İktidarın Anayasa sorunu
Anayasa tanımaz bir yönetim sürdürerek tarihe geçen AKP iktidarı, eline başörtüsü fırsatı geçince "Haydin anayasa yapalım" diyerek muhalefeti zorlamak istiyor. Bunu yaparken de gene anayasa tanımaz tavrına devam ediyor.
Bir yandan "yapalım" derken, öte taraftan "Öyle değil böyle" politikasıyla, laf cambazlığı ile eğip bükerek yasaların sağından solundan dolanma peşinde.
Türkiye seçim gündemine kilitlendi değil mi?
Evet.
Konu ne?
Erdoğan yeniden aday olabilir mi tartışması.
Gelişmiş Batılı demokrasilerde ve hatta hiç gelişmemiş en yoksul ülkelerde bile anayasaya uyulur. Erdoğan yönetimiyle birlikte ise uyulmaz, kılıf bulunarak sağından solundan çarpıtılır.
Hatırlayın lütfen.
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi''ne geçmeden Erdoğan''ın ilk Cumhurbaşkanı seçildiği dönemle ilgili ne demişti Bahçeli?
Seçildiği andan itibaren "Anayasanın amir hükümlerini özüne ve ruhuna aykırı olarak yorumladığını; Anayasanın vermediği yetkileri kendisinde hak gördüğünü; partili Cumhurbaşkanı gibi davrandığını; tarafsızlığına gölge düşürecek şekilde hareket ettiğini ve yetkisini aştığını; siyasi propagandalara katıldığını, AK Parti lehine oy istediğini; siyasi polemiklere katılmış, fiilen hükümet başkanı gibi hareket ettiğini" söylemişti (11 Ekim 2016) .
Yani, Erdoğan ilk seçildiğinde partisiz cumhurbaşkanı iken, anayasanın "Tarafsızlık" ilkelerine uymamıştı.
Sonra Bahçeli, bu durumu gerekçe göstererek "Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini" önermiş ve referandumla kabul edilmişti.
Durum değişti mi?
Hayır, değişmedi.
AKP ve bağlı olarak Cumhur İttifakı Anayasanın amir hükümlerine rağmen gene yandan dolanarak, lafı evirip çevirmekte ve Erdoğan''ın üçüncü kere Cumhurbaşkanı olabileceğini ileri sürmektedirler.
Hâlbuki anayasaya uymamanın mümkün olmayacağını belirten Bahçeli, yine o günkü grup toplantısında şöyle bir tespitte bulunmuştu: "Şu anda Anayasa çiğnenmekte ve suç işlenmektedir. Fiili durumla hukuki gerçek taban tabana zıtlık içermektedir."
O günden bugüne ne değişti?
Gene hukuki durumla fiili durum birbirine zıttır. Öyledir ama köprünün altından epey su akmıştır. Şimdi, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2018''de başladı. Recep Tayyip Erdoğan ilk kez seçilmiş oldu. 18 Haziran 2023''te 2. kez aday olur" diyor.
Önceki sayılmazmış.
Bu yorum doğru kabul edilirse, Yarın bir gün seçimden sonra Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini de değiştirip, Yarı Başkanlık Sistemine geçilirse ve yine anayasanın seçimle ilgili maddeleri değişmemiş, aynı kalmış olursa, bu defa da "Efendim, Sayın Cumhurbaşkanı bu sistemde ilk defa seçildi, öncekiler sayılmaz" mı diyeceğiz?
Ne zamana kadar bu böyle sürecek?
Herhalde Çin Komünist Partisi''nin yaptığı gibi ebedi Cumhurbaşkanı olarak tam yetkili bir anayasa değişikliğine kadar.
Çünkü hikâyenin sonu yok.
Oysa Anayasaya göre durum gayet açık. Yeniden aday olmasının tek koşulu var. O da Meclis''in erken seçim kararı alması. Bu kadar basit ve bir o kadar da açık.
Buna rağmen siyasal açlık tükenecek gibi değil.
Size bir şey söyleyeyim mi, bu durum, bu açlık ve iştah, olgunlaşmanın, kâmil insan eksikliğinin en somut göstergeleridir.
Bu saatten sonra düzelmez.
Çünkü devletin kurumsal yapısında, yapıyı yönetenlerin siyasal güce boyun eğiyor olması en büyük zayıf halkayı oluşturuyor.
Birlikte anayasa yapsanız da durum değişmez. Yeni bir enerji, yeni bir güç, kısaca değişim gerekir.