Galatasaray nasıl kazandı, Beşiktaş neden kaybetti
GÜREL YURTTAŞ/ Yeniçağ
Önce ilk yarıyı özetliyeyim. Maça başlama onbirlerini görünce kötü antrenör Torrent''in diğer kötü antrenör Karaveli''den daha iyi olduğunu sahaya sürülen onbirlerden gördük.
Bu da hemen oyuna yansıdı zaten. Karaveli 40''ına merdiven dayamış, Türk olsaydı askerlik arkadaşı olabilecek Atiba''dan tempolu geçeceği ortada olan, çok koşan oyuncuların etkili olabileceği bir maçta bir şeyler beklemesi inanılmaz bir teknik adam öngörüsüzlüğüydü. Buna karşın Torrent''in Feghouli''yi ilk onbire alması olumluydu. Can da bozulunca Atiba''nın yüzünden, orta sahadaki üstünlüğü Galatasaray ele geçirdi.
Sadece bu değil. Kenan Karaman nedir arkadaş? Bir topu da tut ayağında yahu. Güçsüz, silik, etkisiz. Buna karşılık Galatasaray''ın kanatında etkili olan Kerem vardı. Diğer tarafta da yine çok koşan oyuncuları.
Hele de bir gol attı diye hafif de göbeği olan Güven''i ilk onbirde oynatması... Batshuayi''yi yedekte bırakmak nedir Allah aşkına! Batshuayi''nin en kötü hali bile bu takımda ilk onbirde oynamaz mı? Diğer tarafta canını dişine takan, her hava topunu alan, sağa sola kaçarak arkadaşlarına boş alan yaratan Mostafa Mohamed vardı. Sonuçta iki asist yaptı, Kerem de iki gol attı.
Takımının bu kadar etkisizliğine çırpınan tek adam Ghezzal bile isyan etti artık. Sarı kart görmesi de ondandı.
Maç 2-0 olunca Serdar Topraktepe sanırım Karaveli''yi bir şeyler söyledi. O da ilk yarı bitmeden sahanın en etkisiz adamlarından ikisini Güven''le Kenan''ı oyundan aldı, ilk onbirde oynamaları gereken Batshuayi ile Larin''i oyuna aldı.
İlk yarının tartışmasız hakimi Galatasaray''dı, bu da takımların 2-0''la soyunma odasına gitmesinden zaten belliydi.
Gelelim ikin
İkinci yarıya girerken Josef''i de Atiba''nın yerine aldı Beşiktaş oyuna. Madem oynayabilecek durumdaydı, niye yedek kulübesindeydi acaba? Bu değişikliklerden sonra Beşiktaş biraz da olsa ağırlığını koydu oyuna. Galatasaray ise 2-0 öndeydi nasıl olsa, daha çok savunmada kalmayı tercih etti. Ama hızlı ataklarla pozisyon da yakaladı. Bu hızlı atakların kahramanı Mostafa Mohamed''di. İşte o sırada Torrent de girdi devreye; "Karaveli yapar da ben yapamaz mıyım" dedi sanırım. Merak ediyorum; Mohamed''i neden oyundan aldı acaba? Yerine Gomis''i soktu. Omar''ın yerine Boey, Emre''nin yerine de Babel girdi. 78''de bu kez de Beşiktaş''ta varlığı ile yokluğu belli olmayan Alex''in yerine Rıdvan''ı aldı. Galatasaray da Kerem çıktı, Omer girdi.
Son dakikalara girilirken baskılı görünen Beşiktaş''tı. Ama Galatasaray öyle kapandı ki; 84. dakikaya kadar ligin en çok isabetli şut atan takımı Beşiktaş''a kaleyi bulan bir şut fırsatı bile tanımadı. 84. dakikada ise Ghezzal''ın pasını ceza alanı içinde alan Rıdvan, Beşiktaş''ın bu maçta kaleyi bulan ilk şutunu attı. Top Pena''nın bacak arasından geçip, filelerle buluştu: 2-1.
Derbi heyecanlıydı; doğru. Tempo yüksekti; bu da doğru. Ama futbol kalitesi yoktu. Bu da hocaların yetersizliğindendi daha çok bence. Bu derbi yanlışlar derbisi olarak tarihteki yerini alacak. Ama kazanan kurtardı günü, kaybeden ise düşünecek şimdi; ben nerde hata yaptım diye. O kadar çok ki oysa, fazla düşünmeye gerek var mı?