Hatemi'nin savunmasına muhtaç olmak!

Mahkemeye gitmek, MHP'de değişim isteyen muhaliflerin en son başvurabilecekleri yöntemdi... Genel Merkez bütün yolları tıkayıp, "İmzalarınızı tanımıyoruz, mahkemeye gidin" deyince mecbur kalındı...

O gün bu gündür, MHP yönetimine gönüllü avukatlık yapan AKP'li siyasetçileri ve havuz medyasındaki onlarca yazarı gördük... Hayatları boyunca MHP'yle işi olmamış, hatta husumet beslemiş, kimi zaman MHP'yi CHP'yle eşitlemiş, ağır eleştirilere tâbi tutmuş bir yığın kişiyi MHP yönetimini savunurken, hatta 'ülkede istikrarın önünü açtığı için' överken bulduk...

AKP'li 'gayriresmî' avukatlara tam da alışacaktık, bu kez sahneye AKP'ye oy verdiğini gizlemeyen 'resmî' avukat çıktı... Her seçimde oyunu AKP'ye verdiğini açıklayan ve karı-koca bu kimlikleriyle bilinen Prof. Dr. Hüseyin Hatemi mahkemeye sunulmak üzere rapor hazırladı...

Rapor, Türk filmlerinin son sahnesinde yer alan "Durun, bu nikâh kıyılamaz" dercesine bağırıyor, "Durun, bu kurultay yapılamaz" diye... Nedenleri, niçinleri ayrı bir konu... "İki tarafın da MHP'li olduğu bir dâvâda Hatemi'nin rapor yazma ücreti ne kadardır ve bu ücretin parti kasasından ödenip ödenmediği, ödendiyse bu ahlâki midir?" sorularını da geçiyoruz...

Soru şu: MHP gibi ideolojik bir partinin, adı iktidar partisiyle bu kadar iç içe geçmiş, Yenişafak'ta köşe yazarlığı yapmış ve son olarak Ocak ayında Sabah'a yaptığı açıklamada 'AKP'ye siyasî iman tazelemiş' birisinin Genel Merkez lehine rapor hazırlamasını kim nasıl içine sindirebilmiş?

***

Parasıyla değil mi? İnsan merak ediyor, ücretini ödemişken, şu Patrikhane meselesini de, ama ondan da önemlisi açılım süreci hakkındaki görüşlerini de alsalardı diye... Belki toplu görüş almalarda grup indirimi filan olurdu!..

Siyasî kaderin garip tecellileri var... Devlet Bey, iki yıl önce akîllere hak ettikleri şekilde ağır bir dille saldırıyor, onları '63'lükler' diye anıyordu... O '63'lükler'den birisi olan Kezban Hatemi'nin yine kendisi gibi düşünen kocasından adliye hizmeti satın almak siyasi hayatın ne tuhaf bir cilvesi değil mi?

Muhalifler gariban!.. Yine kendi başlarını kendileri kaşıyorlar... Adlî akıbetlerini kendi insanlarına, milliyetçi avukatlara bırakmışlar... İyi ki de öyle yapmışlar... Düşünebiliyor musunuz, değişim talep eden muhalif adayların AKP'liliği tescilli ve şöhret sahibi birini tutup, ondan medet ummalarını? Kıyamet kopardı kıyamet... Ne ihanetleri kalırdı, ne iş birlikleri, ne iktidarla birlikte kurdukları tuzakları...

***

Herhangi bir dâvâda avukatın siyasî görüşü önemli midir? Normal şartlarda elbette değildir... Ama burada durum çok farklı... Söz konusu olan parti MHP'dir ve bu partiyi diğerlerinden farklı kılan ideolojik iddialarıdır... Bu durumda görüş alınan hukukçunun siyasî fotoğrafı hayati öneme sahiptir elbette...

Milliyetçi hukukçular bitti de, şimdi AKP'li hukukçudan ders alınıyor... O da belli ki sadece 'duygusal' davranmamış, 'hukukî' olarak da içini dökmüş... Genel Merkez'in istediklerini sıralamış mahkemeye... Kurultay talebi hukuksuzmuş... Zaten mahkeme de yetkisizmiş... Tüzük değişikliğinin sonrasında merkez yönetiminin değiştirilmek isteneceği söz konusuymuş, bu da hakkın kötüye kullanılmasıymış...

Hüseyin Hatemi böyle buyurdu diye olacak değil elbette... Bizimki mahkemenin vereceği kararı önceden tartışmak hiç değil... Meselenin ne olduğunun tam anlaşılması için sözü Hatemi'nin kendisine verelim... Aynen şöyle diyor 26 Ocak 2016 tarihli Sabah gazetesinde:

"Ben, Cumhurbaşkanı'nın 'şiir okuma' dolayısıyla hapse düştüğü sırada, çevremde fare deliğinin bini bir para iken, Alemdaroğlu'nun yasak fermanına rağmen cezaevine gitmiş ve bugüne kadar AK Parti'yi desteklemiş ve bunu hiçbir menfaat karşılığı yapmamış birisiyim. Her zaman Erdoğan'a oy vermiş, son seçimde AK Parti'den yana oy kullanmış biri olarak bunları söylüyorum..."

Adamcağız açık açık söylüyor, üstelik AKP'liliği menfaat karşılığı yapmadığını ifade ediyor... Muhtemelen MHP Genel Merkezi'ni de 'karşılıksız' savunmuştur değil mi?

Siyasî hayat ve ilke... Hatemi'nin savunmasına muhtaç olmak... Dedik ya, siyasetin garip tecellileri var...

Yazarın Diğer Yazıları