İtibar suikastı

Mazisi 5000 yıllara dayanıp "kadim millet" diye adlandırılan toplumların günümüzdeki örneklerinden Türkiye Cumhuriyeti gibi devletlerde iki husus çok önemlidir. 1-Hafızayı muhafaza etmek. 2-Dili yutmamak. (devletin dili). Esasen devlet yönetiminde dışişleri için "daha hayati" önem taşıyan bu ön şart, liyakat esasına dayalı ekonomi, güvenlik ve spor için de çok mühimdir. Örneğin son günlerde en güncel "istenmeyen adam" ilan edilmesi hatırlatılan büyükelçiler meselesini "konumuz olmadığı" için bir yana bırakırsak, susmaları halinde dışişlerindekiler gibi benzer sonuçları olacak sporla ilgili konularda "dilini yutan" ya da hep "dilsiz" spor kamuoyunu kusurlu buluyor, hatta ayıplıyorum.

Niçin? Mesleklerinde bilirkişi oldukları halde uyarı görevlerini yapmadıkları için. Bu sebeple de kadim devletin ve de vicdanların verdiği görevi yerine getirmedikleri için. Peki görevlerini ihmal veya yapmamaktaki sebep sadece kariyer endişesi mi? Hayır! Bir de Kanuni''nin süt kardeşi Yahya Efendi''nin "neme lazım be sultanım" ifadesinden bihaber olmaları.

***

Şimdi ben Yahya Efendi''nin çok bilinen "neme lazım be sultanım" örneğinin izahını sizlere bırakıp, Fenerbahçe''nin kendi evinde 2-1''lik Alanya mağlubiyeti ve ondan önceki hafta, başkan Ali Koç''un sisteme dair şikayetlerine dönüp konuyu da bağlamak isterim. Efendim bakınız! Türkiye''de görevleri şikayetleri düzeltmek olmasına rağmen bir türlü şikayetlere kulak asmayıp, hadiseye müdahil olmayan, hatta önce müdahil oluyor"muş" gibi yapıp daha sonra sessiz kalarak işin iyice karışmasına vesile olan bir oligarşik yapı hâkim. Niçin? Zira bu oligarşik yapı varlıklarını korumak için böyle davranmak zorunda. Nereden biliyoruz? Hafızalarımızda var. Biz Türk futbolunda bu kurgu ve düzenekleri dün Beşiktaş''ın efsane başkanı rahmetli Süleyman Seba''yı ve değerli Serdar Bilgili''yi tribünlerde yuhalatıp istifaya davet ederken de izledik. O değerli insanları istifaya davet eden o yapı, işte kastettiğimiz bu yapının ta kendisidir. Bunların işi kulüplerimizi ve hatta Türk futbolunu düzeltmek olsaydı önce kulüp başkanlarının şikâyetlerine kulak verir, sonra dillerini yutmaksızın çıkar konuşur ve düzeltirlerdi.

Peki bunlar ne yaptı? Bunlar itibar suikastları ile meşgul oldular. Bir dönem bu kulüplerin başına heyecanla gelip kulübünü kurtarmaya çalışan başkanı önce bıktırıp yıldırdı, daha sonra da tribünlerde istifaya davet ettirdi. Ve bu döngü böyle sürüp gitti. Yani bunlar önce suikastı düzenleyip ardından da mani olmaya çalışıyor"muş" da olamamış gibi "tüh be" rolüne yatıp Türk futbolu yerine kendi düzenlerini devam ettirdiler. Şimdi aynı muameleyi Fenerbahçe Başkanı Ali Koç''a yapıyorlar. Umarım tedbirler alınır ve başarılı olamazlar.

Yazarın Diğer Yazıları