Jandarma yasası rejim darbesi için!

HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın kaleme alarak hükümete verdiği ve HDP’liler aracılığıyla Kandil’deki teröristlere gönderilen taslak metinde özerlik ve genel af gibi konuların bulunduğunu söyledi. Bu arada, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Abdullah Öcalan’ın taraflara sunduğu ‘Barış ve Demokratik Müzakere Süreci Taslağı’nın tam bir görüş birliği içinde kabul edilmesine ve uygulanmasına karar verdik” diye açıklama yaptı.
Birkaç saat sonra ise aynı Sırrı Süreyya Önder, metinde özerlik ve genel af gibi konuların bulunmadığını anlatmaya çalıştı. Ardından, AKP iktidarının “açılım sorumlusu” Yalçın Akdoğan, HDP’lilerle yaptığı görüşmede, özerklik, genel af, İmralı taslağı gibi konuların kesinlikle konuşulmadığını açıklama ihtiyacı hissetti!
Peki neden böyle oldu? Kimden uyarı geldi de Sırrı Süreyya Önder, kendi sözlerini inkâr etmeye çalıştı?
***
Bu çelişkili durum HDP Diyarbakır Milletvekilli Altan Tan’a soruldu. Altan Tan açık konuştu ve “Adaya ilk gidip geldikten sonra bana hükümetin söylediği ‘konuşma’ oldu. Niye konuşmayayım. Gizli saklı bir şey mi yapıyoruz? Uyuşturucu ticareti mi yapıyoruz? Kara para mı aklıyoruz? Barış yapıyoruz. Barışın gizliliği olur mu?” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise durumu şöyle özetledi: “HDP’nin siyasi sözcüleri önce İmralı’ya gitti, terörist başı ile görüştü, oradan aldıkları müzakere taslağını Kandil’e PKK’nın yılanlarına götürdü ve ondan sonra da döndüklerinde açık ve net şekilde bir müzakere taslağının var olduğundan ve Kandil’in bu taslağı kabul ettiğinden bahsetti. Demek ki bir müzakere ve pazarlık süreci varmış. Biz, soruyoruz hükümete, Türkiye’yi yönetenlere: Bu müzakere taslağının içinde ne var? Özerklik var mı? Net çıksın söylesinler. Anadilde eğitim var mı? Genel af, Apo’ya af var mı? Suriye’nin kuzeyinde kurulacak PKK devletine göz yumma, yol verme var mı?”
***
Bütün bu açıklamalardan anlaşılan o ki AKP, Abdullah Öcalan’ın ve Kandil’in özerklik ve genel af talebini kabul etti ama genel seçimler öncesinde, halkın tepkisini çekmemek için bunların şimdilik açıklanmaması gerektiğini hem HDP’ye hem PKK’ya kabul ettirdi. Sırrı Süreyya Önder de sürece zarar vermemek için kendi sözlerini yalanlamak zorunda bırakıldı.
Bu arada, Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın güvenlik paketi ile ilgili “sokakta engelleriz” açıklamalarına cevaben, “Bu düzenlemeyi bozmaya gayret edenler bunun yegâne sorumlusu olacaktır ve halkı sokağa dökmek isteyenler yargıdan kurtulamayacaklar” dedi.
Güvenlik paketi, PKK’nın Türkiye içinde özerk bir devlet kurmasına ve Abdullah Öcalan dahil bütün teröristlerin affedilmesine karşı halkın sokağa dökülmesini önlemek için hazırlandı! Demirtaş’ın pakete karşı çıkıyor gibi görünmesi “PKK karşı çıkıyorsa iyidir” denilsin diye oynanan bir oyundur.
***
Pakat çerçevesinde Jandarmanın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması ise kısa vadede, halkın daha kolay sindirilmesi için gerekiyor!
Oysa sokağa dökmek veya dökülmek, şiddet içermedikçe demokratik bir tepkidir ve bir haktır. Üstelik özerklik ve genel af hazırlıkları, Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkaracağı için buna karşı her türlü tepkiyi koymak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Anayasal görevidir.
Tayyip Erdoğan, 2015’den itibaren hükümete başkanlık edeceğini açıklamıştı ama dün de Binali Yıldırım söyledi. Erdoğan tek adam olmalı ki özerkliği önce AKP’ye, sonra devlete sonra da halka kabul ettirebilsin!
Halkı sindirmek için yasa çıkarmak ve artık Anayasa’nın başlangıç ilkeleri ve ilk üç maddesinden başka bütün kazanımları yok edilen Atatürk rejimini tamamen yıkmak için jandarmayı da devre dışı bırakmak, darbe değilse nedir?

Yazarın Diğer Yazıları