Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER
Mustafa Hakan ÜNSER

Millet Partisi Programı MADDE – 9

“Madde – 9 Türkiye Cumhuriyeti’nin ana vasıflarından olan milliyetçilik partimizin ana prensiplerinden biridir. Bize göre millet mefhumunun en ehemmiyetli unsuru bir nevi düşünce ve his birliğidir ki, milli vicdanı teşkil ve müşterek bir hayat ve istikbale inanışı tazammun eder.

Milli şuurun teşekkülünde dil birliğinin büyük hissesini kabul ederiz.

Parti "Ben Türküm" diyen ve kendisini Türk sayan her insanı Türk olarak kabul eder. Türklüğün çok eski ve şerefli medeni mazisine ve pek büyük ümitle dolu istikbaline inanır, eğitim ve öğretim müesseselerinde milli şuurun kuvvetlenmesine elverişli bir programın tatbikini milli bir vazife bilir ve okul dışında dahi gençliğin bu imanla yetişmesine çalışmayı lüzumlu sayar.

Millet Partisi Programı 1948.”

Millet Partisi (1948-1954); Demokrat Parti'nin CHP'ye danışıklı muhalefet yaptığı, sert muhalefet yapmadığı gerekçesiyle Mareşal Fevzi Çakmak'ın fahri başkanlığında DP'den ayrılan vekillerce kuruldu. MP'liler, CHP'ye din ve laiklik anlayışı yanında milli şef üzerinden de sert eleştirilerde bulundular.

MP girdiği tek seçim olan 1950 seçimlerinde 22 seçim bölgesinde aday gösterdi ve %4,6 oy aldı. Sadece Kırşehir'de kurucularından biri olan Osman Bölükbaşı vekil seçilebildi.

Parti parlamento içinde DP'ye muhalif bir hareket olarak doğmuştu. Esasen kuruluşunda ciddi bir ideolojik eğilim yoktu; ancak kuruluşun hemen ardından bazı ideolojik farklılıklar ortaya çıktı. 1952 kongresinde bir grup delege Atatürk'ün kabrine çiçek koymayı reddetti. Bu durum MP'nin 1953'te toplanan büyük kongresinde açık bir çatışmaya dönüştü. 1954 yılında "dini esasa dayanan ve gayesini saklayan bir cemiyet olduğu" gerekçesiyle mahkeme kararıyla kapatıldı. MP'nin devamı olarak “milliyetçilik ve laiklik” fikri daha net daha belirgin, "cumhuriyet"çiliğini ise ismine taşıyarak gösteren CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi) 1954'de Osman Bölükbaşı'nın genel başkanlığında kuruldu. Bölükbaşı, lider olduktan sonra parti teşkilatına gönderilmek üzere yayınladığı ilk tamimde, partililere dini siyasete alet etmemeyi ve tahriklere kapılmadan siyaset yapmayı telkin etmiştir. Kuruluşunda Anayasaya kaynağı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan teminatların girmesi istenmiştir ayrıca programın 15. Maddesinde kadınların tüm sahalarda erkeklerle eşit olmasının kanunlarla kayıt altına alınması arzu edilmiştir. Bölükbaşı seçim kampanyasında DP’ye Ne tek parti zihniyetinden vazgeçtiler, ne tek parti zihniyetine mesnet olan kanunları kaldırdılar eleştirisi getirmiştir. CMP 1954 seçimlerinde %4,85 oy alarak sadece Kırşehir'den 5 milletvekili ile meclise girmeyi başardı.

Birçok badire atlatan çok partili Türk demokratik hayatında bugün faaliyet gösteren ve kendini "milliyetçi" olarak tanımlayan partilerimizin acı-tatlı hikayeleri, gerek öncüllerine ve ardıllarına; gerekse fikri altyapılarına bakıldığında soy ağacı nihayetinde DP'den ayrılarak kurulan Millet Partisi’ne dayanır.

Partiler seçim kazanıp iktidar olmak ve partinin ilkeleri doğrultusunda ülke yönetiminde direksiyona geçmek gayesiyle kurulur. Bu niyetle Türk milliyetçilerinin kurduğu her partide iyi niyetli siyaset yapmanın gereği olarak, hitap ettiği toplumsal tabanı genişletme girişimleri sonucu liberal düşünceli, siyasal İslâmcı ve zaman zaman sosyal demokrat görüşlü katılımlar olmuştur. Bazen bilinçli, bazen kafa karışıklığı, bazen de fırsatçı niyetlerle milliyetçi partilerin içinde yer alanlar konu ne zaman Atatürk ve cumhuriyetin kuruluş ilkelerine gelse turnusol kağıdı testindeki gibi renk değiştirirler.

Konu cumhuriyet ve Atatürk olunca hiçbir milliyetçi ilgisiz ve tarafsız kalamaz. Ayrıca Atatürk'ün koltuğunda oturan CHP genel başkanının tarafsız durma gayreti kabul edilemez. HÜDA PAR'ın cumhuriyet düşmanı Şeyh Said'i şehit (!) ilan etmesi Cumhur İttifakı’nın iç meselesidir diyerek geçiştirilemez, bu ifade suçtur.Musul ve Kerkük’ün kaybedilmesine sebep olan “şeyh Said”i sevmek açıkça Türk ve cumhuriyet düşmanlığıdır. Bu suç dile getirilmeli, kınanmalı ve hainler en başta TBMM'de barındırılmamalıdır. Kanaatimce milliyetçi partiler sahip oldukları tarihsel tecrübeleri, ilkesel miras ve fikri namusları gereği içlerinde Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını barındırmamalı ve onlarla işbirliği yapmamalılardır.

Milli eğitimi tarikat ve cemaatlere peşkeş çekenlere, hainleri şehit ve sayın diyerek ananlara, en yüksek perdeden ne kadar yüksek sesle bağırırsanız bağırın bir anlam taşımıyor.

Ağır sözlerle seçmenin gazını alıp, zamana yayarak unutturmak kurnazca ve siyaseten durumu kurtarabilir fakat bu hainliklerin bir karşılığı olmalı. Bizlerden önce yukarıda bahsettiğim sinsi düşmanlarımızla mücadele etmek zorunda kalan ve çıkışı cumhuriyetçi, milliyetçi, laik bir parti kurmak ve insan hakları evrensel beyannamesi’nde bulunan teminatları işaret ederek yol gösteren Osman Bölükbaşı’nı saygıyla anıyorum.

Bu vesile ile belirtmeliyim ki, Milliyetçi olduğunu iddia eden bütün siyasi partiler ve siyasetçiler bu tür hainliklere karşı caydırıcı ortak bir tavır geliştirmelidir.

"Önemli olan sözler değil davranışlardır. Sevdiğini söyleyen birisi yerine sevgisini gösteren birisine inanın" diyor Erich Fromm.

Davranışa yansımayan hiçbir şey gerçek değildir.

Yazarın Diğer Yazıları