Gerçekten aynı dindeniz değil mi?

Başbakan Davutoğlu Kâbe alanında 'din kardeşlerimiz'i selâmlıyor… 'Din kardeşlerimiz' de arkalarını Kâbe'ye dönmüşler, alkış kıyamet ıslıklar eşliğinde tezahürat yapıyorlar "Ya Allah Bismillah Allahuekber" şeklinde…

Orada Malazgirt'te Doğu Romaların işini bitirmiş Alparslan edasıyla selâmlama yapan Ahmet Davutoğlu'na kızmayalım… O ki, Süleyman Şah'ın türbesini apar topar kaçırdıkları yeri fetih toprağı gibi ziyaret edip, bir güzel de namaz kılarak fotoğraflar vermişti medyamıza… Bunlara alıştık artık…

Salman Rüşdi'ye nazire yaparcasına Bakara'yı makaraya çevirenleri derhal def etmek yerine balkonlara çıkaranları, ABD seyahatinde yanında taşıyanları ve memleketinde 'kardeşim' diye anons edenleri gördükten sonra neden şaşıralım?

Hz. Peygamber'in Mekke'nin fethi sırasında gurura kapıldığını ama kendilerinin asla gurur yapmayacaklarını ifade ederek, hadsizce Hz. Muhammet'le tartıya çıkıp, ortaya bir de 'fark' koyanların yeniden Bakan yapıldığı yerde İslâm adına neye niçin hayret edelim?

***

Ya tezahüratlarıyla Kâbe'yi inleten zavallılar… Sanırsınız 300 Spartalı ayarında hepsi!.. Büyük cenk kazanmışlar!.. Biraz daha gayret etseler Ebrehe'nin filleri olacaklar farkında değiller… Fiziken olmasa da rûhen yıkmaya kalkıyorlar o iklimi ama gaflet içinde gözleri dönmüş vaziyette ıslık çalıyorlar…

İnsan onları görünce Jet Fadıl'ı hem özlüyor hem de hak veriyor ister istemez… Belirli periyotlarla gelip değişik projelerle 'müminler'i tava getiriyor ya, galiba yine mevsimi geldi… Çünkü bu topluluk hiç aklında olmayan adamı bile günaha sokar, "Gel beni dolandır" diye tahrik eder!..

Gel de şimdi şaşır bakalım umre şirketlerinin kalınacak oteli övmek için verdikleri "Kâbe ayaklarınızın altında" spotlu reklamlara… Zemzem kremine ve sabununa… Sakal-ı şerifin yıkandığı suya… Çin malı akıllı seccadeye…

***

Görüntülerden sonra şunu bir kere daha anladım ki, televizyonlarda çörek otu yağı satan ve neredeyse ölümsüzlüğü tatmak için reçetenin 1400 yıl önce yazıldığını söyleyen 'dindar esnaf'a daha çok yardımcı olmak lâzım!.. Çünkü pazar büyük ve bu pazarın karşılanması için devletin de müteşebbise organize sanayi bölgeleri gibi 'organize mümin tokatlama bölgeleri' oluşturması gerekiyor!.. Vergi ve sigorta indirimi, teşvik, ucuz elektrik ve su verilerek bu sektörler büyütülmeli!.. Pazar gerçekten büyük!..

Hem böylece pazar kayıt altına alınmış olur, sektörün merdiven altına kayması da engellenir… Aksi halde, Allah muhafaza, android işlemcili telefonlar bile o merdiven altlarında imâl edilir, sonra da (hâşâ) "Allah ile peygamberler kendi aralarında haberleşirken bu telefonu kullanıyorlardı" diye reklâm bile yaparlar!.. Belki de telefonun markası Cebrail Galaxy S filan olur!..

Şimdilik bu şirke bulaşılmadı çok şükür… Yine de tedbirli olmak gerekiyor… Dedik ya pazar harika ve son derece bereketli… Tipik bir örnek: 2011 Kasımında İzmit'te adliye önünde büyük bir kalabalık var… Aradıkları kişinin yakalandığını duymuşlar, koşup gelmişler… Gelenler, 'Peygamber soyundan gelen bir müteahhitten ev alıp sevaba gireceğini zanneden' dolandırılmış binden fazla mağdur ve ailesi… Yakalanan ise 'Seyyid' dümeniyle piyasaya çıkan ve müşterileri cezbetmek için umrelere turlar bile düzenleyen bir sahtekâr…

Bu hikâye orijinal mi? Değil tabii… Altınlarını okutunca daha da çoğalacağına inanıp tanımadığı kişiye kaptıranlar gibi binlerce on binlerce çıkar bunlardan… İşte bunun için şaşırmamak lâzım Beytullah'taki alkış kıyamete, ıslıklı tezahüratlara… Bu pazar adamı, hiç aklında olmayanı bile tahrik eder… Hele aklında olan uçurur uçurur…

***

Davutoğlu'nun söz konusu videosunun altına yazılan bazı yorumları aktarayım, siz karar verin bu pazar adamı tahrik eder mi etmez mi diye:

T.Ç.: Hz. Hamza yı bilir misiniz? Kâbe'ye girdiği an herkes onun heybetinden gücünden korkar çekinirler akıl almaz bir saygı duyarlardı. Bu ona taptıkları anlamına gelmiyor. Benim Başbakanım bu devrin Hamza'sı siz yediği kaba tükürenler ne yaparsanız yapın bu gerçeği değiştiremezsiniz.

B. C.: Biz burada Hacer-ül Esved'i selâmlıyoruz. Ahirette bize şahitlik edecek o.

R. G: Senin liderin Hacca giderse sen de git alkışla. Allah seni E. ile beraber yargılasın.

T. Ç: Siz gidin de Ak Parti gelmeden önce devleti hortumlayan Başkan'lara hesap sorun. Bu ülkeyi dış borçtan kurtaran ve dünyaya Türkiye yi tanıtan başkanıma değil. Çarşaf çarşaf yol yapan insanlara köprüler metrolar yapan insanlara nasıl hakaret ediyorsunuz?

İ. A.: En azından Allah'ın evine gidiyor. Sizin Başbakanlarınız oraları da bilmezlerdi.

***

Durum böyle… Gel de tahrik olma, gel de Fadıllara hak verme, gel de çarpma bakalım!..

Yazarın Diğer Yazıları