Türk kamuoyunda hiç tartışılmayan bir haber var! CIA, aşı programını casusluk faaliyetleri çerçevesinde kullanmaya son verdiklerini açıkladı!
Haberlere göre ABD’nin 13 tıp fakültesinin dekanı Beyaz Saray’a dilekçe göndererek, aşı kampanyalarının casusluk faaliyetlerine alet edilmesinin küresel sağlık için tehdit oluşturduğunu belirtmişti.
Beyaz Saray’dan dekanlara yazılan mektupta, CIA’nın aşı programlarını artık istihbarat amaçlı kullanmayacağı, ayrıca bu programlar aracılığıyla elde edilen genetik verileri de kullanmama sözü verdiği belirtildi.
Bu arada Pakistan’ın Kuzey Veziristan bölgesinde çocuk felci aşısı yapan 60’dan fazla sağlık görevlisi öldürüldü. Bu bölgeyi kontrolü altında tutan grupların, aşı görevlileri arasında Amerikan casuslarının olabileceği gerekçesiyle, programa izin vermediği bildiriliyor!
***
Diğer taraftan Fransa’da ırkçı partinin kurucusu ve onursal başkanı Jean Marie Le Pen, dünyadaki nüfus patlamasının, Fransa’ya yönelik göç tehlikesini de artıracağını, Ebola virüsünün bu sorunun çözümü için çare olabileceğini iddia etti. Le Pen, “Ebola virüsü bu sorunu üç ayda çözebilir” ifadesini kullandı!
Yakın geçmişte, Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından “domuz gribi” salgını olduğu gerekçesiyle üretilen aşılar Türkiye’ye de getirilmiş, halk çocuklarına bu aşıyı yaptırıp yaptırmama konusunda tereddüt yaşarken bizzat Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı’nı azarlarcasına konuşup kendisinin ve çocuklarının domuz gribi aşısı yaptırmayacağını açıklamıştı. Sonunda, tehdidin Dünya Sağlık Teşkilatı’nı etkisi altına kalan ilaç şirketleri tarafından uydurulduğu anlaşılmıştı!
Üstelik küresel sağlığı tehdit eden böyle ciddi bir konuda, Amerikan ilaç şirketleri ve onların suç ortağı olan Dünya Sağlık Örgütü yöneticileri hakkında hiçbir soruşturma açılmadı! Konu, dünyanın gündeminden sessizce düşürüldü!
Şimdi anlaşılıyor ki aşı programları, CIA’nın temel uğraşı alanlarından biriymiş...
***
1994 yılında, sonradan kaybettiğimiz arkadaşım Alparslan Ozan, Sinop köylerinde Procain Benzyll Penicilin adlı, aşı niteliğinde bir ilacın, beş yaşın altındaki çocuklara uygulandığını, bunun tehlikeli olduğunu bildirmişti. Araştırma sonunda, ilacı ürettiği iddia edilen Fransız firması, verdiği adreste bulunamamıştı! Aşının özellikle Yörük-Türkmen köylerindeki çocuklara uygulanmasının da manidar olduğunu belirterek Türk halkını uyarmıştım.
Konu ile ilgili olarak, o zaman çok seyredilen Ali Kırca’nın Siyaset Meydanı programında, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Aile Planlaması Vakfi temsilcileri ve nüfus planlaması yöntemlerine cevaz veren eski bir Diyanet İşleri Başkanı ile sert tartışmalar yapmıştım.
Elimde CIA’nın veya başka istihbarat teşkilatlarının aşı programları uyguladığını gösteren bir veri yoktu ama şüphelerim vardı.
Televizyon programında bu şüphelerimi belirtince, uygulamayı savunanlar, sözlerimi “komplo teorisi” diye çürütmeye çalışmış, hatta Ayhan Songar bile hiç gereği yokken, köşesinde “Doğum Kontrol Hapları Kanser yapıyor” dediğim için beni eleştirmişti. Sonradan, Almanya’da bu iddiamı doğrulayan bilimsel bir araştırma da yayınlanmıştı.
***
Tam 20 yıl önce, Türk halkını “Çocuklarınıza her aşıyı yaptırmayın!” diye uyarırken, yoğun eleştiri yağmuruna tutulmuştum! 20 yıl sonra ise CIA’nın aşı programlarından vazgeçtiği açıklanıyor!
Ben o zaman halka karşı sorumluluğumun gereğini yerine getirdim ve söz konusu aşı kampanyasına son verildi! Şimdi açıkça görülüyor ki ABD’si de Fransa’sı da aşıyı bir nüfus planlaması aracı olarak kullanmışlar! Türkiye’ye “Haydi çocuklar aşıya” sloganını benimsetenler, tehditlerden hiç bahsetmemişler!
