Kissinger'den Rice'a Orta Doğu soykırımı!
ABD Dışişleri Bakanlığı 1973-76 dönemine ait Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan arşivlerinin bir kısmını yayınladı.
Medya, daha çok Yunanistan’ın Trakya üzerinden Türkiye’ye saldırma planları bulunduğu konusunu işledi.
Haberi, ABD eski Dışişleri Bakanı ve CFR’nin en önemli isimlerinden Henry Kissinger’ın 15 Ağustos 1974’te kurmaylarına “Türklerden uzaklaşmamamız gerek. Türkler, bir sonraki Ortadoğu savaşında sorun çıkarabilir” diye uyarıda bulunması açısından sadece Yeniçağ gördü. Afganistan ve Irak işgallerinin, o zamandan beri planlandığı anlaşılıyor.
Biliyorsunuz, yeni bir bin yıla girildikten sonra ABD Dışişleri Bakanı Rice, Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ni “Fas’tan Endonezya’ya kadar 22 İslam ülkesinin haritası değişecek” diye açıklamışken Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, bu projenin eş başkanı olduğunu söylemişti.
Rice, geçen yıl Temmuz ayında, Kudüs’te yaptığı açıklamada da “Yeni Ortadoğu için zaman geldi!” demişti.
ABD yönetiminin ideologlarından Dinesh D’Souza, 1995 yılında şöyle diyordu:
“ABD’nin dış politikası, Irak ve İran’daki totaliter rejimleri yıkıp, Batı’nın kapitalizm, demokrasi ve bilim düşüncelerini oraya taşımaktır.”
Büyük İsrail planının gerçekleşebilmesi için, önce Türkiye’nin da dahil edildiği bir büyük savaş gerçekleştirilmeliydi ki, barış masasına oturulduğunda, haritalar yeniden çizilebilsin.
ASALA ve PKK da bu plan için kullanılmıştır. Saddam kullanılmış, bir kenara bırakılmıştır. PKK kullanılmış ve şimdi tasfiye edilmektedir. Barzani ve Talabani’nin rolü daha bitmemiştir.
Üç semavi dinin, Yahudilerin atası Abraham temelinde birleştirilmesi için yapılan çalışmalar, dinlerarası diyalog, hep aynı stratejinin uygulamaları idi. Mimarlığını Bernard Lewis’in yaptığı “İstanbul başkentli Ortadoğu Birleşik Devletleri Federasyonu” fikri Turgut Özal tarafından bellli belirsiz bir şekilde ortaya atılmışsa da ilk olarak Talabani tarafından seslendirilmişti. Talabani, 1996 yılı Mayıs ayında, “Hayalim İstanbul’un başkent olduğu Ortadoğu Birleşik Devletleri’dir” diyordu.
* * *
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, dün de ülkesinin Irak ve Afganistan politikalarının başarılı olduğunu savunarak, “Biz 50 milyon insanı kurtardık” dedi.
Rice, “50 milyon insanı kurtardık” derken, kimsenin kendisine “Irak ve Afganistan’da kaç milyon insanı katlettiniz?” diye sormaması gariptir.
Irak’ın işgali, 20 Mart 2003 günü, ABD tarafından “Irak’ın özgürleştirilmesi” sloganıyla başlatılmıştı. Bugün parça parça edilmiş, birçok insanı katledilmiş, orduları dağıtılmış, her köşesi bilfiil işgal edilmiş, bütün milli serveti ve tarihi eserleri, hatta müzeleri bile yağmalanmış bir Irak var!
Büyük Ortadoğu Planı’nın temel sloganı da “Bölge ülkelerinin özgürleştirilmesi!”
* * *
Önce Afganistan’ı özgürleştirdiler! Taliban’ı kendileri kurmuş, komutanlarını Pentagon’da eğitmişlerdi, sonra Taliban rejimini işgal için bahane olarak kullandılar.
Saddam’ı kendileri yetiştirmiş ve sağa sola saldırtmışlardı, sonra Saddam’ı bahane olarak kullandılar.
Fakat dünya çapında bahane gerekiyordu. Onu da 11 Eylül olayı ile buldular! Usame bin Ladin de kendi yetiştirmeleriydi, şimdi güya hâlâ onun peşindeler.
Rice son açıklamasında, “Biz El Kaide’nin yasadışı nükleer pazar ağını çökerttik” diyor ama, El Kaide’yi kuran da kendileridir.
ABD yönetiminin özgürlükten kastettiği, İslam Hilali’ndeki toprakların Müslümanlar ve Türklerden kurtarılmasıdır. Kendi Evangelist anlayışlarına göre toprakları özgürleştirmiş olacaklar!
Fakat Rusya, Çin ve Güney Amerika’daki gelişmeler, tam aksine ABD’nin özgürleştirileceği konusunda umut veriyor! ABD ve Avrupa ekonomileri alarm veriyor!