Kılıçdaroğlu'nun NATO çelişkileri...
Reuters''a konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz NATO''nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var. Biz NATO''yu sadece bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün 21. yüzyılda aynı zamanda demokrasinin de bir güvencesi" dedi.
NATO sisteminin dışında Rusya''dan alınan S-400 uzun menzilli savunma sistemini Türkiye''nin kime karşı kullanacağını ilk günden beri sorduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, alınan S-400''lerin depolarda beklediğini belirterek, doğru olanın NATO ile entegre bir sistem olduğunu söyledi.
Millet İttifakı''nın adayı seçildikten sonra Mısır, İsrail, Suriye ve Irak ile ilişkileri düzelteceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bölgede gerilim ve terörizm istemediklerini kaydetti.
Türkiye''de resmî rakamlara göre 3.6 milyon Suriyeli bulunduğunu, gettolar ve yeraltı dünyası oluşmaya başladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, Suriye''ye döneceklerin güvenliğinin sağlanması gerektiğini, Esad ile oturup anlaşma yapılması ve diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması gerektiğini söyledi.
***
Öncelikle şunu belirteyim ki S-400''lerin kime karşı kullanılacağını soran sadece Sayın Kılıçdaroğlu''dur! Türkiye''nin çok acil bir hava savunma sistemine sahip olması gerekiyordu, S-400''ler bunun için gerekliydi. Burada asıl sorulması gereken soru "S-400 sistemi niçin aktif hale getirilmedi?" olmalıdır.
Türkiye, herkesin bildiği ama söylemediği gibi S-400''leri asıl olarak NATO''dan gelecek bir tehdide karşı satın almıştır! ABD''de Türkiye''yi işgal tatbikatı yapıldığını yok saymak mümkün müdür? ABD''nin, Türkiye''yi, Irak, Suriye, Bulgaristan, Romanya ve son olarak Yunanistan''dan kuşattığını görmemek mümkün müdür?
Önemli bir çelişki de şu ki, hem NATO ile entegre sistemlere devam etmek hem de Suriye''de çözüm sağlamak mümkün değildir. Çünkü Suriye''nin bugünkü durumuna sebep olan NATO''nun en büyük gücü ABD''dir, Tabii buna yardımcı olan da AKP iktidarıdır. Suriye''den Türkiye''ye milyonlarca insanın sürülmesinin sebebi de Türkiye''yi Türk devleti olmaktan çıkarmak ve bir konfederasyona dönüştürmek için nüfus yapısını değiştirmektir.
Kılıçdaroğlu, "Mısır ile niye kavga ettik? Suriye ile niye kavga ettik? Efendim ''Suriye''de demokrasi yok.'' Yahu dön kendi ülkene bak, bakalım Türkiye''de demokrasi var mı? Demokrasisi askıya alınmış bir ülke başka bir ülkede demokrasi arayışı içinde. Bu kadar saçma bir şey olamaz" diyor ama Suriye''de rejimin değişmesi için baskı yapan ABD''dir; aracı olan ise Türkiye adına Ahmet Davutoğlu''dur! Bu durumu, zamanında eleştiren de Sayın Kılıçdaroğlu''dur.
***
Okurlarımızdan Akın Hacısalihoğlu diyor ki, "ABD, Suriye''de kurdurduğu PKK/PYD devletinin palazlanması ve Türkiye''deki Suriyelilerin çoğalması için Suriye sorununda çözümsüzlük istiyor.
Türkiye bu kadar Suriyeli ve diğer sığınmacılarla birlikte içte asayişi sağlayıp uzun bir zaman üniter yapısını koruyamaz.
Sanırım ABD''nin bundan sonraki hazırlığı, sığınmacıları da kullanarak eş zamanlı bir ayaklanma çıkarmak için uygun zemin hazırlamak olacaktır."
Durum bu kadar vahim ise ki öyledir, NATO''yu demokrasinin güvencesi sayarak Suriyelilerin gönderilmesini sağlayamazsınız. ABD''nin Irak ve Afganistan''a nasıl bir demokrasi getirdiği herkesin malumudur. Kılıçdaroğlu''nun, "Suriye''ye döneceklerin yaşayacağı yerlerde AB fonları kullanılabilir, güvenlik için de BM devreye alınabilir" değerlendirmesi ise pratikte uygulanamaz.
AB, zaten istikrarsız bir Türkiye istiyor. Türkiye''nin Suriyelilerle meşgul olması işlerine geliyor. BM ise güvenlik için Suriye''ye giremez. Çünkü orada Rusya var ve Güvenlik Konseyi''nde bu yönde alınacak bir kararı veto eder.