Korkunun ecele faydası yok; bu düzen bitecek!

Deniz Baykal'ın, "Abdullah Gül, yüzde 49'una adayı olabilir" dediği iddia edildiğinde çok sert bir eleştiri yazısı yazmayı düşündüm. Sıra yazmaya gelince, "Önce Baykal'ın tam olarak ne dediğini öğreneyim de sonra gereğini yaparım" dedim. Programın kaydını bulup seyrettim. Anladım ki Baykal'ın sözleri bilinçli olarak çarpıtılmış.

Baykal'a yöneltilebilecek tek eleştiri, doğrudan 2019 tartışmasını başlatmasının, şaibe karışmış referanduma meşruiyet kazandırmasıdır ki bunu da Meral Akşener söyledi.

Bu arada bir okurumuz, "Atatürk hakkında yapılan çirkin açıklamaların esas amacı gündemi değiştirmektir. AKP iktidarı gayrimeşru bir oylama ile rejimi değiştirmeye ve kendi kadrolarını kurmaya başladı. Milletin üzerine, devletin tüm kurumlarıyla çökerek, milletin demokratik haklarını gasp etmişler, yasaları çiğnemişlerdir. Korktukları için gündemi sürekli değiştiriyorlar hiç kimse bu seçimi kabul etmemelidir, diktatöre ihtiyacımız yok" diye görüş bildirdi.

***

Baykal, önceliği referandumun meşru olmadığına verebilirdi ama tartışmalara yol açan görüşlerine açıklık getirdi; Habertürk'te Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını cevaplandırırken şöyle dedi:

"Bir defa herkesin anlaması lazım; iki şans varsa ve bir aday belli ise Türkiye'nin geriye kalan kısmı bir aday arayışı içinde ise bunu üstlenme hakkı kimseye ait değildir. 'Biz belirleriz' demek olmaz. Tayyip Bey'in karşısına aday çıkaracak bir toplumsal süreç ortaya koymak lazım."

Burada Baykal'ın, "Yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanmasın" diye uğraştığı açıktır. Nitekim "2019, köprüden önceki son çıkış" dedi! Ondan sonra artık "Atatürk Cumhuriyeti"ni kurtarmak mümkün olmayacağını anlattı.

Baykal şöyle devam etti:

* Millet nasıl aday çıkaracak? Bir defa siyasetçi olacak. 10 gün sonra Tayyip Bey genel başkan olunca seçim süreci başlayacak sen ister katıl, ister katılma. Erken çıkan yol alır. Bana "erken" diyeceğine Tayyip Bey'e "acele etme" desenize! O ne yaptığını biliyor.

* Bu mücadele, referandum sürecinin devamıdır. Öyle götürürsek başarıya gider. "Tarafsız, iyi niyetli, sevimli, sıcak tam ortada duran birisi alır" düşüncesi hayaldir. Tayyip Bey'in karşısında o mücadeleyi verecek biri olmalıdır.

* Aday üretme sorumluluğu CHP'nindir. CHP'ye düşen şimdi "hayır" diyenler başta olmak üzere, onların ötesindeki bir kesimin de destek vereceği demokratik bir süreci yönetmektir.

* Ahmet Hakan arkadaşımız o ismi telaffuz etti. Ben Türkiye hesabı ile meşgulüm. Abdullah Gül benim cumhurbaşkanı adayım değildir, onun cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktım ve bununla iftihar ediyorum. Bundan sonrası için de hiçbir şekilde benim öneriyor olmam söz konusu değil. Ben hem bir yandan onu önermek hem bir yandan onun adaylığını etkisizleştirmekle suçlanıyorum!

***

"Baykal'ın tutumundan en çok rahatsız olan ve dolayısıyla onu en iyi anlayan Tayyip Erdoğan oldu" derken haksız mıymışım?

Şimdi herkes aklını başına toplasın, anlamadan, dinlemeden çarpıtmalarla hareket etmesin de Baykal'ın sözlerine kulak versin. Baykal ile benim gazeteci-politikacı hukukundan ve iki röportaj ve iki telefon görüşmesinden başka hiçbir ilişkim yok. Fakat gazeteci, doğru veriler üzerinden yürümek zorundadır.

Belki tekrar olacak ama daha şimdiden Tayyip Erdoğan'ın gerçek rakibini yıpratmak için milletvekili ve köşe yazarı düzeyinde öncü atışlara başladılar. Okurumuz doğru söylüyor! Referandum gecesi, yüzlerinden okunan derin korkuyu hatırlıyor musunuz?

Ne yaparlarsa yapsınlar, korkunun ecele faydası yok, bu düzen sona erecek!

Yazarın Diğer Yazıları