Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Öğünmek / Övünmek

"Türkçüler Turancıdır" başlıklı yazımda, Atatürk'ün "Türk, öğün, çalış, güven" sözünün ne demek olduğunu anlatırken "Türkler yaratılışları ve tarihleriyle övünecekler, kendilerine güvenecekler ve bu güvenle çalışacaklardır." demiştim.

"Öğünmek" kelimesini "övünmek" olarak açıklamam epeyi tartışmalara yol açtı. Öğünmek kelimesinin "övünmek" anlamına gelmediği, "öğrenmek"le ilgili olduğu, hatta Eski Türk metinlerinde "akıl" anlamına gelen ög / öğ kelimesine dayandığı şeklinde itirazlar oldu. Genel ağda (internette) da benzer iddiaların epeyi yaygın olduğunu gördüm. Bu konuda ciddi bir bilgi kirliliği olduğunu görünce meseleyi ele almak gerektiğini düşündüm.

Türk Dil Kurumunca 2010'da yayımlanmış Türkçe Sözlük'te fiil, "övünmek" maddesinde yer alır; anlamı da "iftihar etmek, kendi kendini övmek" olarak verilir.

Bugün çoğunlukla "övünmek" şeklinde telaffuz ettiğimiz bu kelime, yakın zamanlara kadar "öğünmek" şeklinde telaffuz ediliyordu. Harf inkılabından önceki sözlüklerde de ğ sesini veren çift keşideli kef ile yazılmaktaydı. Mesela M. Bahaeddin'in, harf inkılabından hemen önce, 1927'de basılmış ve Maarif Vekâleti tarafından "çok faydalı bir eser olduğu tasdik edilmiş" Yeni Türkçe Lugat'inin 111. sayfasında elif-vav-keşidesi (yukarıdan çekilen çizgisi) çift olan kef-nun-mim-kef ile "öğünmek" şeklinde yazılmış ve anlamı da "kendi kendini methetmek; müftehir ve mütekebbir olmak, kendine güvenmek" olarak verilmiştir. Harf inkılabından beş yıl sonra Güvenpark'ta yapılmış olan anıtta da Atatürk'ün sözü Ğ ile ÖĞÜN şeklinde yazılmıştır.

Özellikle o ve ö seslerinden sonra ğ>v değişmesi, Türk dilinin çok iyi bilinen ses değişmelerinden biridir. Oğmak>ovmak, koğmak>kovmak, döğmek>dövmek, söğmek>sövmek gibi birçok örnekte bu ses değişmesini görürüz.

Oğ>ov, öğ>öv ses değişmesi, yakın zamanlarda olmuş bir değişmedir; v'li söylenişler daha yaygın olmakla birlikte değişme bugün bile tamamlanmamıştır; yukarıdaki kelimeleri hâlâ ğ ile söyleyenler vardır. Nitekim Türk Dil Kurumu'nca 2005'te basılmış Türkçe Sözlük'te de öğünmek fiili övünmek fiiline gönderilmiştir. Öğünmek fiilinin madde başında yer alması ve bk. övünmek denilmesi, öğünmek söyleyişinin hâlâ var olduğunu ve iki fiilin aynı anlamı taşıdığını gösterir. Gökhan Ölker tarafından, 1945-1950 arasındaki yazılı kaynakların taranmasıyla oluşturulan ve bir milyonluk kelime havuzundan meydana gelen Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü adlı doktora tezinde öğünmek fiili 15, övünmek fiili yine 15 kez geçmektedir. Bu tespit de o yıllarda kelimenin hem öğünmek, hem övünmek şeklinde kullanıldığını gösterir. Muharrem Ergin de Türk Dil Bilgisi kitabında öğmek>övmek, döğmek>dövmek gibi örnekler vererek bu değişikliğin "çok yeni bir hadise" olduğunu belirtir (1962, s. 85).

Öğün- fiili, öğ- fiilinden -n- eki ile yapılmış bir türevdir. Tara-n-, yıka-n-, çek-in- örneklerinde olduğu gibi. Tuncer Gülensoy'un Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü'nde de "kendisiyle iftihar etmek" anlamındaki övün- fiilinin Orta Türkçedeki ög- (öğmek, sena etmek) kökünden +-(ü)n- dönüşlülük ekiyle türetildiği belirtilmiştir. Sir Gerard Clauson da ünlü etimolojik sözlüğünde ögün- fiilinin Kâşgarlı Mahmud'da ol özin ögündi şeklinde yer aldığını, bu cümlenin "o, kendini övdü" anlamına geldiğini ve fiilin de "birisini övmek" anlamındaki ög- fiilinden türediğini belirtmiştir (1972: s. 110-111).

Eski metinlerde "akıl" anlamına gelen ög ismi ise "düşünmek" anlamındaki ö- fiilinden türemiştir. Türkçede isimden fiil yapan +ün- eki yoktur; bu sebeple ögün- fiili bu isimden türemiş olamaz. Ög ismi Çağatay Türkçesinde oy biçimine dönüşmüş ve "fikir, düşünce" anlamında kullanılmıştır. Türkistan lehçelerinin birçoğunda da bu anlamda kullanılmaya devam etmektedir. Özleşme hareketi sırasında "rey" için teklif edilen ve bugün de kullandığımız oy kelimesi işte bu Çağatayca oy'dur. Öğren-, öğret- fiillerinin etimolojisi ise tamamen farklıdır. 

Bilgi kirliliğinin sebebi büyük ihtimalle, övünmek fiilinin bugün daha çok olumsuz anlam çağrıştırmasından kaynaklanmaktadır. Tabii ki bir insanın kendisini övmesi olumlu bir davranış değildir. Ancak insanın milletiyle, milletine mensup olmakla övünmesi, olumsuz değil olumlu bir davranıştır. Millî gurur, millî övünüş, Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok yaygın olarak kullanılan kavramlardı. Atatürk'ün Türk milletini öven, Türk olmaktan iftihar duyduğunu belirten pek çok sözü vardır. Sadece Nutuk'tan bir örnek vereyim:

Halbuki Türkün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evlâdır!" (Nutuk, 1. Cilt, 1934, s. 10).  

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları