TFF, siyaset ve ekrandaki donsuzlar

TFF, siyaset ve ekrandaki donsuzlar

Bir duruşu olmalı insanın hayatta…
Bir duruşu..!

Mahsun, mağrur ve gururlu…
Omurgasız, löb löb insanlara inat bir duruşu olmalı insanın!
Hani, şekli ne olursa olsun,
hangi kaba konulursa konulsun onun biçimini alanlar gibi değil!
Misal fotoğraftaki arkadaş…
Belki pahalı bir mayosu yok,
belki iyi kötü bir şortu da yok,
ama bir duruşu, bir “değişmez” bakışı var!
Hele uzaklara bir bakışı,
bir “ufku” tarayışı var ki sanırsın Akdeniz’in tamamını fethedecek…
(Kim bilir belki de plajdaki hanımlara bakıyor, onu bilemiyorum)
Ama en güzeli,
yürek dolusu özgüveni var ki sorma gitsin…
Eller belde, bakışlar dik ve ileride…
Beden 90 derece dik…
Kasları yay gibi gergin…
Her an kanatlanacak bir kartal,
her an ileri atılacak bir kaplan tetikliğinde
İki bacak orantılı açılmış.
Ayak bilekleri kuma adeta saplanmış bir kasatura gibi…
Bakış, duruş, özgüven
yeni fethettiği engin ovalara bakan muzaffer bir Kartacalı Komutan edasında…
Fotodaki ensesinden de anlıyoruz ki,
bu güne kadar bu mağrur ense, sadece güneşin yarattığı gölge ile kararmış.
Baş dik, göğüs ileride…
Verilecek hesabı yok, ama tepe açılmış tepe...
O “tepe”nin meali anlatıyor ki, bu duruşun sahibi bu yaşa kadar ne rüzgarlar ne fırtınalar gördü… Ama eğilmedi, bükülmedi!
Gövde duruşu sakin ama beden ‘Para olsaydı da mayo alsaydım şort alsaydım’ der gibi…
Ah ah,
varsın bacaklarının arasından sarkmış bir don olsun!
Ama hayatta bir duruşun,
bir bakış açın olsun…
Gururlu, mağrur, mahsun ve mağdur ama mutlaka dik…
Dün söylediğini unutanlar gibi değil…
Her türlü hakareti yiyip, Saray çağırdı mı koşa koşa gidenler gibi değil…
Misal;
düne kadar her türlü lafı ettiği kişinin yeniden başkan olma ihtimali yükselince rüzgar gülünü sollayıp sessizliğe bürünenler ya da desteklemeye koyanlar gibi değil..
Misal TFF seçimleri…
Dünya kadar omurgasız, jöle de krema insanlar var…
Jöleyi saçlarını sür, istediğin şekli verirsin… Yeter ki üstüne bas, azıcık sık…
Değişen duruma ışık hızında ayak uydurmalarından bellidir bu..
Ancaak,
omurgasızların ortak özelliği zeki olmalarıdır.
Hiç sandığınız gibi aptal değillerdir…
Salak hiç değillerdir…
Onlar paraya dönerler…
Vatan, millet, din, iman, bu takım şu takım hikayedir…
Rüzgar gülünün tek adresi PARA’nın adresidir…
Adres değişti mi onlar da değişir, bu kadar basit..
Teori, Teorem, hipotez budur…!
Mesela Ahtapotta da omurga yoktur…
Ama çok zekidir…
Bizim siyasiler gibi…
Anında yeni duruma ayak uyum sağlar…
8 kolu ahtapot bazen 2 bacaklı yürüyen insan gibi taklit yapar.
Her şey yem olmamak, yemlenmek içindir…
Yemlenmek…
İnsanda bunun etkisi yeşil yeşil dolarlar,
yurt dışına çıkartılmış paralar veya evler olarak görülür.

Zekası son derece süperdir ama bunların.
Bir şişenin kapağını açıp içeri de girebilir, dışarı da çıkabilir…
Omurga olmadığı için her zor deliğe sızabilir.
Tanrı,
ahtapota yaradılışında ortama ayak uydurma özelliği vermiştir.
Ne hüzündür ki,
ömürleri 6 ay ile en fazla 3 yıldır.
Kendisi gibilerini doğurup, yumurtadan çıkarttıktan sonra ölürler!
Sonra,
köpek balıklarının ve deniz çıyanlarının yemeği olurlar…
Neyse,
maalesef bu topraklardaki çoğu siyasinin,
her gün ekrana çıkanların ve kendilerine bilim adamı, gazeteci diyen insanların plajdaki bu adam kadar bir duruşu yoktur…

Çünkü omurgaları yoktur…
Dün yemin billah dediklerini kendileri dememiş gibi ortada dolaşanlara bakın…
O kadar ‘baba’ laflarına rağmen saraya koşa koşa gidenlere bakın…
Ağır yeminlerle meydan okuyanlara, ‘bacınıza güvenin’ diyenlere bakın…
Duruşu olmamak böyle bir şeydir işte…
Ya da,
ülkenin başına bu çorapları kimin ördüğünü bile bile gidip aynı ceketi giyenlere bakın.
Milyonlara umut ver gün geçmeden onları satışa getir…
Veya,
yeni kaset çıksın ortalığa…
Görüntüde korumanın kıçını öp.
Sonra, “derin” operasyon…
Koruma, beline kuşandığı silahı da çıkartıyor ha!
Ne olur ne olmaz ‘patlar’ diye her hal…!
Yüz kızarmadan montaj de…
Yok kedidir kedi..!
Hayatta bir duruşu olmalı insanın bir duruşu…
Belki kıçına giyecek mayosu, şortu yok ama efeler gibi bir duruşu var!
Onurlu, gururlu ve mağrur…
Kıçındaki don itibariyle de mağdur!
Varsın gayrı olmasın popoya giyilecek don…
Ama hayatta bir duruşu olmalı insanın!
Ne yazık ki;
her yan bu adam kadar duruşu olmayanlar, kıblesi para olan paracılarla dolu!
Bakın,
yeryüzündeki bu savaş iyilerle kötüler arasındadır…
Ya iyi insan var ya da kötü insan!

Arası yoktur bunun…
İyilerle kötülerin savaşında ortada olanlar aslında süzme salaklardır…
Ve bu savaşta,
Ya iyilik kazanacak ya da kötülük!

Benim inancım odur ki
bir gün mutlaka iyiler kazanacak…
Mağdur da olsalar
mağrur, gururlu ve mahsun…

Neyse anam babam neyse…
OC yine kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle…
Ben Can; Orhan Can…

b-001.png

Yazarın Diğer Yazıları