Mezarınız kaç metre olacak?
Tayyip Erdoğan, AKP''li belediye başkanlarına hitap ederken, "Biz tevazu ehli olmaya mecburuz. Neyiz, kuluz. Eninde sonunda gideceğimiz yer toprak. Ben 1,85 boyundayım, mezarım da ona göre büyük olacak. Diğerleri düşünsün." dedi.
Yalnız ölen kişi iki metreden uzun değilse, mezarlar genelde iki metreye bir metre olarak açılır. Belki "Erdoğan Cumhurbaşkanı idi, ona büyük mezar açılsın" diyen olabilir. Türk töresine göre ise Kağan kurganı, en yüksek tepede olurdu...
Twitter''da, M. Kemal Bildiş, "Erdoğan ne demek istedi ben anlamadım. Anlayan var mı?" diye sordu. Bildiş''e verilen 277 cevaba hızlıca göz attım... Onlar da bir şey anlamamış...
Tayyip Bey sık sık mezardan, kefenden söz eder ama ilk defa kendi mezarının büyük olacağını söyledi!
***
Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale şehitlerine hitaben yazdığı şiirde, "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, / Gömelim gel seni tarihe sığmazsın..." demiştir.
Erdoğan''ın icraatları da kimine göre olumlu kimine göre olumsuz anlamda tarihe sığmıyor...
Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar alınırken vefat etmiş ve cenazesi İstanbul''a getirilmişti. Kendi adına yaptırdığı Süleymaniye Camii avlusundaki türbede toprağa verilirken, küçük bir sanduka getirilmiş ve mezara konulmak istenmişti. Dönemin şeyhülislamı Ebusssud Efendi, "İslam''da kıymetli eşyaların ölüyle birlikte defnedilmesi caiz değildir." demişti. Görevliler, "vasiyetidir" diye ısrar edince Ebussud Efendi sandukayı açmak istemişti. Sanduka kendisine uzatılırken yere düşmüş ve içinden evraklar dökülmüştü. Evrakların tamamının, Şeyhülislam Ebussuud Efendi''nin fetvaları olduğu ortaya çıkmıştı...
Emri hak vaki olduğunda Erdoğan''ın mezarına Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş''ın açıklamaları konulamaz herhalde, zira onlar çok hafif kalır... Belki Hayrettin Karaman''ın makaleleri düşünülebilir ama onun fetvalarında da ciddi sorunlar var.
Ebussud Efendi, Yavuz döneminde Alevi katliamına imza atan hatta "Bir Alevinin Müslüman olması için önce Hıristiyan olması gerekir" gibi saçma fetvalar veren bir kişiydi.
Hayrettin Karaman ise son dönemlerde "Yolsuzluk, hırsızlık değildir", "Aleviyle evlenilmez" gibi fetvalarıyla anılıyor. Aslında ilk fetvası, sadece lafzen değil hukuki açıdan da doğrudur ama Türkler, yolsuzluk yapanlara "hırsız" der! Yoksa ikisinin aynı suç olmadığını herkes bilir... "Aleviyle evlenilmez" fetvası ise Ebusssud zihniyetinin günümüzdeki tezahürü olsa gerek...
***
Ben hayatımda iki büyük mezar gördüm. Biri Erzurum''da Palandöken dağının eteğinde yatan Abdurrahman Gazi''nin sandukasıdır ki, boyu 4 metre 85 santimetredir.
İkinci büyük mezarı ise Semerkant''ta gördüm. Danyal Peygamber mezarı denilen sandukanın uzunluğu, 14 metredir.
Gerçi Türkiye''de Tarsus''ta da Makam-ı Danyal Camii, 1857 yılında Danyal Peygamber''e ait diye bilinen türbenin üzerine yapılmıştır. Cesedin Danyal Paygamber''e ait olduğunu, parmağından alınan yüzükte, onun hayatını temsil eden iki aslan arasında bir çocuk figürü gören Hz. Ömer tespit etmiştir. Hz. Ömer, mezarın korumaya alınmasını isteyince komutan Ebul Musa, cenazeyi daha derine gömdürmüş ve yakından geçen Berdan çayının yönünü değiştirerek mezarın üzerinden akmasını sağlamıştır.
Tarsus Belediyesi, camiye abdesthane yaparken hafriyat sırasında kemerli bir yapı ortaya çıkınca 2006-2007 yılları arasında Tarsus Müzesi tarafından kurtarma kazısı yapılmış, türbe ve mezarlar yeniden ortaya çıkarılmıştır.
***
Kısacası yaşarken başımıza ne geleceğini de mezarımızın üzerinden ne geçeceğini de bilemeyiz.
Necip Fazıl ise "Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta? / Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?" demiştir...
Kalanlar düşünsün... Bâki''nin dediği gibi "Bâki kalan bu kubbede hoş bir sedâ imiş..."