Konuşma metni hazırlamak risklidir. Sözcükler rahatsız edebilir!..

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, 3 Mart 2024 günü Muğla, Marmaris’te, ‘Sivil Toplum Kuruluşları ve Kanaat Önderleri Buluşması’ndaki yemekte konuşma arasında:

“Fiyat istikrarı ve anti enflasyonist yaklaşımdan taviz vermeden büyüme odaklı ekonomi programımız doğrultusunda gerekli adımları atıyor ve atacağız.” dedi.

*

Hazırlanan bir konuşma metninin, toplum nezdinde yanlış anlaşılmalara ya da yanlış yorumlara meydan vermemesi gerekir.

*

“Tabii nereden baktığımıza da bağlı!..” derim.

Ben, ne söylendiğine değil, söylenenden ne anlaşıldığına bakıyorum.

*

Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında, ekonomideki gelişme artış oranlarını verdi…

Dolar cinsinden elde edilen -kendilerince- yüksek ticari kazanç rakamları verildi.

Doğru ve yanlışlığı bir yana, bu konuşmayı bir Cumhurbaşkanı yaptığına göre, doğru kabul ederim.

*

Yukarıda da belirttiğim gibi ‘(…) Büyüme odaklı ekonomi programı” ifadesinin sonundaki “Gerekli adımları atıyor ve atacağız.” denilmişti ya, ben de: ‘Gerekli adımları ‘hemen mi’ atıyoruz?’, yoksa henüz atmadık, ‘Atacak mıyız, şeklinde mi anlayalım?” diyorum.

*

Neden öyle diyorum?

‘Atıyoruz’ şimdiki zaman, ‘Atacağız’ gelecek zaman dili.

“Gerekli adımları atıyoruz” ifadesinde ‘hemen atılıyor’ anlamı çıkarılırken,

‘Atacağız’ da ise ne zaman atılacağı belirsizdir.

Onun yerine keşke, ‘Atıyoruz’ ifadesinden sonra, “Gerekli adımları atmaya devam edeceğiz.” şeklinde yazılmış olsaydı, anlam bakımından da doğru olur, yoruma da gerek kalmazdı.

*

Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamı, her durumda yanlış anlaşılmalara yer verilmemesi gereken bir makamdır.

Tıpkı bir beyaz sayfa gibi; o makam da üzerindeki kendi renginin dışında her aykırı rengi ortaya çıkarır.

Demem o ki; metin hazırlanırken, kıl, kırk yarılmalı, değil miydi?

*

Ha bir de aynı metinde:

“Geçtiğimiz sene yüzde 4,5 büyüme oranıyla ‘AB ülkeleri içinde’ ilk sırada yer aldık.” dedi Sayın Cumhurbaşkanı.

Doğrusu ben bu ifadeden de bizim, ‘AB’ye alınmış olduğumuzu’ düşündüm ki öyle bir şey yok.

Kendi adıma bizi içlerine alacaklarını da hiç sanmıyorum!

*

O ifadenin yerine “Bizi içine almayan, AB ülkelerinin dahi üzerinde bir başarı yakaladık.” ifadesi de -başarı yakalanmıştır ya da yakalanmamıştır bilmesem de- daha doğru, anlamlı, etkili ve açıklayıcı bir ifade olmaz mıydı?

Böyle bir gerçeklik yokken, burada “Nasıl bir algı oluşturulmak isteniyor?” diye de bir düşünce aklıma gelmedi değil.

*

Ezcümle; konuşma metni hazırlamak risklidir.

Kullanılan sözcükler karşı tarafı rahatsız edici olabilir!..

O metin, üzerinde konuşanı -gereksiz sıkıntıya- düşürebilir.

Aman dikkat!..

Yazarın Diğer Yazıları