IŞİD, bölge ülkelerinin vekalet savaşçısı mı?
Musul’un bir valisi vardı! Adı Esil en-Nuceyfi... Arazi araçlarına bindirilmiş ve kara yolundan gelen eli silahlı militanlara karşı, hiçbir savunma yaptırmadan, adamlarıyla birlikte tarihi bir şehir olan Musul’u terk ederek Erbil’e kaçtı ve orada BM temsilcisi ile görüştükten sonra bir yazılı açıklama yaptı.
Nuceyfi, Sünnilerin terörle mücadele noktasında Maliki hükümetine yardımcı olmaya yanaşmadıklarını öne sürerek, “Sünniler terörün ülkede yayılmasına tek başlarına engel olabilir. Ancak hiçbiri terörle mücadeleyi Maliki’nin sancağı altında yapmaz” dedi.
Başka bir delil aramaya gerek yok. Adam, sırf Maliki iktidardan düşsün diye valilik yaptığı şehri, irtibat halinde bulunduğu bir terör grubuna teslim etmiş! Bunu açıklamış oluyor!
***
Nuceyfi, konuya mezhep gözlüğüyle baktığını da gizlemiyor.
Bu bakış açısı bize pek yabancı gelmiyor!
Hani Reyhanlı’daki patlamalarda ölen vatandaşlarımız için “Benim 52 Sünni vatandaşım” diyebilen biri vardı! Üstelik o, vali değil Başbakandı..
Bundan önce de 12 Eylül 2010 referandumunu halka kabul ettirmek için, “Yargı reformu” dedikleri, bir cemaati bütün yargıya hakim kılmak operasyonunda, Karadeniz’in Alevi nüfus bulunmayan il ve ilçelerinde “Alevi hakimler gidecek, Müslüman hakimler gelecek” diye propaganda yapanlar vardı. Zaten Adalet bakanları da daha sonra kararını beğenmediği hakim için “O hakim Alevi” diye telefonda yorum yapacaktı!
Zihniyet benzerliğini görüyor musunuz? Sanki aynı tornadan çıkmışlar gibi!
***
IŞİD hakkında, “Bir CIA-MI6 organizasyonu olan El Kaide’nin Suriye grubu olarak örgütlendiği için ABD ve İngiltere istihbaratlarının kontrolü altındadır” diyebiliyoruz ama Musul Valisi Nuceyfi gibi iç siyaset uğruna, devletin yerine bir terör örgütünü bırakıp kaçarak halkın can güvenliğini tehlikeye atan iş birlikçiler olmasa, bu çapulcu sürüsü Musul’u işgal etmek bir tarafa, bir metre bile hareket edemezdi! Sonuçta, bunlar dağlarda, mağara kovuklarında eylem yapmıyorlar. Düz araziden gelerek sözde şehirler işgal ediyorlar! Zırhlı bir helikopterle hepsinin işi beş dakikada bitirilebilirdi!
Bu arada Türkiye’nin Başbakanı, “Bu IŞİD unsurlarının bir olayı olmaktan daha da öteye geçti. Şu anda adeta bir mezhep çatışmasına, belki de bir mezhep savaşına gidecek... Malum Telafer’de Türkmenlerin ağırlık olduğu yapı var. Bu Türkmen kardeşlerimizin de biliyorsunuz yarıya yakını Sünni’dir, yarıya yakını Şia’dır. Orayı da yakın takipte bulunduruyoruz ve akşam döner dönmez arkadaşlarımızla yapacağımız toplantıyla birlikte ne tür adımlar atacağız, bunların kararını alacağız” dedi!
Bunları nerede mi söyledi? Seçmene teşekkür gezilerinin son ayağı olan Trabzon’da!
Musul’da, Tuzhurmatı’da, Telafer’de Türk rehinelerin dışında, Türkmenlerin hayatı tehlikede ve Türkiye’nin Başbakanı, Artvin, Rize ve Trabzon dolaylarında geziyor. Hatta Bloomberg Medya Grup Başkanı Michael Bloomberg’i Trabzon’da kabul edebiliyor!
***
Almanya ise olaydan sadece bölge ülkelerini sorumlu tutuyor. Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, “Irak topraklarında bölgesel güçler arasında örtülü bir vekalet savaşı çıkmasını önlemek zorundayız. Suriye’nin ardından yanı başlarındaki komşu ülkede büyük bir iktidar boşluğunun oluşması, buranın farklı silahlı grupların, farklı İslamcı grupların ve teröristlerin oyun alanı haline gelmesinde, hiçbir komşu ülkenin, Suudi Arabistan’ın, Körfez ülkelerinin, Türkiye’nin ve aslında İran’ın da çıkarı olamaz” dedi.
Steinmeier, ABD, İngiltere ve İsrail’in Büyük Orta Doğu projesini bir kenara bırakarak bölge ülkelerinin, bu arada Türkiye’nin de IŞİD operasyonunda rolü olduğunu yani gerçeğin yarısını söylemiş oluyor.