Ne diyordu bilirkişi? Gül'ün seçimi sakattır!
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden bir gün önce adli bilirkişi Mahir Akar, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun’a göre TBMM’nin bu aşamada Cumhurbaşkanı seçemeyeceğini, mevcut Cumhurbaşkanı’nın görevinin Anayasal durumun açıklık kazanacağı yasal süreye kadar devam edeceğini ve TBMM’de yapılmakta olan seçimin Anayasa’daki değişiklik hakkındaki yasaya aykırı olduğunun tespiti ile cumhurbaşkanı seçim işleminin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını istemişti.
Akkar, dilekçesinde, Anayasa’da Değişiklik Hakkındaki Kanun’un, Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatarak “İş bu yasa referanduma götürülecek ise de yayımlanan yasanın yürürlük maddesinde ’işbu yasa yayım tarihinde yürürlüğe girer’ şeklinde kesin bir hüküm vardır. Yasa, Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir” demişti.
Mahkeme, talebi reddetti. Fakat Mahir Akkar’ın dilekçesinde ortaya koyduğu gerekçeler çok sağlamdı.
* * *
Süreç devam ederken TBMM’de seçim yapıldı ve hukuk dışı bir durum ortaya çıktı.
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi, AKP’nin genel seçimden önce ANAP ile birlikte çıkardığı Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini öngören Anayasa değişikliği sebebiyle hukuken geçersizdir.
AKP’nin seçim başarısı, bu partiye Cumhurbaşkanlığı seçimini hukuk dışı yollarla yapma hakkı vermiyor.
MHP’nin desteklediği, onbirinci cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili geçici maddeleri yasadan çıkarma girişimi, daha önce belirttiğimiz gibi çocukların sokak arası maçında, kalecilerin maç başladıktan sonra kalenin yerine değiştirmesi gibidir!
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, aynı gerekçeyle referandum sürecinin iptal edilmesini istiyor. İyi ama bunca hukuk dışı uygulama ne olacak?
Her şey hukuka aykırı olarak düzenlensin ve uygulansın; MHP ve CHP, AKP’nin bu vahim hatalarını kapatsın! Bu yolla siyasette başarı kazanmak mümkün müdür?
* * *
Bir de AKP’ye oy veren vatandaşa sormak gerekir: Cumhurbaşkanlığı seçimini eline ayağına dolaştıran AKP’nin dış politikada işlediği ve işleyebileceği hataların boyutunu düşünebiliyor musunuz? AKP kadroları, içlerinde Anayasa hukukçuları olmasına rağmen hukuka aykırı iş yapıyorlar. Çünkü ideolojik körlük içindedirler. Türkiye’nin mevcut hukuk düzenine saygıları yoktur. Özal’ın “Anayasa’yı bir defa delsek ne olur” diye ortaya koyduğu külhanbeyi tavrını devam ettirmek istiyorlar. Hukuka saygısı olmayan bu kadro çok fena tökezleyecek haberiniz olsun.
Koray Aydın’ın beraati
Eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, hakkındaki bütün suçlamalardan Yüce Divan’ı teşkil eden heyetin kararıyla beraat etti. Davadaki suçlamalar çok yersiz ve haksızdı. Öyle ki, Bakanlığı’nın yetki alanına girmeyen ihalelerden bile suçlanıyordu.
Türkiye, Koray Aydın’ı 17 Ağustos depreminden itibaren yakından tanıdı. Soğukkanlılığını kaybetmeden deprem sabahı bölgeye ulaşan ilk devlet yetkilisi oldu. Geçici ve kalıcı konutları söz verdiği zamandan önce bitirdi. Bu başarıyı bütün dünya kabul etti. İnşaatlar sürerken bölgeyi kendisiyle birlikte gezmiştim. Çalışmalar 24 saat sürüyordu.
Koray Aydın’ın tek başına üstlendiği bu sorumluluktan yüzünün akıyla çıkması birçok kimseyi kıskançlığa sevk etti. Ve siyasette parlayan bir yıldız söndürülmek istendi.
Yıllarca yolsuzluk suçlamalarına muhatap olarak yaşamak kolay kaldırılacak bir yük değil. İki yıl yargılandıktan sonra bütün hâkimlerin, bütün suçlamalardan beraat kararı vermesi, soru işaretlerini de tamamen ortadan kaldırmıştır. Koray Aydın’a geçmiş olsun. Bundan sonra yol arkadaşlarını daha dikkatli seçmesini tavsiye ederim.