Hakem hatalarından FIFA'nın masasına…
Beraberliği elinden "Hakem kararı" ile alınarak Fenerbahçe karşısında mağlubiyete mahkûm edilen Trabzonspor, hemen ardından Kasımpaşa'yı 2-1 yenerek zirve ile arasının fazla açılmasına müsaade etmedi. Fenerbahçe'nin hemen ardından, 4 puan farkla da olsa takibini sürdürdü.
Trabzon'dan 3 puanı İstanbul'un Anadolu yakasına taşıyan Fenerbahçe ise evinde Antalyaspor'dan Podolski'nin topu boş sayılabilecek kaleye son dakikada atamayınca Kadıköy'de 1 puan almayı başardı. Galatasaray'ın lig sonuncusu Ankaragücü'ne 2-1 kaybettiği ve yöneticisinden futbolcusuna kadar cümlesinin hep bir ağızdan, "Türk futbolunda adalet istiyoruz" diye canhıraş bir şekilde yaptıkları bağırmalar, geçmişe dönüldüğünde o kadar çok maçı, "Adalet gün gelir size de lazım olur" denebilecek kadar da hatırlattı ki...
Bu durumda haftayı en kârlı geçiren Yeni Malatyaspor'u deplasmanda 1-0 yenen Beşiktaş oldu.
***
Bu genellemeden sonra dönelim özele, yani her hali ile değerlendirilmesi bize bırakılan Trabzonspor'a.
Kasımpaşa karşısında mükemmel olmasa da, yüksek tempolu bir oyun ortaya koyan bordo-mavililerin üzerinde, maçı kazanabileceklerine olan inancın olumlu etkileri, hatta epeyce de rahatlığı vardı.
Kasımpaşa'da ise Trabzonspor kalesini tek rahatsız eden eski futbolcusu, sprinter Yusuf Erdoğan oldu. Öyle ki Abdullah Avcı, Serkan'ı bile çıkartmak zorunda kaldı. Kaldı kalmasına da yerine kaydırdığı Abdulkadir Parmak, Yusuf'u durdurabildi mi? Hayır... Pozisyonlar tekrar izlensin, "durdurabildi" demek gerçekten zor. Peki, bu işi Hüseyin Türkmen daha iyi yapamaz mıydı? Yapardı! Yaptığı maçlarda vardı.
Öyle veya böyle, sonuçta Trabzonspor, birisi kalecinin bacakları arasından yuvarlanarak, diğeri Nwakaeme'den kaleye arkası dönük olduğu için kurtulup, Bakasetas'ın önüne düştüğü için topu ağlarla buluşarak gelen 2 golle kazanmayı bildi. Sırada 8 Mart Pazartesi, yani Dünya Kadınlar Günü'nde kadın taraftarlarına galibiyet hediye etmesi beklenen Alanyaspor maçı var.
***
Ama söz konusu Pazartesi günü olduğunda öğreniyoruz ki, Trabzonspor Yönetim Kurulu, TFF'yi, FIFA'ya şikayet edecekmiş.
Hakemlerin kararları gerekçe edilerek yapılacak şikayete, bu durumda Ankaragücü karşısında adaletin katledildiğini söyleyen Galatarasay'ın da destek vermesini beklemek lazım. Verir mi?
Bana göre vermez.
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu; "Trabzonspor olarak biz FIFA'ya gidiyoruz. Eğer diğer kulüplerde gerçekten verilen bu kararlardan, yapılan uygulamalardan şikayetçi ve muzdarip iseler, o zaman onları da bizimle birlikte FIFA nezdinde mücadeleye davet ediyoruz" diyerek adeta yediden-yetmişe tüm kulüpleri (ki hepsi bir yerde mutlaka bir haksızlığa maruz kalmışlardır) TFF'yi, yani Türkiye'nin Futbol Federasyonu'nu yani ülkesini şikayete çağırıyor.
Şikayete konu edilen haksızlıkların, Türkiye'de bırakın futbolun olmadığı, yapılmadığı alan var mı? Yasamasından, yürütmesine, yargısından basınına kadar.
Ezcümle, konunun detayları çok.
Kısaca düşüncemizi belirtecek olursak, Türkiye ismi söz konusu olunca, "kol kırılır yen içinde kalır" yapılsın demiyorum. Ancak bir zamanlar yine Ahmet Ağaoğlu'nun; "Avrupa'dan hakem getirilsin" diye yaptığı öneriye de sebep olan hemen hemen herkesin şikayetçi olduğu (yani haksız kararlarla herkesin muhatap olduğu) hakem kararları nedeniyle ülkemizin adı Dünyalının masasına bu kadar konulmamalı.
***
Eksik bırakmayalım.
Fenerbahçe karşısında son dakikalarda verilmeyen penaltısı yüzünden beraberlikten olan Trabzonspor'un uğradığı haksızlığa, Trabzon'dan doğru dürüst tek tepki AK Parti'li Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç'ten geldi.
Sadece son Fenerbahçe maçından sonra değil, 2010-2011 sürecinde bile Trabzon'un gerçek manada birlik ve beraberlik içinde olamadığını üstüne basa basa vurgulayan Avukat Ahmet Metin Genç'in son açıklaması, bu konuda yoruma bile gerek bırakmayacak türden:
"2011'de birlikte hareket edemediğimiz için 'Kupa Başbakanda' diyerek kolaya kaçtığımız için üstümüze geldiler. O reaksiyonu koyamadığımız için üstümüze geldiler. Yine aynı devam ediyor. Bu şehir birlikte hareket etme kabiliyetine kavuştuğu an kendi hakkını da, takımının da, Anadolu'nun da hukukunu korur. Bu şehir böyle bir şehir. Bunu bir eleştiri olarak gündeme getirmek istiyorum."