Meselenin püf noktası bu zaten!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçirdiği ciddi bir kalp ameliyat sonrası istirahat etmesi gerektiğinden haftalık grup konuşmasını, Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural yaptı. (Bu vesileyle Sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun diyorum.)

Vural, başta ABD Başkan Yardımcısı Biden'in "çözüm süreci"yle ilgili talepleri olmak üzere bu yöndeki dış baskıların ve AKP sözcülerinin terörle mücadeleyi parantez olarak gördüklerine dair ifadelerinin yeni bir sürece evrilme işaretleri olduğunu söyledi.

Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın 20 Ocak'ta 'terör örgütüyle, uzantıları ile asla görüşme olmaz' dedikten iki gün sonra terör örgütünün siyasi uzantısı partinin tescillisi ve Türk milleti dememek için yemin etmeyen Leyla Zana'yı kabul edeceğini ifade etmesi, çözüm sürecinin ısıtılma çalışmalarının bir yansımasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, Türk milleti dememek için ısrarla yemin etmekten kaçınan birini Türk milletinin birliğini temsil eden bir makama çağırıp ne görüşeceksiniz? Türk milletini reddeden bir zihniyetin 16 Türk devletinin forsunun yer aldığı makamda işi olamaz. Gelin sözünüzde durun, terör örgütü uzantılarıyla görüşmeyin" diye çağrıda bulundu!

***

Tabii herkesin aklına "Türk Milleti demeyen sadece Leyla Zana mı?" sorusu geliyor. AKP, bir önceki Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda "Türk Milleti" kavramını Anayasa'dan çıkarmayı önermedi mi? Erdoğan'dan önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ne mutlu Türküm diyene sözünü dağlara taşlara yazdılar. Bu ilkelliktir ve aşılacaktır" demedi mi?

Oktay Vural, herhalde, Erdoğan'ın 2014 yılında 16 Türk devletinin kurucularını temsil eden 16 kişi arasında fotoğraf vermesinden da yola çıkarak, "Madem Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 Türk devletine sahip çıkıyorsunuz, bunun gereğini de yerine getirin" demiş oluyor.

Güzel ama 16 Türk devlet başkanının temsil edenlerin kıyafetleri çok eleştirilmiş, hatta bir elbisenin bornoza benzemesi yüzünden, bu gösteri "Duşakabinoğulları" diye mizah konusu haline getirilmişti!

Yani uygulamada 2 yönlü bir algı operasyonu vardı. Bir taraftan Türk kimliğini etnik kökenlerden biri gibi zikredeceksiniz diğer taraftan 16 Türk devletinin forsunu taşıyacaksınız! Burada bir yanlışlık yok muydu?

Fakat AKP'nin iktidarda kalış süresini devamlı uzatabilmesi, sosyal politikalara ağırlık vermesinin yanında, genel olarak algı operasyonları yapabilmesine bağlıdır.

***

Bugüne kadar muhalif olan herkes AKP'nin "Türk milletini uyutmaya, aldatmaya ve algısını yönetmeye çalıştığını, her türlü bilinçaltı kurgulama programı uyguladığını" söylüyordu değil mi?

Şu işe bakınız ki, bu sözleri şimdi AKP kullanıyor!

AKP Genel Merkezi'nde Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar'ın başkanlığında konunun uzmanlarıyla "Algı Yönetimi" çalıştayı yapıldı.

AA'nın haberine göre çalıştayda, "Türk milletini uyutmaya, aldatmaya ve algısını yönetmeye çalışan her türlü bilinçaltı kurgulamaya karşı yasal önlemler getirilmesi, özellikle sosyal medyanın suç işleme anlamında ayrıcalıklı alandan çıkmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılması gerektiği" vurgulandı!

Farklı algılar oluşturularak inanılması asla mümkün olmayan bilgi ve durumların genele yayılması ve zihinlerde yer etmesinin sağlandığına dikkat çekilen çalıştayda, algı yönetiminde "amaca götüren her yol mubahtır" düşüncesinin hâkim olduğu vurgulandı.

Türkiye'de yıllardır algı yönetimi yapan bir parti, şimdi başkalarının da aynı yönteme başvurmasından şikâyet ediyor!

Bu itibarla, algı oluşturmak için 16 Türk devletine görünürde sahip çıkılmasının hiçbir değeri yoktur. Belki küçük bir ayrıntı ama işin püf noktası bu zaten..

Yazarın Diğer Yazıları