İmralı’da Çankaya pazarlığı başladı?

Sırnak valisinin, hem kendisini atayan Tayyip Erdoğan’a hem de Abdullah Öcalan’a takdirlerini sunmasından sonra ilk adım ne olabilirdi?
Abdullah Öcalan’ın şahsı ile ilgili bir beklenti var! Oslo sürecinde verilen sözlerden biri budur. Fakat bundan daha önemlisi terör örgütü yöneticisi Abdullah Öcalan ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın sözleri arasındaki uyumdur.

***

Beşir Atalay, “19 Mayıs’ta Sayın Başbakanımızın başkanlığında son dönemlerin en kritik toplantılarından birini yaptık. BDP ile görüşmelerin özü şudur: Daha somut, tarihleri belli, sona doğru gidiş için yol haritası üzerinde çalışıyoruz. Karşılıklı iradede bir zayıflama görmüyoruz” dedi.
Karşıdaki iradenin kimin iradesi olduğu belli: Abdullah Öcalan!
Peki o ne diyor? İmralı sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, “Abdullah Öcalan, dünkü görüşmede iki-üç haftalık dönemde çözüm sürecine ilişkin önemli gelişmelerin olacağını açıkladı. Bu süreçte hem siyasi heyetler olarak hem de kendisinin devlet heyetiyle yapacağı görüşmeler gelişecek” diyen Önder, Öcalan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi için de “kapsayıcılık”, “demokratik siyasete olan inanç” ve “barışı geliştirme” ilkelerini sıraladığını kaydetti. Gerçi, Öcalan kendi bulacakları bir adaydan da söz etmiş ama bu kişinin kapsayıcı olmayacağını bildiğine göre Erdoğan ile yapacağı siyasi pazarlık şansını böylece artırmak istiyor.

***

Demek ki ne imiş? Abdullah Öcalan, şu iki-üç hafta içinde, yani “sona doğru giderken”, Cumhurbaşkanlığı seçiminde BDP oylarını Tayyip Erdoğan’a aktarmak için önemli adımlar bekliyor!
Peki bu adımlar atılırsa, AKP seçmeni, bütünüyle Tayyip Erdoğan’ın arkasında durmaya devam edecek mi? Veya bunu sağlamak isteyenler, Sünni çoğunluğu Tayyip Erdoğan’ın arkasına almak için kızıl maskeliler üzerinden sahte Alevi eylemleri mi düzenlettirecek?
Sırrı Süreyya Önder, “Öcalan’ın ‘yeni aşama’ olarak kastettiği şeyin ne olduğunu anlamak kolay. Bugüne kadar olmayan ama bugün gelişen şey; siyasi heyetlerin artık meseleyi siyaseten tartışmaya başlamaları...” diyor. Siyasi heyetlerden birini anladık da diğeri kimlerden oluşuyor. Bugüne kadar MİT’in sürdürdüğü görüşmeleri, Tayyip Erdoğan adına kimin başkanlığında hangi heyet sürdürüyor? Yakında ortaya çıkar!
Öcalan’ın sözcüsü, “Bu süreçte hem siyasi heyetler olarak hem de kendisinin devlet heyetiyle yapacağı görüşmeler gelişecek” dediğine göre bunun kamuoyundan saklanması mümkün değil!
Beşir Atalay’ın dediği gibi, “sona doğru bir gidiş” var ama, “iki üç hafta” mı desem, “iki-üç ay” mı desem tam kestiremiyorum!
Zira, bu mesele, Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan arasındaki bir pazarlıkla bitmez! Olayın, uluslararası yönleri, farklı stratejilere sahip tarafları var!

***

AKP iktidarı, bütünüyle bir terör örgütü ile iş birliği halinde, Türkiye’nin kurucu felsefesini değiştirerek, siyasal anlamda “Türk Milleti” ni ortadan kaldırmaya çalışıyor. Tayyip Erdoğan, bu politikayı da “şehit cenazesi gelmiyor” dayanağını kullanarak hızlandırdı. Güneydoğu Anadolu’dan sonra Doğu Anadolu da PKK’nın “alan hakimiyeti”ne terk ediliyor!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray ise “Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı olmak için PKK-AKP cephesi kuruyor” diyor.
Aslında sadece Cumhurbaşkanı olmak değil Tayyip Erdoğan’ın hedefi... Erdoğan, Çankaya’ya çıkmayı, Türkiye’nin rejimini değiştirmek için istiyor.

Yazarın Diğer Yazıları