İSRAİL İNTİKAM, DESTEKLEYENLER ÇIKAR PEŞİNDE
07 Ekim 2023 sabahı Hamas’ın Gazze’den Israil içlerine doğru yaptığı saldırıyı müteakip, İsrail’in “Savaş” ilan ederek başlattığı karşı harekat devam etmektedir.
Her iki tarafın da kaybı çok fazladır. Bu kayıplar, sadece asker değil, çok sayıda kadın ve çocuk da olmak üzere sivilleri de kapsamaktadır. Bugüne kadar alışık olunmayan sayıda karşılıklı olarak esir ve rehine alınmıştır. Devam eden çatışmalarda, karşılıklı kayıp sayısı artmaktadır.
Hamas’ın saldırı sebebi
Asıl sebep, İsrail’in, Filistin’in devlet olma hakkını tanımayarak iki devletli çözüme temelden karşı olması, yaşadığı toprakları sürekli işgal edip küçülterek onlara yaşam alanı bırakmaması, yaşam şartlarını da ağırlaştırmasına karşı Hamas’ın güçlü bir mesaj vermek istemesidir.
Diğer bir sebep de, Hamas’ın(Filistin’in), Filistin davasını destekleyebileceğini düşündüğü Suudi Arabistan başta olmak üzere, Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini düzeltmesinden endişe duyup “yalnız kalacağı” düşüncesiyle kaygılanmasıdır. İran’ın da bu gelişmelerden rahatsız olduğu bilinmektedir.
İsrail gafil avlandı
Hamas bu saldırıyı büyük bir gizlilik içinde palanlamış, eğitimini yapmış ve hazırlanmıştır. Hamas’ın saldırısı, İsrail’in hiç beklemediği zamanda, şiddette, tarzda ve tam bir baskın şeklinde olmuştur. Hamas’ın bu saldırısı, İsrail’in bölgede söylendiği kadar güçlü ve hazırlıklı olmadığını, istihbarat ve hava savunmasında zaafiyetler olduğunu göstermiş, bu da İsrail’in prestij kaybetmesine neden olmuştur.
İsrail’in bu kadar hazırlıksız ve habersiz olmasının sebebi de, yargının hükümeti denetleme yetkisini kısıtlayan yasa çalışmalarının parlementoda ve halkta yarattığı hoşnutsuzluğa karşı gösterilen tepkilerin, yönetimi, istihbarat çalışmalarını, hatta orduyu meşgul etmesi, dikkat ve enerjini buna vermesi sonucu sistemde zaafiyet oluşmasıdır.
Ayrıca, hava savunması olan “demir kubbe”ye, yere göğe sığdırılamayan Mossad istihbaratına ve kendine fazla güvenmesi, karşısındakileri küçümsemesi, hassasiyetleri dikkate almamasıdır.
İsrail’in Gazze’ye saldırmak için bilerek bu saldırıya imkan verdiği düşüncesi ise tamamen akıl dışıdır. En küçük bir şeyi bahane ederek, defalarca Gazze’yi bombalayan, Filistinlileri yıldırmak için eziyetler yapan İsrail’in, bu derece baskına uğramasını, çok büyük kayıplar vermesini, bölgede ve dünyada itibar kaybetmesine sebep olacak böyle bir duruma düşmesini bu komplo teorisiyle özdeşleştirmek mümkün değildir.
İsrail Gazze’ye çılgınca saldırıyor
İsrail Ordusu yaşanan bu travma karşısında, kendi bölgesindeki çatışmaları kontrol altına, Gazze’yi de ablukaya almış, her türlü yaşam imkanını ortadan kaldırmıştır. İsrail, asker, sivil, kadın, çocuk gözetmeden Gazze’yi durmaksızın karadan, havadan ve denizden bombalamaktadır.
Saldırıları tamamamen bir intikama dönüşmüştür. Kayıplarının Filistinlilerden fazla olması onu rahatsız ettiğinden daha fazla Filistinli öldürme peşine düşmüştür. Haması yok edene kadar harekata devam edeceği söylenmektedir. İsrail Savunma Bakanı kısıtlamaları kaldırdığını söyleyerek, ordunun önünü açmış, bir noktada savaş suçu işlenmesine ses çıkarılmayacağını ima etmiştir.
ABD şartsız destek içinde
ABD, savaş başlar başlamaz, kayıtsız şartsız İsrail’i desteklediğini, her türlü yardımı yapacağını açıklamış, Doğu Akdeniz’e bir uçak gemisini refakatindeki gemilerle birlikte göndermiş, istihbarat, hava savunması, mühimmat, malzeme ve para desteğine başlamıştır.
ABD’nin herzaman olduğu gibi, tehdidin doğrudan kendisine olmaması halinde doğrudan savaşın içine girmesi beklenmemelidir. ABD yetkililerince, ikinci gemi grubunun da yola çıktığı, gemilerin İsrail’in arkasında olduğunu gösteren bir mesaj olduğu, şimdilik çatışmaya girmeyecekleri açıklanmıştır. İsrail’in agrasif olarak cevap verme hakkına sahip olduklarını ifade etmeleri de, İsrail’i yüreklendirmiştir.
Gemi gruplarının, Hizbullahın devreye girmesinin, İran’ın olaya dahil olmasının ve dışarıdan bu duruma herhangi bir müdahale yapılmasının önlenmesi amacıyla gönderildiği anlaşılmaktadır. ABD ve destekleyen ülkelerin çıkar peşinde olduğundan kuşku yoktur.
Biden’ın konuşmasında teröre karşı olduğunu söylemesi, Hamas’ın zulümlerinden bahsetmesi, İsrail’in yaptıklarını göz ardı etmesi ve onları tamamen haklı görmesi oldukça yadırganmış, akla Türkiye’nin şiddetle karşı çıkmasına rağmen, ABD’nin göz göre göre YPG’ye verdiği destek gelmiştir.
Beklentiler
*Savaş, iyi senaryo olarak Gazzeyle sınırlı kalabilir, kötü senaryo olarak Hizbullaha, Filistin Kurtuluş Örgütüne ve İran’a sıçrayarak sonu belli olmayan bir yola girebilir.
*ABD’nin, bölgedeki çıkarları ve yahudilerin etkisiyle İsrail’e verdiği desteğin sınırsız olması, savaşın genişlemesine sebep olabilir, bölgede facialara yol açabilir.
*Gazzede arkasındaki desteğe de güvenerek bütün Filistinlileri düşman olarak görüp hedef gözetmeden hareket etmesi, hiç unutulmayacak bir insanlık dramına ve katliam olarak tarihe geçmesine sebep olabilir.
*İsrail, Gazze’ye kara harekatı yapılacağını açıklanmıştır. Yapılan hazırlıklardan 7 noktadan Gazze’ye girileceği, diğer taraftan da kara harekatıyla Gazze’yi ikiye bölerek kontrol etmeyi planlandığı söylenmektedir.
*Ancak meskun yerlerde muharebe için çok sayıda ve bu konuda eğitimli/tecrübeli askere sahip olması ve karşısındakilerin ölümle yaşam arasında sıkışmasının risklerini göze alması, girerse de nasıl çıkabileceğini hesaplaması gerekir.
*Bu kötü senaryoların gerçekleşmemesi, ancak ABD’nin itidalli davranmasıyla mümkündür. Bu nedenle ABD’nin aklıselim içinde davranması ve İsrail’i de daha fazla kışkırmaması uygun olacaktır.
*İsrail Başbakanının, itibarını kurtarmak ve kaos yaratmak için el yükselterek, “savaşın bölgede sınırları değiştireceği” söylemine itibar edilmemelidir.
*Türkiye’nin tutumu yerindedir ve örnek alınmalıdır. Diğer taraftan da muhtemelen gündeme gelecek olan mülteci/sığınmacı konusunda, içinde bulunduğumuz durum dikkate alınarak dikkatli davranılmasında fayda görülmektedir.