"MHP Genel Müdürü!"

Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir turnusol kağıdı gibi, kimin hangi meşrepte olduğunu ortaya çıkardı. Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütün çevrelerde tartışılmaya başlandı. Biz, çok önceleri Bahçeli’nin benzer tutumlarını eleştirdiğimiz zaman, altında bulunduğumuz çatıdan dolayı, tespitlerimiz sanki parti içi mücadele için yapılmış gibi değerlendiriliyordu. Halbuki, biz sadece gerçeği ortaya koymaya çalışıyorduk.
Sadece biz mi! Elbette hayır! MHP içinde hiçbir grupla bağlantısı olmayan, fakat Alparslan Türkeş’in son Başkanlık Divanı’nda Genel Sekreter Yardımcısı olan Naci Memiş, 25 Temmuz 2003 tarihinde “MHP, meçhul emirlerle yönetilmemelidir. MHP’yi görevliler değil MHP’liler yönetmelidir” diyordu. Tablo bundan daha açık nasıl ortaya konulabilirdi?

* * *

Bahçeli’nin, Abdullah Gül’e daha milletvekilleri mazbatalarını almadan verdiği destek, seçim öncesinde Bahçeli’ye umut bağlayan yazarları şaşırttı. Önce İlhan Selçuk, sert bir eleştiri yazdı. Sonra Bekir Coşkun, “Yoğun değişkenlik” başlığı altında “Ne kadar çabuk değişiyorlar. Diyelim ki Devlet Bahçeli... AKP’nin dış politikalarını Türkiye’ye ihanet sayması ile o politikanın sahibi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olması için Meclis’in en önüne gidip oturması arasında 6 gün var. Apo’nun asılması için ip dahi tedarik edip Başbakan’a kürsüden atması ile elini sıkıp Başbakan’a ‘başarılar’ dilemesi arasında 7 gün... ’Başarılar’dileyip de ‘Hükümet programına ret oyu vereceklerini’ söylemesi arasında 5 gün... Programa ‘ret’ oyu vermeleri ile AKP’nin Çankaya’daki zafer resepsiyonuna katılmaları arasında 2 gün...” diye yazdı ve yazısını “Tamam; siyaset Arapça’dan, at terbiyecisi (seyis)den gelir. Ama milleti eşek yerine koymanın bu kadarı da fazla” diye bitirdi.
Rıza Zelyut, “AKP’nin koltuk değneği” başlıklı yazısında “Devlet Bahçeli’nin milliyetçiliğine inanmak, artık imkansız hale gelmiştir. Devlet Bahçeli bilmelidir ki artık o AKP’nin koltuk değneği haline gelmiştir. Bahçeli’nin Türk milleti kavramını açıklarken ileri sürdüğü görüşler de son tahlilde Başbakan Erdoğan’ın Türkiyelilik kavramı ile örtüşüyor” dedi.
Güler Kömürcü ise şöyle yazdı:
“MHP’nin hali ise ortada. İzmir Milletvekili Ahmet Ersin diyor ki; ‘TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun başkanlık divanı seçimlerinde, MHP, AKP ile anlaşıp komisyon başkanlığı için Zafer Üskül’e blok oy verdi.’Bu sadece küçük bir örnek, Gül’ü alkışlarla Köşk’e çıkaran MHP Genel Müdürü pardon Genel Başkanı Bahçeli’nin önümüzdeki günlerde bir açıklama yaparak AKP ile birleşme kararı alması bile artık beni şaşırtamaz. Sizi?! Milliyetçi hayalleri geçiniz artık efendim.”
Son olarak Mahir Kaynak da “Abdullah Gül, MHP’nin Cumhurbaşkanıdır” yorumunu yaptı.

* * *


Demek ki, bazı gerçekleri herkesten yıllar önce tespit ederek ortaya koymak fazla bir anlam ifade etmiyor!
Çünkü kimse inanmıyor! Veya inansa bile sessiz kalıyor!
Bugüne kadar edindiğim tecrübe bana bunu öğretti!
Üstelik doğruları yazıyorsunuz diye çok kimsenin gözünde kötü kişi oluyorsunuz!
Gerçekler ortaya çıkınca da kimse dönüp size hak vermiyor, önceki kötü zanlarından ve kötü sözlerinden dolayı özür dilemiyor!
İnsanlar yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur!
İşte bu pasif tutum sebebiyle ülke her geçen gün baş aşağı gidiyor!
Oysa, “Gerçeğin bir kelimesi bile dünyaya bedeldir.”

Yazarın Diğer Yazıları