Kertenkele'nin kuyruğu ve FETÖ!

Hayır bir televizyon kanalındaki "Kertenkele" dizisinden söz etmeyeceğim. Bu ilginç hayvanın adını, FETÖ soruşturmaları veya kovuşturmalarının nasıl sürdüğünü belirtmek için emekli kurmay albay Mustafa Önsel kullandı. Önsel, Aşil'in Topuğu FETÖ'nün "O Gece"si adlı son kitabını, "Kertenkelenin kuyruğuyla uğraşmak" başlıklı bir bölümle bitirdi.

Önsel, dün mücadelenin hiçbir yerinde değilken şimdi birden FETÖölçer kesilip önüne gelene FETÖ'cü yaftası vuranların, kertenkelenin kuyruğuyla hatta oyuncak kertenkelelerle oyalananların, ByLock denilen ve sadece FETÖ'cülerin telefonlarına yüklenen sistemi kullananlarla yani, örgüt imamları, emniyet müdürleri, valiler, belediye başkanları, milletvekilleri ve hatta bakanlarla ve 15 Temmuz'da Büyükada'da bir otelde toplantı yapan CIA ajanları ile ilgilenmediğini haykırıyor.

***

Kertenkele, tehlike anında düşmanından kurtulmak için kuyruğunu bırakır. Düşman, kıvrıla kıvrıla hareket eden kuyrukla uğraşırken, kertenkele bir deliğe sığınıp kurtulur.

Önsel, sadece FETÖ'yü değil, IŞİD, PKK, PYD gibi bütün terör örgütlerini küçük kertenkeleler olarak görüyor. Veya "Büyük kertenkelelerin bir nevi kuyruklarıdır bunlar" diyor. Dolayısıyla "Onların hamisi olan büyük kertenkeleler için de tedbir almak, en azından onları uluslararası arenada dengelemek gerekir" diyerek Rusya ile iyi ilişkiler kurulmasını ve Cerablus operasyonunu bu çerçevede olumlu değerlendiriyor. Türkiye'nin kararlı durması halinde büyük kertenkelenin bölgede kaybetmeye başlayacağını belirtiyor.

***

Önsel, Türkiye'nin başına musallat edilen terör örgütlerinin, yani küçük kertenkelelerin, insan kaynağına ve her bir ferdinin nasıl inandırılmış olduğuna da örneklerle dikkat çekiyor:

"15 Temmuz kalkışmasına katılan amiral Halil İbrahim Yıldız, savcının, 'Artık her şey bitti. Bildiğin her şeyi anlat ki sana yardımcı olalım' demesi üzerine bakın ne diyor:

-Görünen, bu dünyamın bittiğidir. Her şeyi anlatırsam Hocaefendi intizar eder. O zaman da öbür dünyam biter...

Düşünün siz gerisini...

İfadelere baktığınız zaman hemen hepsi daha ortaokuldayken, malum yapıya girmiş. Çoğunluğu, zeki ve fakir aile çocukları. Bu örgüt, onları ders çalıştırmış, kurs vermiş, soru vermiş, yurt bulamayana ev bulmuş, karınlarını doyurmuş. Ötesi iş hatta ev bile bulmuşlar. Kısaca minnet içinde bırakmışlar, sonra da bir yerlere gelmelerine yardımcı olmuşlar. Serbest düşünmelerinin önüne geçmek için beyin yıkama faaliyetini kesintisiz devam ettirmişler. Özellikle devlette güç kazandıkça bu güç, gücü artırma adına yeni eleman kazanma yolunda kullanılmış, bir çığ gibi büyümüşler, gizlilikleri en büyük silahları olmuş. Koskocaman devlet aygıtı bunları tespit etmekte zorlanmış, çünkü her devre her duruma uyum gösterebilen alışılmamış bir örgütsel yapı söz konusudur."

***

Eski MİT Müsteşarı Emre Taner de Meclis Araştırma Komisyonu'nda, "15 Temmuz sadece FETÖ'nun ve grubunun anlayışıyla realize edilmiş faaliyet olamaz; FETÖ'nün boyu kısa kalır. İkinci, üçüncü, dördüncü darbeden endişe ediliyorsa FETÖ'nün boyu çok kısa kalır. Arkasındaki ortak aklın, küresel aklın gözardı edilmemesi gerekir" dedi.

Benim kanaatim ise şu şekilde: FETÖ, başından beri devlet içinde NATO güdümlü gizli bir yapılanmanın geliştirdiği bir organizasyondur. Bu faaliyetin, devlet birimlerinin bilgisi dışında sürmesi mümkün değildir. Gülen'i daha İskenderun'da askerken görevlendiren, yakalanınca Ankara'dan telefon emriyle serbest bıraktıran, yine İzmir'de genç bir vaizken yetiştiren ve rol veren irade, devletin içindeki bir örgütün iradesi değil miydi?

Kertenkele, kuyruğunu orada bırakmıştır, yuvası da hâlâ oradadır!

Yazarın Diğer Yazıları