İç savaş tezgâhçıları niçin hâlâ serbest?
Yaşar Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı iken 11 Mayıs 2005 günü bir açıklama yapmış ve "Maalesef Kuzey Irak'tan gelen teröristler çok fazla miktarda C-4 dediğimiz çok güçlü patlayıcıyı da beraber getiriyor. C-4 maddesi piyasadan parayla satın alınacak bir malzeme değil. C-4 özel bir patlayıcıdır. Çok güçlü bir patlayıcıdır. Ben bunu ikaz ediyorum; İleriki günlerde hem kırsal kesimde hem de metropollerde ve şehirlerde tehlikeli olabilir. Nitekim son zamanlarda üzerinde bu tür patlayıcı madde ile yakalanan bir hayli terörist de oldu" demişti
Daha sonraki saldırılarda kullanılan C-4 ve A-4 patlayıcıların Irak'taki Amerikan ordu depolarından elde edildiği doğrulanmıştı. Amerikalılar, ordu depolarındaki patlayıcıların kaybolduğunu açıklamıştı!
***
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Bölücü Terörle Mücadele Şube Müdürü Nafiz Yüksel, 25 Kasım 2006 günü Bahçeşehir Üniversitesi'nde düzenlenen terör konferansında ayrıntılı bilgi vermişti.
Amerika Birleşik Devletleri Gizli Servisi CIA yetkililerinden aldıkları bilgiye göre Irak'ta 5 bin ton C-4 patlayıcısının kaybolduğunu anlatan Yüksel, bu patlayıcıların hem Irak'ta hem Türkiye'de kullanılabileceğini ifade etmişti.
Yani o dönemdeki PKK saldırıları, Amerikan ordu depolarından verilen patlayıcılar ve diğer silâhlarla yapılıyordu.
***
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başlatılan PKK saldırılarında da yine aynı patlayıcılar ve silâhlar kullanılıyor. Üstelik bu defa ABD Savunma Bakanlığı, özel kuvvetlerinin Suriye'ye girerek IŞİD'e karşı savaşta PKK'nın Suriye kolu PYD'ye yardım ettiğini de açıkladı!
ABD Savunma Bakanı Carter, PYD ile aralarında "taktik ilişki" bulunduğunu söyledi ve YPG'nin IŞİD'in elinden bölge alıp kendi elinde tutabildiğini, daha sonra bu bölgelerde iyi bir yönetim kurduğunu ileri sürdü.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı da PYD ile hafta sonu ilk defa direkt temas kurulduğunu resmen açıkladı.
Pentagon Sözcüsü Tuğamiral John Kirby de "Kürt militanlara IŞİD'i Kobani'nin dışında tutmaları ve kalan nüfusu korumaları konusunda yardım edebiliriz" dedi.
Bu arada Amerikalılar, Erbil'deki toplantıda Suriye'deki Kürt gruplarını bir araya getirdi. Barzani yönetiminin eğittiği Suriyeli Peşmerge gücünün Suriye'nin kuzeyine dönmesi kararlaştırıldı. Suriyeli Kürtlerin Hawar Haber Ajansı'na göre PYD, IŞİD'e karşı mücadelenin resmi temsilcisi olarak kabul edildi!
***
Eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, son saldırılarda PKK'nın kullandığı silâhların Amerika, Almanya, İngiltere ve Fransa tarafından Suriye ve Irak'ta gelişigüzel dağıtılan silâhlar olduğunu açıklamıştı.
Bu durumda PKK saldırılarını kim başlatmış oluyor? Saldırılarla birlikte Türkiye içinde özel olarak organize edilen bir gençlik grubunun terörü protesto bahanesiyle Kürt kökenli vatandaşlara saldırarak bir "iç savaş zemini" oluşturmaya çalışmaları, bir "istihbarat operasyonu" değil midir?
Hiçbir Türk'ün aklına bile gelmeyecek bu tür saldırıların iktidarın oluşturduğu bir gençlik grubu tarafından yapılmış olması, Hürriyet'e saldırıları da aynı grubun düzenlemesi, hatta başlarında bir milletvekilinin de bulunması nasıl izah edilebilir? Bu konuda neden resmi bir açıklama yapılarak halk bilgilendirilmiyor?
***
Bütün bu olayların, ABD'nin BOP senaryosunun parçası olduğu kesin de asıl mesele, iç savaş tahrikçiliğinin içeriden de desteklenmesi karşısında hiçbir tedbir alınmaması, suç işleyenlerden hesap sormak yerine, terör örgütünün propagandasını yapmaktan basına soruşturma açılabilmesidir!
AKP iktidarı, bu işlerin açığa çıkacağını hiç mi öngöremedi? Kendi gençlik grupları olayların içinde ama hâlâ basınla uğraşıyorlar? Ateşle oynuyorlar!