Kırk satır mı istersin kırk katır mı tercihi?

Turan Kültür Vakfı kurucusu ve başkanı, gazeteci dostum Rasim Ekşi, trafik kazasında ağır yaralandı. Vücudunda kırıklar var. Rasim''in hayatı, Türk kültürüne hizmetle geçti. Çok az insanda onun gibi sağlam irade vardır. Acil şifa diliyorum.

Eski Kırşehir milletvekili Mustafa Haykır''dan sonra eski Manisa milletvekili Şahin Mengü''yü de kaybettik. İkisine de Allah rahmet eylesin.

Milli Anayasa panellerinin Doğu Karadeniz bölümüne Şahin Mengü ile birlikte katılmıştık. "Hukuk" kavramıyla hayatını özdeşleştirmiş, yürekli bir aydındı.

***

Dünyanın gündemiyle ilgili tartışmalar hakkında mesajlar, telefonlar geliyor. Kısıtlamalar karşısında ne yapacağını soranlar çoğunlukta:

Mesela, bir mesajda, "Sağlık sektöründe devlet memuruyum. Aynı zamanda üniversite okuyorum. Hastane sıkıntı değil şu an ama üniversite aşısız almıyor. Başarılı bir öğrenciyim ve aynı zamanda çift anadal programında okuyorum. mRNA aşılarına karşıyım ama Sinovac ile ilgili yeterli kaynak bulamıyorum. Çok sıcak bakmasam da çok zor durumda tercih edilebilir mi? Bilginizi paylaşırsanız sevinirim." deniliyor.

Bu mesaja şöyle cevap verdim: "Birçok kişi dediğiniz gibi yapıyor ama bu konuda veri yok. Sinovac''ı da Bill Gates''in finanse ettiğine dair haberler var! Ben kimseye ''aşı olun-olmayın'' demiyorum, diyemem... Bilim insanlarının görüşlerini paylaşıyorum. Yalnız, bu kısıtlama durumunu uzun süre devam ettiremezler diye düşünüyorum." şeklinde cevap verdim.

Bu yönde görüş soranlara benzer cevaplar veriyorum. İnsanlar, "kırk katır mı istersin, kırk satır mı?" tercihiyle karşı karşıya kalmış gibi hissediyor ve büyük stres yaşıyor. Aşı olmazsa işinden olacak!

Yalnız, dünyaya bir defa geliyoruz ve sağlık konusunda yapılacak hatanın telafisi olmayabilir. İnsanlar, "büyük yalan"a dayalı propaganda ile küresel bir projeye uymaya mecbur ediliyor. Hastalığın tedavisi var ama uygulanan yöntemlerle ve yan etkisi zatürre olan aşırı doz ilaçlarla değil!

Hastalığın akciğerde oksijen yetersizliğine dönüşmeden, ilk gün "bağırsak tutulumu safhasında" önlenebildiğini söyleyen klinik mikrobiyoloji uzmanı Dr. Orhan Kara, bu konuda iddialı ve dünyaya çağrıda bulunuyor ama hastanede yemek yiyemeyen hastalara yoğurt ve kayısı kompostosu tavsiye etti diye hakkında soruşturma açılınca emekliliğini istedi, şimdi çiftçilik yapıyor!

Kara, bilimsel tezini "Gerçek Covid-19" adıyla kitap olarak da yayınladı ama eleştirmeye cesaret eden bile yok!

***

Hülagü Kaptan''ın mesajı ise şöyle:

"90''larda bir Şahin arabam vardı. Merkezi kilidi yoktu. Otomatik vitesi yoktu. Camlar manuel açılıyordu. Tek ayna vardı. Klima yoktu vs... O yıllarda birisi bu otomobillere çip takılacak kendi kendine park edecek, otonom sürüş özelliği olacak, adaptif fren sistemi olacak, Almanya''dan bile çalıştırılacak dese..."

Serkan Yener de "Aşılama oranı arttıkça bütün dünyada vaka sayısı artıyor! Yüzde 85 birinci doz yüzde 65 ikinci doz aşı olmuş bir millet, vaka sayısının düşmemesini neden sorgulamaz? Virüsün tükürük zerrecikleri yolu ile bulaştığını söylüyorlar ama test için insanların beynine kadar çubuk sokuyorlar. Madem bu kadar kolay bulaşan bir virüstür; niye o kadar zor yerlerde arıyorlar? Tükürük testi yapılamaz mı? Afganlar, Suriyeliler veya Afrika ülkeleri aşılanmamış iken neden hastalık ya da ölüm bu kadar yok? Avrupa''ya, ABD''ye uçan virüs, Vuhan''dan başka bir Çin şehrine uğramamış! Ölü sayısı 4 bin civarında kalmış! Bunları neden araştıran kimse yok? Bunun gibi bir sürü soru işareti varken bize bilimden söz etmeye kalkıyorlar?" diyor.

Yazarın Diğer Yazıları