Kriptolar fazla sevinmesin!
Jeostrateji uzmanı Nejat Eslen’in, 30 Aralık 2023 Cumartesi tarihli Cumhuriyet'te “2024 yılı ve sonrası: Küresel kaos" başlıklı bir yazısı çıktı. Eslen, "Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreği tamamlanırken ABD, sözde kurallara dayalı düzeni askerî gücü, müttefikleri/ortakları ile askerî önlemlerle, Asya-Pasifik, Avrupa ve Orta Doğu coğrafyalarında sürdürmek çabasındadır. Dünya için asıl tehlike budur. Bu durum, önümüzdeki süreçte, küresel güç mücadelesi kapsamı içinde, ABD’nin küresel kaosu geniş alanlara yayması anlamına gelmektedir." diye yazdı.
Eslen, kitlesel göçlerin, sadece ABD için değil, Avrupa için de ciddi güvenlik sorununa dönüşürken küresel kaosu derinleştireceğini belirtti.
***
Eslen, daha sonra da bana yaptığı açıklamada "İç içe üç çember düşünün. En büyük dış çemberde ABD’nin küresel liderliğini korumak için uğraştığı ama bu sebeple küresel bir kaosa sebep olduğu ve kendisinin de her geçen gün güç kaybettiği bir dönemdeyiz.
İkinci çember de Orta Doğu’daki kaostur. Üçüncü çember, Türkiye’deki kaostur. İçeride, müthiş bir kutuplaşma yaşanırken, sığınmacıların kabulü yüzünden, IŞİD’in hücre tipi yapılanmalar ile Türkiye’ye yerleştiği anlaşılıyor... Küresel kaos, bölgesel kaos ve ülkede kaos eş zamanlı olarak yaşanıyor. Bu durumda Atatürk’ün işaret ettiği iç cephe önem kazanıyor. İç cepheyi yeniden güçlü kılmak ne AKP’nin ne de CHP’nin yapabileceği bir şey. Çünkü iç cephenin zayıflamasına bu iki partinin zaafları sebep oluyor... Bu sebeple Atatürk politikalarına dönmekten başka çare yok..." dedi.
***
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, 7 Şubat 2024 günü, yani Eslen'den beş hafta sonra genel kurulda yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin, tarihindeki en kötü bölünmeyi yaşadığını, BM Güvenlik Konseyi'nin jeopolitik farklılıklar nedeniyle kilitlendiğini ve Güvenlik Konseyi'ndeki mevcut bölünmenin tarihteki en kötü bölünme olduğunu söyledi.
Soğuk Savaş döneminde iyi işleyen mekanizmaların süper güç ilişkilerinin yönetilmesine yardımcı olduğunu söyleyen Guterres, günümüz çok kutuplu dünyasında bu tür mekanizmaların bulunmadığına inandığını belirterek, "Dünyamız bir kaos çağına girmiştir" dedi.
***
Küresel kaosun en belirgin örneği göç dalgalarıdır ve Türkiye bu dalganın en çok etkilediği ülkedir. Tabii Türkiye'ye yönelik göç, Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın belirttiği gibi “stratejik göç mühendisliği”nin ürünüdür ve Türkiye'nin nüfus yapısı, AKP iktidarı tarafından bilinçli olarak değiştirilmektedir. AKP iktidarı, Türk Milleti'ne dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, çok uluslu bir devlet haline getirmeye çalışmaktadır.
Nitekim son olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “AK Parti bir Türk partisi değildir. AK Parti bir Kürt partisi de değildir. Ak Parti bir Türkiye partisidir. Erdoğan’ın olduğu yerde etnisiteye dayalı bir yaklaşım sergilenebilir mi?” ifadelerini kullandı. Hâlbuki Anayasa'ya göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk'tür. Bu yaklaşım, millet olmanın gereğidir... Yoksa parçalanırsınız...
Öyleyse şunu da söyleyebiliriz; AKP, sadece içerideki kaostan değil, küresel kaostan da beslenmektedir. AKP, küresel güçlerin göç dayatmalarını, Türklere din maskesiyle benimsetmektedir.
***
Özcan Pehlivanoğlu, mesajında Prof. Dr. Orhan Türkdoğan'ın, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Tarih dergisinde, Kasım-Aralık 2016 sayısında yayınlanan “Osmanlı Kimliği veya Türk Toplumunun Etnisite Serencamı” başlıklı makalesini hatırlattı.
Orhan Türkdoğan makalesinde; “Türk toplum yapısı şu an bir kaosun içindedir. Son yıllarda, Türk toplum yapısında ortaya çıkan ve giderek derin sosyal gerginlik ve yarılmalara yol açan olayların temelinde, Osmanlı dönemi tarihsel dokusunun aktörlerini (dönmeleri, avdetileri, kriptoları ve tüm yabancı unsurları) bulmamak mümkün değildir” demiş...
Pehlivanoğlu ise konuyla ilgili makalesinde "Bizim devletimizin adı 'Türkiye Cumhuriyeti'dir… Türkiye Cumhuriyeti devleti bir Türk devletidir ve ebediyen öyle kalacaktır. Kriptolar 'hallettik' diye fazla sevinmesin..." diyor...