Genelkurmayın "Ali, Rodos'a bak!" mesajının sebebi!
Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyine sınır ötesi hava harekatı düzenledikten sonra, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde Rodos gündeme getirildi.
Genelkurmay Başkanlığı, Yunanistan’ın 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması’nın şartlarına aykırı olarak Türkiye’nin güvenliği açısından hayati öneme sahip olan Rodos Adası ve 12 Ada’yı dünyanın gözü önünde silahlandırmakta olduğunu açıkladı.
Genelkurmay Başkanlığı, daha önceki Rodos’un fethi yıldönümlerinde böyle bir yayın yapmamıştı! Peki neden 2007 yılında buna ihtiyaç duydu?
Bu konuda küçük bir “soruşturma” yaptık. İlginç bilgilere ulaştık.
* * *
Türkiye Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni 4 Aralık 2007 günü Atina’da “Güven Arttırıcı Önlemler” başlığı altında ve NATO çerçevesinde ortak güvenlik sistemi oluşturmak konusunda anlaşma sağladı.
Bu önlemlerin aşamalı olarak Ege’deki sorunları “eritmesi” hedefleniyordu.
Yapılan ortak açıklamaya göre, iki ülke NATO çerçevesinde barışı destekleme harekâtlarına katılmak üzere, müşterek bir harekât birliği teşkil edecek. NATO Reaksiyon Kuvveti içinde sadece iki ülke kara kuvvetleri bir “kara birliği” oluşturacak. İki ülkenin kuvvet komutanları arasında karşılıklı ziyaretler düzenlenecek. Birleşik Müşterek Doğal Afet Kurtarma Kuvveti teşkil edilecek. Trakya’da Türk-Yunan sınırında görev yapan birliklerin komutanları arasında karşılıklı ziyaretler yapılacak.
* * *
Görüşmelerden sonra Ali Babacan, Batı Trakya’ya geçti ve buradaki ziyaretlerinde Batı Trakya Türklerinin, Türk kimliğiyle ilgili bazı sorunlar yaşadığını hatırlatarak, “Türk kelimesini kullandırtmamakla, yazmamakla Türk kimliğini yok edemezsiniz” dedi. Babacan, iki ülke arasındaki karşılıklı işbirliği ve güvenin artmasının, Batı Trakya Türklerinin hayat şartlarına da yansıyacağını söyledi.
Yunan basın-yayın organları, Babacan’ın bu yaklaşımının Türkiye ile Yunanistan arasında anlaşmaya varılan 5 yeni güven artırıcı önleme gölge düşürdüğü yolunda yayınlar yaptı.
Ziyaret, Batı Trakya Türkleri’ni sevindirdi.
* * *
Peki Türkiye açısından sorun nerede? Rodos tepkisi nereden çıktı?
Sorun şu ki, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Atina’ya askeri konularda bir anlaşma yapmaya gittiği halde Genelkurmay Başkanlığı’na önceden hiçbir bilgi vermemişti! Askeri bir uzman da istememişti. Oysa, bu bir devlet geleneği idi.
Ali Babacan, resmi görüşmelerden sonra muhataplarına Yunanistan’ın kendi güvenliği ile ilgili aldığı önlemlere saygılı oldukları yolunda sözler de söylemişti. Bu da Genelkurmayı son derece rahatsız etmişti. Türkiye, Yunanistan’ın sınır güvenliği ile ilgili hangi önlemlerine saygı duyacaktı acaba?
Genelkurmaya Atina’dan ulaşan özel bilgilerin dışında Ali Babacan To Vima gazetesinin 04 Aralık 2007 tarihli sayısında yayınlanan açıklamalarında “Yunanistan ve Türkiye, her biri diğerinin Ege’deki hayati çıkarlarına saygı gösterme konusunda taahhüt altına girmiş bulunuyor. Böylelikle iki taraf karşılıklı saygı temelinde tek taraflı faaliyetten kaçınıyor” demişti!
Ortak basın toplantısında Babacan, Yunan Dışişleri Bakanı’na “Dostum Dora” diye hitap etmiş, Bakoyani de “Sevgili Ali” diye karşılık vermişti.
Genelkurmay da “Bak Ali, bu Rodos, Ali Rodos’a bak” diye işin alfabesinden başlayıp çok net bir cevap vermişti!
Bilgilerinize sunulur!