Bu Galatasaray'dan şampiyonluğu kimse alamaz. Ergun Gürsoy ruhu dönmüş. Gürel Yurttaş yazdı

Galatasaray dolu dizgin şampiyonluğa koşuyor.
Bu takımdan bu sezon şampiyonluğu kimse alamaz.
Bu açık açık belli oluyor.
Çünkü Galatasaray saha içinde iyi oynamakla kalmıyor, saha dışında da oynuyor!
Tıpkı efsane yöneticisi Ergun Gürsoy''lu yıllarda olduğu gibi. Gerekeni yapıyor!
Şimdi ''Neden Galatasaray''dan kimse şampiyonluğu alamaz'' madde madde açıklayayım:
- Güçlü ve alternatifli bir kadrosu var. Yıldızlar karması. Zaten rakipleri maça 1-0 mağlup başlıyor.
- Tıpkı Ergun Gürsoy döneminde olduğu gibi. Maçları maçlardan önce oynamaya başlıyor! Kamuoyunu hazırlıyor. Rakibe ''Biz zaten bu takımı yenemeyiz'' bilincini aşılıyor. Konuşmalar hep bu yönde. Hakemler de baskı altına alınıyor.
- Eğer kazara bir maç veya puan kaybederse yandı gülüm keten helva! Ağır bombardıman başlıyor. TFF''ye, hakemlere, rakiplere! Artık nereye giderse... Dikkat edin; Galatasaray asla kendi hatasıyla puan kaybetmiyor! Ya hakem yüzünden, ya federasyon, ya da masa başı oyunlar! Kazanırsa bir şey yok ama!
- Futbolcuları kolay kolay ceza almıyor. Bir sürü örnek verebilirim. Icardi''nin yazıp çizdiklerini başka bir futbolcu yapsaydı cezayı yemişti. Muslera''nın Konya''da yaptıklarını da hatırlatayım. Son olarak Nelsson gole giden Kayserisporlu futbolcuyu düşürdü, faul bile verilmedi. Orada faulu verip kırmızıyı çıkarsaydı Galatasaray yine kazanırdı ama Nelsson en az 2 maç ceza alırdı. Ne hakemin eli gitti, ne VAR''dakilerin.
Bir de otel meselesi var.
Yok eskiden de orada kalıyorlarmış, yok her takım bunu yapıyormuş?
Kalırsan kal. Ama Galatasaray''la ligin kritik haftalarında maçın varken Galatasaray Başkanı''nın otelinde kalma. İstanbul''da başka otel mi yok? Ondan sonra maçtan önce bir de bununla uğraşırsın. (Kayserisporlulara söylüyorum). Açıklama yapmak zorunda kalırsın, savunmaya geçersin. İnsanların ağzı torba değil ki büzesin! Galatasaray''ın rakibisin, Galatasaray Başkanı''nın otelinde kalıyorsun.
Eskiden de kritik haftalarda çıkardı bu tür şeyler.
Şimdi eskilere götüreyim sizi. Teknik direktör Mesut Bakkal Denizlispor''da futbolcuydu o dönem. Futbolculuğu döneminden bir "Otel", "Teşvik primi" ve "Ergun Gürsoy" iddiası var. Yazdığı kitaptaki o bölümde şu ifadeleri kullanmış:

O sezonun unutulmaz maçı sondan bir önceki hafta İstanbul''da oynanan Beşiktaş maçıdır! Beşiktaş maçından önce başkan Ahmet Dardar idmanı izlemeye geldi. O ara antrenman karıştı. Hocadan idmanı bitirmesini istediler. İlk başta anlayamadık biz. Ne olduğunu sorduk. ''Çabuk toplanın İstanbul''a gidiyoruz'' dediler. Sonra bize haber geldi, durumu anladık. Meğer Galatasaray bizi ağırlayacakmış. Akşam İzmir''e, İzmir''den de İstanbul''a. Ergun Gürsoy''un (dönemin Galatasaray yöneticisi) bürosunun karşısındaki Dedeman otelinde kaldık. Arada bize gelip, ''Aman çocuklar bizim için bu maç çok önemli'' diyorlardı. Maçı da Ali Sami Yen''de oynayacaktık.

Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksidimizdem biraz fazlaydı. Maç konuşmasında söylediler; kişi başı ikişer milyondu. Tam o ara yeni çıkan bir arabanın parasıydı. Büyük para. Ali İpek, genel kaptandı. O gün tam maça gidecekken Nihat Hoca, Zafer abiyi kesti. Biz de, ''Zafer abi sen bizi otelde bekle'' dedik. O maça gelmedi. Bir yönetici ile 6. kata kilitledik. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandıkları haplardan verdiler. Hatta maç içinde bizim Çingene Erhan, ''Mesut, ben kusacağım'' demiş, ben de ''Yahu maç içinde nereye kusacaksın'' yanıtını vermiştim.

Beşiktaş, 1-0 öndeyken 85. dakikada kullanılan serbest vuruşta Denizlisporlu Erol, yaklaşık 30 metreden attığı golle 1-1''lik eşitliği sağladı ve böylece şampiyonluk yarışında son hatfa öncesi ipler Galatasaray''ın eline geçti.

Otele kendimizi attık. Ali İpek geldi. ''Paralar Denizli''de dağıtılacak.'' dedi. Biz de stoper ''Kayış''Ahmet''i doldurduk. O çıktı, ''Bu paralar burada dağıtılacak!'' dedi. Hemen odaya çıktık. İkişer deste bir milyon aldık. Herkes nemalandı. Kaleci Adnan 18 yaşındaydı. O da aldı. Nihat Hoca hemen aldı kaçtı. İzmir''e kahraman gibi indik. Galatasaray bizi Tenis Kulübü''nde ağırladı. O gün Galatasaray''ın maç yaptığı Antalya''dan gelen futbolcular oldu, mesele Arif Kocabıyık gibi...O günden sonra yavaş yavaş kabus başladı. Sakatlandım.

İşte Mesut Bakkal''ın kitabında anlattıkları böyle.

O sezon Beşiktaş, Denizlispor''la berabere kalırken, Galatasaray deplasmanda Antalyaspor''u 3-1 yenmiş, ligin son haftasında 1 puan farkla liderliği ele geçirmişti. Son haftada da Eskişehirspor''u yenerek Beşiktaş''ın 1 puan önünde 14 yıl aradan sonra şampiyon olmuştu.

Bakın; Galatasaray vermiştir, vermemiştir bilmem.
Ama şunu bilirim. Ergun Gürsoy öyle bir hava estiriyordu ki; Galatasaray ne yapacak, edecek şampiyon olacak şeklinde. Bu da diğer takımların direncini kırıyor, motivasyonunu bitiriyordu. O yıllarda Beşiktaşlı futbolcuları da etkilemişti bu ve Denizlispor''u yenememişlerdi. O maçta ben de vardım. Yakından şahidim buna.

Şimdi de öyle işte.
Yanlış anlamayın. Galatasaray şike yaptı, yapar, teşvik primi verir, verdi ya da rakibini otelinde ağırladı demiyorum.
Çıkan bu tip haberlerin ve yönetici demeçlerinin rakiplerini nasıl etkilediğinden söz ediyorum.
Tekrar ediyorum: Bu Galatasaray''dan şampiyonluğu kimse alamaz!

Yazarın Diğer Yazıları