''Kim, kime çöktü!''
Levent Göktaş''ı özel hayatı ve bazı ispatlanamamış dedikodularla itibar infazına uğratılmasını ahlaki bulmuyorum. Dün belirttiğim gibi Necip Hablemitoğlu suikasti ile ilgili alakasının olmadığından eminim. Necip Hablemitoğlu; FETÖ''nün "Terör örgütü" olduğunu ilk açıklayanlardan birisi. Yazdığı "Köstebek" isimli kitap bitmeden öldürüldü. Hablemitoğlu''nun adı suikastten önce MİT Müsteşarlığında yüksek düzeyde göreve getirileceği iddiaları vardı. Fetö kumpası ile Ergenekon çuvalına atılan Levent Göktüş''ın adı da 15 Temmuz darbe girişiminden önce MİT''e üst düzey görev alacağı haberleri yayılmıştı. Levent Göktaş''ın bir başka özelliği de Silivri''de tutuklu iken ölen MİT Orta Asya Sorumlusu Kaşif Kozinoğlu ile olan hukukudur. Kozinoğlu''nun emrinde uzun yıllar görev yapmıştır. Göktaş, tutuklanması halinde Kozinoğlu gibi cezaevinde öldürüleceği endişesine kapılmış olabilir ki haksız da sayılmaz. Ankara gazetecileri Levent Göktaş''ın bir dönem Saraya yakınlığını da bilir. Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin korunmasında önemli rol aldığı bilinir.
Göktaş, yaklaşık 6 yıllık hapis hayatındaki olumsuzlukları, kayıpları telafi etmek için savunma sanayi işine girmeye kalkışmış, milyon dolarlık alım-satım işlerinden para kazanmak istemişse de başarılı olamamış üstelik borçlanmıştır. Asıl mesleği avukatlığa dönüp bazı büyük şirketlerin hukuk müşavirliğini üstlenmiş ancak hedeflediği kazanca ulaşamamıştır. Saray ve AKP''li bürokratlarla kurduğu ilişkilere güvenerek ticari faaliyetleri takip etmeye devam etmiştir. Bu sırada merhum eşi kanser illetine yakalandı. İstanbul''da özel bir hastanede uzun süren tedavi sürecinde çok para ödedi.
İnan Kıraç''ın 40 yıllık ortakları Kıraç''tan habersiz hisselerini Sezgin Baran Korkmaz''a devrinde avukat kimliği ile Kıraç''tan vekalet alıp, "Bu işi çözeceğini" belirtmiştir. Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile irtibata geçtiği kamuoyuna yansımıştır. Nitekim Soylu''nun Sezgin Baran Korkmaz''ı Ankara''daki makamına çağırarak "Yukarının haberi var. Hisseleri devret. Bu devlet meselesidir" dediği de çarşaf çarşaf haber oldu. Ve Korkmaz ertesi gün yurt dışına çıktı. Şirketin yüzde 40''lık bölümünün 64 milyon dolar olduğu biliniyor. Bir iddia Korkmaz bedelini almadan yada 6 milyon dolar karşılığı hisselerini Göktaş''a devretti. Bir başka iddia ise hisselerin devrinde rol alanların Göktaş''tan ciddi miktarda para talep ettiği yönünde. Sonuçta ortada büyük miktar var. Söz konusu alemde "Duydum-gördüm parası" olarak bilinen beklentinin oluştuğu ve KARSAN yönetim kurulu başkanlığını yürüten Göktaş''tan para istendiği yolunda ciddi iddialar var. Süleyman Soylu''nun "Alacağını sil" dediği iddialarına henüz bir açıklama gelmedi. Göktaş da hisseleri devraldığını kamuoyuna yazılı beyanda bulunmuştu. Fakat fiyat ve paradan bahsetmemiştir. Türkiye''de zor durumdaki şirketleri ucua kapatıp adeta çöken Sezgin Baran Korkmaz''a kimlerin çöktüğü sorusunun cevabı şimdilik yok.
Gerçeklerin günün birinde ortaya çıkmak gibi huyu vardır. Miktar büyük olunca kumpas da büyük olur. Zaman her şeyin ilacı. Bakarsınız para bölüşülür. Mutabakat sağlanır. Göktaş gidip teslim olur. İfadesinden sonra serbest bırakılır. Bekleyip göreceğiz...