İstanbul’u kurtarmak tersine göçten geçiyor

İstanbul dün yine üzücü bir olayla karşıladı sabahı.

Bahçelievler’de 7 katlı bir apartman durup dururken çöktü.

2 Haziran’da da Küçükçekmece’de bir apartmanda göçük meydana gelmiş, 1 kişi ölmüş, 8 kişi yaralanmıştı.

Yani artık deprem filan olmadan bile yıkılmaya başladı apartmanlar.

Bir de 7’nin üzerinde bir deprem olsa kentin ne hâle geleceğini düşünmek bile istemiyor insan.

...

Peki, ne yapılabilir, muhtemel bir depremde yüz binlerce kişinin ölümü nasıl önlenebilir?

Bana kalırsa İstanbul’un kurtuluşu göçün önlenmesinden geçiyor.

Dengini hazırlayan, bavulunu toplayan İstanbul’a gelememeli, bu kente yerleşmek özel izinlere bağlı olmalı.

Ama sadece bu önlem yetmez.

İstanbul’un 16 milyonu aşan nüfusunu da tersine göçle yarı yarıya hatta daha da fazla azaltmak gerekiyor.

Tabii bu zorla olacak bir şey değil.

Anadolu’nun deprem riski olmayan bölgelerine taşınmak isteyenlere parasal destek ile iş ve konut imkânları sağlanmalı.

...

Önümüzde örnek alınacak bir ülke var:

Kentlerin gereğinden fazla büyümesine izin verilmiyor Almanya’da.

3.6 milyon nüfuslu Berlin, en büyük kenti.

Onu 1.8 milyon ile Hamburg, 1.4 milyon ile Münih, 1 milyon ile Köln izliyor.

Frankfurt, Stuttgart, Essen gibi kentler 1 milyonun altında nüfuslara sahip.

Yani dünyayı yeniden keşfetmeye lüzum yok.

...

Tabii, bir yandan küçük kentlere yerleşme teşvik edilirken, diğer yandan büyük kentlerdeki kimi sanayi tesislerinin, ticaret merkezlerinin o kentlere taşınmasının yolu da bulunmalı.

Evet, Türkiye’nin önündeki en ciddi sorunlardan biri büyük kentlere göç olayıdır.

Buna çare bulmadan ve göçü tersine çevirmeden İstanbul’u da, diğer büyük kentleri de kurtarmak mümkün değildir.

Yazarın Diğer Yazıları