Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığ'ına adaylığını ilan eden Meral Akşener Hanımefendi'ye Denizli ve Uşak gezilerinde iki gün boyunca refakat ettik. Denizli'de caddelerde yürürken mahşeri kalabalıkla birlikte, coşkulu bir ilginin olması açıkçası beni şaşırtmadı. Salonların hınca hınç dolu olduğunu, dışarıda kalanların içerdekilerden iki katından fazla olduğunu gördük. MHP'ye gönül verenlerin coşku içinde Meral Akşener'e ulaşmaya çalışmaları siyasetçiden kaçan, siyasetten soğuyan seçmenin değişik bir tepkisi olarak değerlendirilebilir. Mütevazı kişiliğiyle, sade konuşmalarıyla, halktan biri olması, Meral Akşener'i çok kısa süre içerisinde gönüllere yerleştirmiş. Hal böyle olunca, MHP tabanıyla birlikte, sol ve AKP'ye oy veren seçmenlerden büyük bir destek alacağını göstermiştir. Bu gerçeği gezdiğimiz her yerde açıkça tespit etmiş durumdayız.
***
Uşak'a gitmek için Denizli'den çıktığımızda araçlarla yollarda bekleyen halkın teveccühünü bizzat gözlemledik. Çal İlçesi Belediye Binası'nın önünde ise izdiham vardı. Vatandaşın söylemine göre AKP'den gelen bakanlar dahil, hiçbir siyasetçiye gösterilmeyen ilgiye Meral Akşener mazhar olmuştur. Katılımcıların arasında Anadolu kadınlarının çoğunlukta olması da sevindiriciydi. Meral Akşener iktidara geldiğinde ve Başbakan olduğunda kadına şiddeti engelleyeceğini, ilk işlerinden birinin kadına yöneltilen bütün olumsuzlukları engellemek olacağı sözünü verdi. Çal'dan sonra Çivil üzerinden Uşak'a konvoyla seyahat ederken ilginç anlara da tanıklık ettik. Uşak'taki ilgi de Akşener'in yüzünü güldürdü...
***
Diğer taraftan Prof. Dr. Ümit Özdağ gibi MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapmış bir akademisyenin makamından istifa ettiğini görüyoruz. Devlet Bahçeli'nin, 'kongreyi toplamıyorum' şeklindeki dayatmalarına isyan ederek istifa etmesi ve kongre çağrısı yapması da Meral Akşener'i haklı çıkaran en önemli unsur olarak Türk milletinin önüne serilmiştir. Suların durulmayacağı aşikardır... Önemli olan Türkiye'dir. Türk Milletinin bekasıdır.
***
Bu arada, MHP'ye parelel operasyon yapıldığına dair havuz medyasında yazarların, çizerlerin AKP'li milletvekillerin iddialarını duyuyoruz. Diyorlar ki: Bahçeli'ye yapılan operasyon Tayip Erdoğan'a yapılan operasyondur. O zaman soru şu: Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın yardımcısı mıdır? Onu koruyan kollayan bir yapının başı mıdır? Bu komik iddianın başka bir yanı daha var. Tayip Erdoğan seçim öncesi televizyonlarda CHP ve MHP'yi hatta HDP'yi paralelcilerle işbirliği yapmakla suçlamış, onları desteklediğini ileri sürmemişmiydi? Bu iddialarda neden bulundu dersiniz? Bu iddia doğru olsaydı, operasyon neden gerçekleşmedi? Aksine, AKP ve Tayip Erdoğan tek başına iktidar oldu. Öyle ki kendi ifadesiyle "rejim değişmiştir, fiilen başkanlık sistemi başlamıştır" dahi diyebilmiştir.
***
Şimdi "paralel operasyon" iddialarıyla MHP'nin büyümesini, gelişmesini ve iktidara yürümesini engellemek derdindeler. Paralel iftirasına sarılan havuz medyasına cevabı, aslında bu iddialarla kendisine hakaret edildiği için Devlet Bahçeli vermelidir. Yoksa bu iddia Devlet Bahçeli'yi töhmet altında bırakacaktır.. Muhabbet ve sevgiyle kalın, inşallah....
