahi Türkiye'nin birleşememesini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve onun ülkeyi 13 yıldır yöneten partisi AKP'nin giderek artan ayrımcı liderliğinin bir sonucu olarak açıklıyor" denildi.
***
İlk bakışta Tim Arango, doğru söylüyor gibi görünüyor. Fakat bu analizler, Türkiye'deki basından edinilen izlenimlere dayanıyor. Mesele de burada ya! Basın artık büyük ölçüde Türk değil ki Türkleri birleştirecek yayın politikası takip etsin!
Bir defa iktidar Türk kelimesini Anayasa'dan çıkarmak istiyor. Türklüğü yok etmeye azmetmiş bir siyasi kadro ve onun beslediği medyanın Türk olan her şeye nefret kusan, bu nefretten dolayı Türk'ün ölüsüne bile hakaret edecek derecede insanlıktan uzaklaşan ekipleri, yine iktidarın sağa sola küfretmesi için istihdam ettiği troller, öyle bir hava estiriyor ki dışarıdan bakınca Türkiye gerçekten bölünmüş görünüyor!
Tabii AKP'ye oy veren kitleler de bu düşmanlık tohumlarından, kısacası fitneden etkilendiği için günlük hayatta benzer söylemleri kullanabiliyor. Bu da düşmanlığı daha da körüklüyor ama son tahlilde sağduyu hâkim olacaktır.
ABD'den geriye ne kalacak?
Bugün asıl çatırdayan ABD imparatorluğudur. Afganistan ve Irak işgallerini soykırıma dönüştüren, bu ülkeleri kaosa sürükleyen, Libya'yı paramparça eden, Suriye'yi kan gölüne çeviren ABD, bölgede Rusya'ya kaptırdığı inisiyatifi yeniden ele almak için terör örgütü PKK'nın yan kolu olan PYD'ye havadan silah indiriyor. IŞİD'e silah indiren ve arazi araçlarını veren de ABD idi.
Bölgeye müdahale eden Rusya karşısında Avrupa çaresiz! Merkel, Türkiye'ye gelecek! Lüksemburg'da Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlarını bir araya getiren toplantı öncesi bir açıklama yapan Avrupa Birliği Dış Politika ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Rusya'nın bir "oyun değiştirici" olduğunu söyledi.
Şimdi bu oyun değiştiricilik vasfını sarsmak için Şam'daki Rusya Büyükelçiliği füzelerle vuruldu. Sergei Lavrov, saldırının nereden geldiğini biliyor elbette ama "Bu bir terör saldırısıdır" diyor. Tıpkı Ankara'da patlayan bombalar gibi!
***
Gün gelip ABD imparatorluğu tamamen çökünce bölgede ne kalacak? Irak'ın müzelerini bile yağma ettiren ABD, Suriye'deki Palmira gibi tarihi anıt eserleri ve türbeleri yok ettirdi. Ne kalacak geriye?
Burada aklıma, halen Harvard Üniversitesi'nde görev yapan İngiliz tarihçi Niall Ferguson'un "İmparatorluk, Britanya'nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi" adlı eserindeki bir ifade geldi.
Kitapta İngiliz sömürgeciliğinin eleştirisini de yapan Ferguson, sonuç bölümünde şöyle yazıyor:
"Aden'in sondan bir önceki valisi Sir Richard Turnbull, bir keresinde İşçi Partisi üyesi politikacı Denis Healey'e şunu söylemişti:
-Britanya İmparatorluğu sonunda tarihin dalgaları altına gömüldüğü zaman, geride sadece iki anıt bırakacaktır: Biri futbol, diğeri ise 's...ir git' ifadesi.
Doğrusu emperyal miras, modern dünyayı öylesine köklü biçimlendirmiştir ki bunu neredeyse olağan saymaktayız."
Sanal para ile ayakta duran bir ekonomiye sahip olan ve bu sebeple imparatorluğu da sanal olan ABD çöktüğü zaman, geriye, Britanya gibi bir kültür de bırakamayacak!
Sadece o ifade hatırlanacak.