Nato kafa nato mermer!
"Zelenski, NATO diye bağıra bağıra sürüye kurt çağırmış oldu! Sanki yine rol yapıyor!" yorumum üzerine bir Twitter kullanıcısı, "SSCB gözünü Boğazlara, Kars ve Ardahan''a dikmişken Türkiye, 1952 de ''NATO'' diyerek sürüye kurt mu çağırdı? Yoksa SSCB işgalinden mi kurtulduk? Her ülkenin meşru müdafaa hakkı olmalı ister batıya ister doğuya yönelir. Hiç bir sebep bir ülkenin işgalini güzellemeye neden olmamalı." diye cevap verdi.
Tabii ben işgale güzelleme yapmadım ama Zelenski''nin ABD kışkırtmasıyla Karadeniz''i bir NATO gölü haline getirme girişimine karşı Rusya''nın da tedbir aldığını ifade ettim. Zelenski ise sonucun böyle olacağını bile bile ülkesini ateşe attı...
A.Çepni adlı takipçi ise "Putin''in bu hamlesi olmasaydı, dostumuz Ukrayna bir NATO ülkesi, Karadeniz de bir NATO denizi olurdu." diye yazdı...
***
"Türkiye 1952''de NATO diyerek sürüye kurt mu çağırdı?" sorusuna gelince...
Türkiye''nin NATO''ya giriş süreci konusunda, rahmetli Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu''nun bana anlattığı görüşü doğru buluyorum...
Sinanoğlu, Yeniçağ televizyonunda yaptığımız programda, 1947''de daha bir çocukken Ankara''da Amerikan askerlerini gördüğü zaman, "Biz İstiklal Savaşı''nı bunun için mi yaptık?" diye düşündüğünü söylemiş ve özetle şu tarihî değerlendirmeyi yapmıştı:
"Sonra anladım ki Türkiye, Yalta Konferansı''nda ABD''nin etki alanına terk edilmiştir. Buna karşılık Doğu Avrupa da Sovyet etki alanı olarak kabul edilmişti. Amerikan askerlerinin bu anlaşmadan hemen sonra İsmet Paşa''nın yaptığı gizli anlaşmalarla Türkiye''ye gelmesi, hatta Meclis binasının duvarına bitişik bir şekilde karargâh kurmalarından da durum belli oluyordu. O tarihten sonra Türkiye, Amerikan yörüngesine girmiştir. Soğuk Savaş bittiği halde Türkiye bu yörüngeden kurtulamamıştır. Devletin kendisi ve silahlı kuvvetleri, NATO üzerinden Amerikan etkisi altında iken bağımsız siyasi partilerin olması mümkün değildir."
Rusya, Yalta''nın ardından, Sovyet basını üzerinden Türkiye''den Kars, Ardahan ile birlikte Boğazlarda üs istemişti. Türkiye''deki bazı çevrelerde halen yalanlansa da Molotov''un anıları, böyle bir talebin gerçek olduğunu gösteriyor.
Sinanoğlu''na göre bu talep, Stalin ile Roosevelt arasında kararlaştırılmış bir oyundu. Rusya, anlaşma gereği bu taleple, Türkiye''yi ABD''nin kucağına itmişti!
Kısacası Türkiye''yi yönetenler de 1952 öncesinde sürüye kurt çağırmış oldu! "Ölüm gösterilerek sıtmaya razı edilmiş" de denilebilir.
* * *
Gazeteci Fehmi Koru ise İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yeni Dünya Düzeni''nin "Türkiye Batılı bir ülke olacak" kararını verdiğini belirttikten sonra "Egemen güçler bu gelişmeyi yalnızca dört yıl geciktirebildiler. 1950 seçimleri, Türkiye''yi demokrat raya oturttu" diyecekti.
Koru, "Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının farkı tam da bu noktada: Demokrat çizgideler ve ülke için doğru tercihin eksenden şaşmamak olduğunu da biliyorlar..." sözleriyle AKP iktidarının Amerikan ekseninde yürüdüğünü belirtecek, böylece Sinanoğlu''nun tespitini, Türkiye''yi yönetenlere çok yakın bir gazeteci olarak teyit edecekti.
Sinanoğlu''na göre Türkiye''nin asıl sorunu buydu.
***
Konuyu yıllar önce yazdım ama hatırlatmak gerekti...
"Nato", Rumca''da "işte" demekmiş ve "nato kafa nato mermer" deyimini ilk defa Yunan parlamentosunda bir Yunanlı milletvekili kullanmış. "İşte kafa işte mermer" demiş Türkçesi. Fakat bu söz Türkçe''de öyle bir hal almış ki NATO ittifakı ile bağlantılı bir deyim zannedilmiş. Aslında yanlış da değil. Çünkü Türkiye''de öyle NATO''cular türedi ki, bunlara "nato kafa nato mermer" demekten başka çare kalmıyor.