Kutlu Şehir Ahlat
"Alparslan otağını kurdu, cenk etti… Ve Ertuğrul'un fırlattığı ok rüzgârın kalbini delince gökyüzünde bu şehrin ismi çınladı… Burası Van gölünün âşık yüzü, burası Nemrut'un onurlu göğsü, Süphan'ın hasreti, kartal yuvası, burası evliyalar alperenler diyarı, İslâm'ın kubbesi, kuşların cenneti, Kayı'nın Avşar'ın vuslatı ve Ertuğrul Gazi'nin memleketi… Burası uysal taşların, güçlü insanların ve merhametin filizlendiği şehir Ahlat…"
Bu paragraf önceki akşam sosyal medyayla buluşturulan Ahlat tanıtım filminin girişi… Ahlat Kaymakamlığı'nın organize ettiği ve Gölbaşı'ndaki Galip Demirel Vilayetler Evi'nde gerçekleşen programla kısa tanıtım filmi gösterime sunuldu…
***
Ahlat'a 30 defadan fazla gittim… Her gittiğimde sanki ilk defa gidiyormuş heyecanlandım… O tarihî mezarlıkta dolaşırken birinci derecede akrabalarımın, arkadaşlarımın, dostlarımın mezarlarının başındaymışım gibi hissettim… Yüksekçe bir tepede bulunan Abdurrahman Gazi Türbesi'nden şehir merkezine doğru ne zaman baksam gözümde Alparslan'ın Türk milleti adına Anadolu'ya bastığı mühür geldi aklıma…
Hiç şüphe yok ki Ahlat bizim manevî başkentimiz… Yeryüzünde 'kendine coğrafya tayin eden', 'kabına sığmaz' karakterli, Yavuz'un 'dar' diye tanımladığı 'dünyada adaleti yaymayı ülkü edinen bir millet'in daha büyük fetihler için soluklandığı yer Ahlat…
O kadar Ahlat'lı olmuşuz ki, şehit Fırat'ı anarken bile yazımın başlığı 'Ahlat'a akan ırmak' kesilmiş… "Bu toprakları yeniden Firdevs gibi Ahlat Ahlat vatan kılma adına… Şehadetin kutlu olsun" kelimeleri çıkmış kalemimden…
Türkülerimizin bu toprakları bekleyeceğini yazdığım bir yazıda da Ahlat yerini almış: "Türküler bekleyecek bu toprakları... Hüseynik'ten yola çıkılacak... Mardin kapı yine şen olacak, karanfili hep eken bilecek... Hangi bağın bağbanısan gülüsen diye sorulacak, makaralar sarı bağlayacak... Mektebin bacaları tütmeye devam ederken, bir ay doğacak Maraş'tan... Kara taş içinde çete kaynayacak, yaşasın Urfalılar teslim olmayacak, dumanlı dağlarında ceylanlar gezecek... Yine Ahlat'ın başına gelinecek, bebekler yine şekere katılacak…"
Bir başka yazımızda da Ahlat'la ilgili sevincimizi paylaşmışız… İdealist ve son derece başarılı bir Kaymakam'ın Ahıska Türklerinden bir bölümün Ahlat'a yerleştirilmesiyle ilgili çalışmasını ve sonuç alışını bu sütuna taşımışız…
***
Şimdi aynı Kaymakam Bülent Tekbıyıkoğlu Ahlat'taki 'tapu'yu daha da tahkim etmek için, Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun da katkılarıyla, görsel açıdan son derece kaliteli kısa tanıtım filmiyle birlikte 'Anadolu'nun Orhun Abideleri-Ahlat Mezar Taşları' ve 'Taşa Bezenmiş Çadırlar-Ahlat Kümbetleri' adlı iki muhteşem çalışmayı tarihimize ve kültürümüze kazandırdı… Abdurrahman Gazilerin, Baba Mecidlerin, Kara Üryan Babaların, Fahreddin Ahlatîlerin, Hürşahların, Ahlatşahların, Gümüştekinlerin, Çağrı Beylerin, Selçuklu mezarlığında ecdadın ruhlarının huzur bulacağı bir Ahlat'ta torunları onlara lâyık işler yapıyor… Buna şahit olmak bizler için de sevinç ve gurur kaynağı oldu…
Aşkla bağlandığına şahit olduğumuz Ahlat için fedakârane ve idealistçe hizmetlerinden dolayı Kaymakam Bülent Tekbıyıkoğlu Bey'e ve Belediye Başkanı Mümtaz Çoban Bey'e milletimiz adına teşekkür ediyorum…
Bizimki basit bir protokol teşekkürü değil, son derece içten ve en kalbî hislerle… Milletimizin tarihinde çok önemli bir yeri olan ve geleceğinde de sembol niteliğini hiç kaybetmeyecek olan Ahlat'a katkılarından dolayı…
Ahlat… Hep Malazgirtlerin arefesi olsun Ahlat… Daima zaferlerimizin ve medeniyetimizin beşiği kalsın Ahlat…