İç çatışmalar; beş maymun; Sibirya kurdu ve çoban köpeği!
Televizyonlarda Kenya’daki iç savaş görüntülerini izlerken ne düşünüyorsunuz? “Bu insanlar, ne adına birbirini öldürüyor, hepsinin çıkarı ortak değil mi? Birlik olmayı niçin akıllarına getirmiyorlar? Aralarında ne fark var?” diye aklınızdan geçmiyor mu?
Haklısınız, aralarında özde bir fark yok! Sadece kabileleri farklı! Hepsi insan ve hepsi siyah!
Peki neden çatışıyorlar?
Kenya’nın doğal zenginliklerine gözünü dikenler var ve bu servete el koymak için Turuncu Demokratik Hareketi adı altında bir parti örgütlendi de ondan? Hareketin arkasında ABD ve Avrupa var ve devlet başkanı seçimlerini Mvai Kibaki’nin kazanmasına karşı teröre başvuruyorlar! ABD ve Avrupa seçimi tanımıyor!
ABD ve Avrupa, KKTC’de de M. Ali Talat kazanmazsa seçimi tanımayacaklarını açıklamıştı. Demokrasiden kastettikleri böyle bir anlayıştır!
Tabii Kenya olaylarından çıkarılacak çok büyük dersler var. Kenya halkı eğitimde negatif öğrenme denilen yöntemlerle şartlandırılmıştır. Kimse Kenya halkını küçümsediğimi zannetmesin, Türkiye’nin 12 Eylül öncesinde yaşadıkları da negatif öğrenmenin sonucuydu. Aynı milletin çocukları öyle yanlış şartlandırılmıştı ki farklı fikirde olanları vatan haini olarak görüyordu. Veya biz toplum olarak son seçimlerde sanki akılla mı karar verdik?
* * *
Negatif öğrenme ile ilgili bir beş maymun hikayesi vardır:
“Kafese beş maymunu koyarlar, ortaya da bir merdiven ve tepesine de iple muzları asarlar. Maymunlardan biri merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Her maymun aynı denemeye giriştiğinde çok soğuk suyla ıslatılır, bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanır.
Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır. Su kapatılır, maymunlardan biri dışarı alınıp yerine yeni bir maymun konulur. İlk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler. Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir ve merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur. Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. En yeni gelen maymun da ilk atağında cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin, en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur. Son olarak en baştaki ıslanan maymunların dördüncüsü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır.”
Tıpkı, toplum olarak Türkiye’nin doğal kaynaklarına hiç yaklaşmadığımız gibi! Bütün servetimiz yabancılara teslim edilirken ses çıkarmadığımız gibi!
Amerikan toplumuna uygulanan eğitim sistemi de budur! Yoksa Amerikan devleti bir dakika ayakta duramaz!
Bazı psikologlar “organizasyonel şartlanma” yı izah edebilmek için bu deneyi anlatır.
* * *
Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk Milleti denilir” demişti! Zaman içinde bazı gruplar, etnik kışkırtmalara inanarak, milli kimliğe karşı çıkmaya ve kendi etnik kimliğini yeni bir millet ve yeni bir devlet olarak tasarlamaya başladı. Halbuki, varolmaları tarih boyunca Türklük şemsiyesinde mümkün olabilmiştir ve aklın yolu bu şemsiyenin altından çıkmamaktır.
Fakat, Pendik’teki olayda olduğu gibi şimdi Sibirya kurtları bile bu toplum içinde gaspçılar tarafından vatandaşı korkutmak için kullanılabiliyor. Neyse ki, Antalya’nın İbradı ilçesindeki olay sevindirici. Ayının saldırdığı bir kadını, dört köpeği
kurtardı.
Sibirya kurdu da çoban köpekleri de kendilerine öğretileni yapmıştır. Peki onların doğal halinde, bir insan lehine başka insanı korkutmak veya bir insanı ayıdan kurtarmak var mıdır?
Yoktur ama öğretilmiştir! Kimisi negatif öğrenmeye, kimisi pozitif öğrenmeye tâbi tutuluyor.
İnsanoğlu, çocukluğundan itibaren öğrendiklerini, beyninden çıkarıp masanın üzerine koysa, negatif öğrenmelerini ayıklayıp pozitif öğrenmelerini saklasa nasıl olur?