Kritik soru: Ya HDP seçmeni sandığa gitmezse?

Anayasa değişikliği orta ve uzun vâdede HDP'nin temsil ettiği çizgiye yarayacağı hâlde bu parti Meclis'te değişikliğe destek olmuyor…

Bunun bir yığın sebebi olabilir… PKK devletle çatışma hâlinde… Ayrıca bunun sonucu gibi görülebileceği şekilde HDP Genel Başkanı ve birçok milletvekili tutuklu… Bu şartlarda iktidar partisiyle anayasa değişikliğine omuz vermeleri elbette normal görülmeyecektir…

AKP açısından bakıldığında bu süreci HDP'yle geçmek zor olacaktı… Hem MHP'yi karşısına almak zorunda kalacaktı, hem de PKK'nın çizgisini temsil eden bir partiyle yapılacak anayasa değişikliğine kendi tabanının önemli bir kısmını ikna edemeyecekti…

Tam da bu kritik aşamada 'mevsimlik bir ilişki' gerekiyordu… Bu süreç ancak MHP'yle geçirilebilecekti… Nitekim öyle de oluyor… MHP'yle Meclis ittifakı AKP tabanında reaksiyon doğurmuyor çünkü… Tam tersine, doğru olduğuna dair referans niteliği bile taşıyor diyebiliriz…

Peki MHP tabanında durum ne? Travmalara ve partinin geleceğini etkileyecek büyük kırılmalara yol açacak düzeyde tepki var… Bu oran yüzde 80'ler civarında… Üstelik daha da artabilir…

***

Bu durumda anayasa değişikliği halktan nasıl geçecek? Risk yok mu? Elbette şartlar aynı değil ve bu karşılaştırma tam oturmayabilir ama örnek için söyleyelim, 7 Haziran seçimlerini baz alırsak geçmez, 1 Kasım seçimlerini alırsak geçer gibi duruyor değil mi?

Esas kritik soru şu: Ya o gün HDP seçmeni sandığa gitmezse? 'Evet'lerin yüzde 50'yi geçmesi için alınması gereken oy sayısı yaklaşık 3 milyon daha aşağı çekilmiş olacak…

HDP'lilerin seçime girdiğini ve 'hayır' oyu kullandığını varsayarsak, 'evet' oyları yüzde 45'te bile kalsa, HDP'lilerin sandığa gitmemesi durumunda, o yüzde 45'lik 'evet' oranı, oy kullanan toplam seçmen sayısı düşeceği için, bir anda yüzde 50'yi aşıyor…

***

HDP diğer partilere oranla daha stratejik davranabilen ve seçmen disiplini en yüksek parti… İstediği şartları sağlarsa ve bu konuda el altından uzlaşırsa veya çoktan uzlaşmışsa neden olmasın? Üstelik böyle bir durumda AKP tabanının da ürkmeyeceği, MHP'de kalan 'evet'çi kesimin de rahatsız olmayacağı bir strateji niye işlemesin?

12 Eylül 2010 anayasa referandumunda CHP ve MHP 'hayır' bloğunda yer almış, PKK'nın o günkü sivil ayağı BDP ise seçimleri boykot etmişti…

Hatırlayalım: 'Evet'lerin yüzde 58, 'hayır'ların yüzde 42 aldığı bu referandumda, ülkede daha sonraki kırılmaları yol açan anayasa değişikliği güle oynaya geçmişti… Seçimlere katılım oranı yüzde 77 gibi Türkiye ortalamasının çok altında kalmıştı… BDP'nin bunda büyük katkısı olmuştu…

BDP referanduma katılıp 'evet' deseydi AKP seçmenini önemli ölçüde rahatsız edecek ve değişiklik muhtemelen riske girecekti… Böylesi çok daha verimli olmuştu hepsi için!..

O yüzden kimsenin aklına gelmeyen veya gizlediği o ihtimali soralım: Mevcut anayasa değişikliği referanduma giderse bugün niye aynı taktik olmasın? Doğabilecek komplikasyonlar hesaplandığında, doğrudan 'evet' vermekten daha etkili bir yöntem çünkü bu…

HDP kendi seçmeninin vereceği oyu yönlendirmede son derece mahir bir parti… Bir gecede değil, bir saatte organize ederler ve disiplin içinde uygularlar…

Sonuç almak için -olmaz gibi görünenler de dâhil- herkesle el sıkışabilme potansiyeline ve siciline sahip bir siyasî iktidarın HDP'yle kesinlikle anlaşmayacağının garantisini kim verebilir? Veya HDP'nin siyasî iktidar ihtiyaç hissettiğinde bunu avantaja çevirmek için fırsatı değerlendirmeyeceğini kim öne sürebilir?

Şimdi erken seçim tehdidiyle korkutulmak istenen tereddütlü MHP milletvekillerinin bu ihtimali göz önünde bulundurmaları, yarın telafi edilemeyecek zararlar doğduktan sonra pişmanlıklarının fayda vermeyeceğini görmeleri gerekiyor…

Dikkat!.. Mehtap uyanmasın diye kürekler aheste çekiliyor olabilir!..

Yazarın Diğer Yazıları